islamiyetle ilgili başlıklara pek yazmamaya çalışıyorum lakin hz peygamberin bir sözü var; "haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" burada da saçma sapan, izahi olmayan konuların gelişi güzel söylendiği bir ortamda susan dilsiz şeytandır...
birincisi kur'an-ı kerim'de ve veya islamiyette kafirlerin kafasını kesme hakkı müslümanlara verilmez. allah'ın verdiği canı allah alır. elbette özel durumlarda silahlı mücadele benzeri mücadele vardır. mekke'li müşriklere karşı ordu seviyesinde savaşın-cihad edin denmiştir de bu iki ülkenin savaşması gereken hal üzerine olmuştur. "kafirlerin kafasını gördüğünüz yerde kesin, kafirleri öldürün, müşrikleri katledin..." benzeri şeyler kuran'da geçmez.
diğer konuya gelince ayın ortara bölündüğü şeklinde bir mucizeden bahsedilir. o mucizeyi ise kamer suresinin ilk ayetlerine dayandırırlar ve üstüne de biraz uyarlama yaparlar. oysa kuran'a hz peygamberin ayı ortara böldüğüne dair ayet yoktur. ilgili ayetler kıyamet kopması vakti olacak olan felaketlerden biridir. zaten aynı ayetlerde de kıyametten bahsedilir. burada ayın bölündüğünü iddia edenlerin aslında tek tutar kaynağı ayın bölünmesi hadisesini anlatan ayetlerin geçmiş zaman kipiyle anlatımı yapması. oysa Allahu Teala gerçekleşmesi kesin olan olayları ve insanlık tarihi için etkili olan olayları gerçekleşmeden asırlar önce de olsa geçmiş zaman kipleriyle ifade ettiği bilinir. işte surun üflenmesi, kıyametin kopması, cennet ve cehennemin kurulması vs. bu üslupla alakalıdır. Allah'ın kelamı bu şekilde.
bu üstte yazdıklarım ekseriyetle inanmayanların argümanlarının sonuçları. bunlar olağan şeyler. adam inanmıyorsa hadiste ve ayette hatalar arar, kendince yanlışları çıkarıp söyler. ama asıl korkutucu olan ise inandığını söyleyip şirke varan eylemlerde ve söylemlerde bulunan ve yapanlar.
varank reis'in ifadesini aynen kopyalayayım;
"elini ayağını öper şefaat dilerdim."
şefaat sadece ama sadece Allah'tan dilenebilir. hz peygamber bir aracı ya da ara bulucu değil, bir kuldur. mahşer günü geldiğinde her nefis kendi yaptıklarından mesul olur, sorgulanır. kimisi şehit olan yakınının kendisine şefaatte bulunacağını söyler, kimisi ölen küçük çocuklarının, kimisi hz peygamberi şefaatçi ilan eder, kimisi de. ucube cemaat ve tarikat şeyhlerini.
isteyen yazdıklarımı eğri anlar isteyen doğru. vakit namazlarını kılmayan, oruç tutmayan, olur olmaz işler yapan beni şu konuları araştırmak zorunda bıraktı buradaki ortam son birkaç aydır. buradaki siyasal islamcılar ne kadar yozsa, ateistlik kisvesi altında yalan yanlış yazanlar da o kadar yoz.
1400 yıl önce ölmüş bir adam ilahi bir şekilde karşıma çıksa (hasan mezarcı gibi değil tabii ki) allah'ın var olduğunu anlar ve iman ederdim. bir de "şefa'at ya resulallah" derdim.
gerçek bir peygamber mi diye gözlemlerdim. peygamberse illaki bir mucizesi olmak zorunda. bana göstermesini isterdim. sahabeler arasına karışır hadislerdeki o adam kesme, zinakarı taşlama vs vs. olaylar oldu mu onu incelerdim.
Morat doğru diyor.bugun zaten meallerde özellikle aşiri çaptirma ve ekleme yapiliyor.örneğin peygambere habibim denmesi gibi orjinal kuranda habibim die bi kelime yok.allah bizmiyizde bi kulunu diğerinden üstün tutsun.öle olsaydi eyyup peygamber mesela o zorlu hastaliklarla sinanmazdi.
