Birisi insanların kainattaki en şerefli mahlukat olduğunu söyleyen zat; Birisi insanların maymunlardan gelen varlıklar olduğunu söyleyerek insanı alçaltan maymunumsu.
1 sene 1 ay sonra gelen edit:
Başlık üzerime kalmış. Bu tür bir başlık açacak karakterde insan olmadığımı özellikle belirtmek isterim. Hz muhammed'le charles darwin'in isimlerini yanyana koymak gibi bir hata yapmam... Başlığı açıp sonra da kaçan yazar havada bulut'tur.
ikisi de daha niceleri gibi ,sentezi beyni almayan illa ki bi sidik yarışına ve bi kazanana ihtiyaç duyan acınası beynin anlayaaycağı kişilerdir..tabii anlar anlamaz bu da beni bağlamaz ama din vs evrim konusu bi çok başlıkta tartışılmışken sırf biraz daha ortalığı karıştırayım nasılsa herkes bunu yapıyor hem de ilgi çekerim zihniyetine tepki vermemek susmak bi nevi kabul ediş olucağından bunları yazma ihtiyacı hissettim..
(bkz: beyin hücresi sahibi olmak vs olmamak)
darwin'in malesef teorisi hep ideolojik yaklaşımların etkisinde kalmış ve hak ettiği bilimsel tartışma ortamına kavuşamamıştır.
hz. muhammed'in de getirdiği din dönemine göre en ilerici, en devrimci dinidir ama malesef günümüzde onun getirdiği dine dayanılarak onun dinine hakaret edilircesine uygulamalr yapılmaktadır.
sonuç olarak ikisi de ideolojik nedenlerden dolayı hakkıyla anlaşılamamışlardır.
bir bilim insanıyla bir politikacının karşılıştırılmasıdır.
darwin koyu bir katolik olarak dini bir okula gitmek istemiştir. babası onun biyolojiye yönelmesini istese de o öğrenim hayatına katolik bir okulda başlamıştır. sonraysa biyolojiye merak salmış, galapagos adaları'nda daha sonra türlerin kökeni başlığı altında toplayacağı çalışmalarına başlamıştır. canlılar üzerinde çalıştıkça kilisenin ve katolisizmin öğretilerini sarsacak bilgilere ulaşmış, buna rağmen asla "benim dinim bunu yasaklar, çalışmayı bırakayım" dememiştir. arkadaşlarına yazdığı mektuplarda çalışmalarının hakim din söylemini sarsıcı nitelikte olduğunun farkında olduğunu belli etmektedir. çalışmalarını yayımlamak içinse 10 yıl beklemiştir ve çalışmalarını asla bir topluluk önünde savunmamıştır.
darwin bir bilim insanıdır ve bilimin gereklerini kimsenin zorlaması olmadan ortaya koymuştur. eğer tanrısal bir düzen varsa, darwin dinlere rağmen bu düzeni de aydınlatacak derecede cesur ve ahlâki değerlere sahip bir insandır. kendi inançlarını sarsacağını bilmesine rağmen insanın o en derin itici gücü olan merakının peşinden koşmuş ve türleri incelemiştir.
muhammed peygamberse bir sosyal önderdir, bir toplum üzerinde derin etkileri olmuştur, dünyanın inanç sistemini değiştirecek denli güçlü bir ikna gücüne sahip bir öğreti sunmuştur. sunduğu öğreti dönemiyle bağlarını koparamamış, evrensel bir iddiası olsa da oldukça lokal içerikli kalmıştır.
ikisi de kendi dönemi için önemli insanlardır. muhammed peygamber de kendi dönemindeki hakim dini algılayışı yıkacak bir esere imza atmıştır. çok fazla yüzeltildiği için dönemin sosyal hayatı içindeki yeri de pek bilinmez.
hala darwin'in insanın maymundan geldiğini iddia ettiğini sanan cahil cüheyla tayfasının dilinde olan karşılaştırma.
anladık, okumuyorsun, bilip bilmeden konuşuyorsun filan ama, en azından 2 dakika alt yapı kur bilgi dağarcığında. yaşamayı yemek-içmek-tuvalete gitmek döngüsünden çıkarıver, hadi canım.
birisi kendi halinde bir bilim adamıdır. diğeri ise ergen gençlerin kendilerini sözlük, arkadaş ortamı vs gibi bilimum mekanlarda kendilerini farklı gösterme aracı, en güzel insandır.
bilimi karalamaya yonelik bosa cabadir. biri elmadir, biri armuttur ve ilkokul 2. siniftan beri biliriz ki, elma elmayla toplanir, armut armutla, elmalarla armutlar toplanmaz. her seyi sorgulayan bilimin karsisina getirip, sorgulanmaya hic tahammulu olmayan dogmayi koyarsaniz, bu darwin'in maymunlugu degil, sizin esekliginiz olur cok afedersiniz.
birinin öğretilerine inanan hayvandan geldiğini düşünür..
diğerinin mesajını öğrenen şu anda hayvan olduğunu, insan olmak için çalışması gerektiğini idrak eder.
şimdi her koşulda muhammed peygambere övgüler düzüp ateistlerin bile bir din adamına kendi bağlamı dışında teolojik bir "saygu" beslemesi gerektiği şeklinde propaganda yapan şahsiyetlerin "biri insan, biri maymundur" gibi bir çıkarıma gidebilecek ahlâksızlığa tamah edebildiğini görüyoruz.
hangisinin insanın maymun tarafına daha yakın olduğu bir yana, eğer dininize ve peygamberinize saygı beslenmesini istiyorsanız başkalarının da aynı saygıyı başka insanlar için sizden bekleme hakkını göz önünde tutmanız gerekir.
