hz sülayman hükümranlığı dünyada eşi benzeri görülmemiş düzeydeydi. hz. süleyman insanlardan, cinlerden ve hayvanlardan oluşan çok güçlü bir orduya da sahipti. çevre düzeni ve mimari teknolojide ileri seviyede bilgi sahibilerdi.
*çok güçlü bir ordusu vardı.
karşı koyamayacakları ordularla geliriz _neml37.ayet
*ordusunda hayvanlar vardı.
Derken Hüdhüd çok beklemedi, çıkageldi ve (Süleyman’a) şöyle dedi: “Senin bilmediğin bir şey öğrendim. Sebe’den sana sağlam bir haber getirdim.”_neml22.ayet
hüdhüd kuşunun ortalarda görünmediğini gören hz. süleyman kuşun nerede olduğunu sordu. hüdhüd kuşu güneşe tapan bir kavim görmüştü. geldi ve onu haber verdi. bunu öğrenen hz. süleyman, kuşu tekrar yolladı ve onlara bir mektup gönderdi. mektupta sebe halkına bir davet yer alıyordu ve güneşe tapmanın yanlış olduğunu yazıyordu. sebe melikesi kadın, yönetimde ileri gelenleri çağırdı ve durumu bildirdi. bunun üzerine hz. süleymanın yanına giden sebe halkı gördükleri ihtişam karşısında hayrete düştü. müthiş bir güzellik vardı ve daha önce görmedikleri türden bir zenginlik mevcuttu.
*ışınlamayı bilen kişiler vardı
Süleyman, “Ey ileri gelenler! Onlar bana teslim olmadan önce hanginiz bana onun (kraliçenin) tahtını getirebilir?”_neml38.ayet
hz. sülayman, sebe melikesi belkıs'ın tahtını o gelmeden önce bulunduğu yere getirilmesini istedi. halkından 2 kişi cevap verdi. ikiside bu işi hemen yapabileceklerini (tahtı ışınlayabileceklerini) söyledi. bu iki kişiden biri cinlerden bir ifrit idi. ifritt, şeytanın cinlerden olduğu gibi bir cin türüdür.
''Cinlerden bir ifrit , ”Sen yerinden kalkmadan ben onu sana getiririm ve şüphesiz ben, buna güç yetirecek güvenilir biriyim” dedi._neml39.ayet
''Kitaptan bilgisi olan biri, “Ben onu, gözünü kapayıp açmadan önce sana getiririm” dedi. Süleyman, tahtı yanında yerleşmiş hâlde görünce şöyle dedi: “Bu, şükür mü, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni denemek için, Rabbimin bana bir lütfudur. Kim şükrederse ancak kendisi için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse (bilsin ki) Rabbim her bakımdan sınırsız zengindir, cömerttir.”_neml40.ayet
tahtı saniyeler içinde yanında gören hz. süleyman, bu nimetlerden ötürü böbürlenip kendi gücü ilemi yoksa allah'ın lutfu ile kavuştuğunu unutacak mı? diye sınanmış olduğunu söyledi. bu hükümranlıktan ötürü şükretti ve kendisini üstün görmedi.
daha sonra hz. süleyman, belkıs'ın tahtın'ın süslenip değiştirilmesini söyledi. bunu, onlardan daha fazla bilgi sahibi olduklarını göstermek ve allah'ın dinini kabul etmeleri için bir delil olarak sunmak istedi.
(Belkıs gelince, “Senin tahtın böyle mi?” denildi. O da, “Sanki o! Fakat zaten daha önce bize bilgi verilmişti ve biz teslimiyet göstermiştik” dedi._neml42)
sonra içine bir kuşku düştü ve güneşe tapmak daha cazip geldi. (''Daha önce Allah’tan başka taptığı şeyler ona engel olmuştu. Çünkü o inkâr eden bir kavimden idi.''_neml43)
bunun üzerine köşke girmesi söylendi. köşkün girişinde ki zemin derin bir su görünümündeydi fakat su değildi. billurdan yapılmış bir zemindi. Belkıs, o zemini su zannedip kıyafetinin ıslanmaması için eteğini topladı. Bastığında su olmadığını anladığında ''âlemlerin Rabbi olan Allah’a teslim oldum” dedi.
Ona “köşke gir” denildi. Köşkü görünce onu (zeminini) derin bir su sandı ve eteklerini topladı. Süleyman, ona “Bu, (zemini) billurdan döşenmiş bir köşktür” dedi. Belkıs, “Ey Rabbim! Şüphesiz ben nefsime zulmetmiştim. Şimdi ise Süleyman ile birlikte âlemlerin Rabbi olan Allah’a teslim oldum” dedi._neml44.ayet
"ben" tabanlı. Tanrı yeryüzünün tanrısı kıldı süleyman'ı. Ve o başka kimse tanrı olmasın istedi; Bir insan daha ne isteyebilir ki dedikten sonra, kendisi bana kalanlar kimseye kalmasın diye bir istekte bulundu.