nuh nebi, buğday tenli ve iri yapılıydı.
ve fizikman hazret-i âdemi andırırdı.
ıri gözlü ve güzel bir zat idi mükerrem.
sakalları uzunca, geniş omuzluydu hem.
gayet gadaplı olup, sabrı dahi çoktu pek.
kavminin cefasına, dayandı sonuna dek.
zahmet ve meşakkatli geçerdi çogu vakti.
buna rağmen, rabbine çok yapardı taati.
yediyüz rekat namaz kılardı gün ve gece.
asla ilgilenmezdi, dünya ile zerrece.
bin senelik ömründe, etmedi bir ev talep.
kıldan, siyah bir çadir içinde yaşadı hep.
950 sene peygamberlik yapmıştır. ve toplam 80 kişi iman etmiştir. peygamberliği boyunca kavminin hakaretlerine maruz kalmıştır.
ümidini kaybedince de;
"rabbine: (ya rab) mağlub oldum; artık bana yardım et! diyerek yalvardı." kamer/10.
geçimini çobanlık yaparak sağlar, zaman zaman da ticretle uğraşırdı.
peygamberlik gelmeden önce çok sevilen bir insan olmasına rağmen -hatta peygamberlikten sonra da sevilmesine rağmen- az sayıda kişi iman etmiştir.
hz. nuh un dört oğlu vardır efenim! ve fakat bir tanesi, ki kendisine yam (ya da bildik ismi ile kenan) denir ona inanmadı, "ben dağa çıkar yırtarım" dedi ve tabii ki boğuldu.
ayrıca hz. nuh duası daha dünyada iken kabul olan peygamberlerdendir. "ya rabbi, yerüyüzünde inkarcılardan hiç kimseyi bırakma" duasını muteakip bildiğimiz tufan olmuş, inkarcılardan bir tane bile kalmamıştır!
uzun yaşamasından ve allahü tealanın ' ey yer suyunu çek, ey gök suyunu tut' emriyle tufanın sonra ermesinden sonra kavminden kurtulanlarla yeni bir dünya kurduğu için ikinci adem olarak da adlandırılan nebi.
diğer bütün peygamberler gibi büyük hakaretlere uğramış peygamber. okadar ki yaptığı gemi ile dalga geçen azgın halk Hz Nuh un yaptığı gemi üzerine pislemeye başladılar.. dalga geçtileronunla. üzülen HzNuh a yardım yaradan dan geldi. öyle bir derihastalığına gark olduki ahali cılk yaralar çıktı vücutlarında ama hala azgındılar .uğursuz olarak gördüklerii peygaberden dolayı bu olayın başlarına geldiğini düşündüler. üzülen peygambere ferahlık çokta geç gelmedi. bir gün yine aynı densizliği yapmak üzere gelen azgın lardan birinin eli tesadüfen değdi oradaki pisliklere şifa oldu akabinde derdine bu kulaktan kulağa yayıldı. öyle bir temizlediler ki azgınlar gemiyi tahtaların aralarına kaçmış ifrazatlarını bile tırnakları ile kazıyıp sürdüler üzerlerine...