özet olarak:
ikisi de maymundur ama sadece biri bunun farkındadır.
Birisi Komünistler tarafından para verilerek ortaya bir teori atan ve ispatlamak için kıçını müritleri ile beraber yırtan adam. Diğeri Alemlere Rahmet olarak gönderilmiş Allah tarafından kendisine verilen Kuran-ı Kerim ile kıyamete kadar tazeliğini koruyacak ve kendiliğinden, bilim adamları tarafından da doğrulanan, ispatlanan bir Kitabın vahiyle indirildiği peygamber.
madonna vs. yıldız kenter gibi bir şeydir bu karşılaştırma. bir tanesi bilim adamıdır; uzun süre gezmiş araştırmış, şu anda neredeyse biyoloji ile ilgili kitapların hemen hepsinde giriş bölümünü oluşturacak kadar zarif bir teori üretmiştir. bugün tedavi olmak isteyen herkes ya da onları tedavi eden insanlar darwinin ortaya attığı teorinin (ki hatta kanun artık) temelinde umut bulmaktadır. bir diğeri ise bilimsel pozitivist epistemolojinin tamamen dışında inanç temelli ahlaki-politik ve dini sistemin kurucusudur. muhammedin referans gösterdiği bütün kaynaklar olmayan varlıklardır. olmayan ile kasıt olduğunu bilmediğimizdir sadece tercihe göre inanmamızdır. dolayısıyla muhammed'in söylediği herşey yanlışlanabilir ya da doğrulanabilir bir temelden uzaktır. dolayısıyla muhammedin söylediği hiç bir şeye hiç kimse doğrudur veya yanlıştır diyemez ancak darwinin belli bir sistematiğe ve disipline göre (pozitivist epistemoloji) kurduğu sistem üzerine yine belirli bir sistem dahilinde yaklaşılabilir. o yüzden bu karşılaştırma elmalarla armutlar arasındadır.
birisinin müridleri diğerinin teorisini çürütmek için kıçını yırtarken, teori kendisini dinlere karşı konumlandırmamıştır.
yani evrimciler dinleri çürütmeye çabalamaz, evrimden bihaber peygamberler zamanında kaleme alınan kitaplar verili olarak evrim tarafından çoktan sarsılmıştır zaten.
yani birinin dini savunma halindeyken, diğerinin kuramı saldırmaya bile gerek duymamaktadır.
bu direnç yüzünden islâm'ın evrimi hazmetmesi birkaç yüz yılı alacaktır.
sanırım ortak tartışma alanları canlıların nasıl meydana geldiği mevzusudur.
bir moleküler biyoloji ve genetik öğrencisi olarak diyebilirim ki charles darwin'in evrim teorisi allah'a muhtaçtır. allah'sız hiçbir şekilde varlığını sürdürmesi de düşünülemez. moleküler evrim'e kadar bu işin her türlü ayrıntısını biliyoruz biz, onun için burada evrimden bihaber insanlar gelip de maval okumasınlar millete. tamam mı bebişler?
evrim gibi olasılıklar üzerine kurulmuş bir teori bu gerçekleşmesi "imkansız" olasılıkları gerçekleştirebilmek için kendisini o olasılıklardan doğru ve verimli olanına yönlendirecek bir akla ve aşkın varlığa yani tasarımcıya ihtiyaç duyar. söz konusu bir bakteriyi evrimleştirip insanı meydana getirecekseniz o bakteriyi sadece mutasyonla ya da başka bir evrimleşme yoluyla başbaşa bırakmanız yeterli değildir, aynı bakterinin o yöntemden olumlu etkilenmesini de sağlamak zorundasınız. yoksa peşpeşe defalarca 1/10^70 olasılıkta gerçekleşen olumlu mutasyonu gerçekleştirmeniz ve devamlılığını sağlamanız mümkün değildir. bu da evrim teorisi'ni -eğer gerçekse- allah'a muhtaç kılmaktadır. nokta.
şimdi gelelim karşılaştırmaya. charles darwin allah'a ihtiyaç duyan bir teoriyi eksik bir şekilde ortaya atmıştır, hz.muhammed söz konusu teoriyi ya da başka teorileri de gerçekleştirebilecek yegane varlık olan allah'ın emirlerini insanlarla buluşturmuş ve onlara önderlik, modellik etmiştir.
hadi dağılın şimdi.
not : hakkımdaki iftira hakkında şu entry'yi takip ediniz; (#4821465)
not: söz konusu yazım biraz değiştirilmiş halde yine benim tarafımdan (u: ihl sözlük)'te de yazılmıştır.
türkiye'de moleküler biyoloji ve genetik okuyan insanları temsilen yapılan açıklamaları baz alarak bu insanların istatistiksel mekanikten ve dünyada evrim dışı bir çok entropi azaltan oluşumun benzer olasılıklarla meydana geldiğinden bir haber olduğunu açığa vuran tartışmadır. tanrı vardır yoktur o ayrı ancak istatistiksel olarak gerçekleşmesi 10^(-70) ihtimali olan bir şeyin gerçekleşmesinin temelini bilimsel yollarla yapamayan bu insanların aradaki birçok basamağı atlayarak "olasılık çok düşük aha işte tanrı var" tarzı açıklamaları bölümlerinin bilim anlayışı adına çok ciddi şüpheler uyandırmaktadır. bu tartışma, bilim ile ilgili özellikle bilimin uç noktalarıyla ilgili kitaplar okumanın biliminsanı yetiştirme açısından yeterli olmadığını ve biliminsanlarının önce bilinen şeyler hakkında bazı ayrımlara, kategorilere ve bilginin farklı alanlarındaki bu kategorilemeyi sağlayacak metodolojik bir anlayışa sahip olmaları gerektiğini göstermiştir.
