aşağıda kaynakları ile birlikte vereceğim hadislerde görünen bakıştır. hadislerin güvenilirliği tartışılır ama hadis i yazanların best-seller hadis yazan kişiler olmalarından dolayı güvenilirliği biraz daha ağır basmaktadır.
- Müslümanlar, Türklerle öldürüşmedikçe, kıyamet kopmayacaktır. Yüzleri kalkan gibi, üst üste binmiş(kalın) derili olan bu toplumla.... kıl giyerler."( Bkz. Müslim, e's-Sahih, Kitabu'l-Fiten/62-65, hadis no:2912; Ebu Davud, Sünen, Kitabu'l-Melahim/9 Babun fi Kıtali't Türk, hadis no: 4303; Nesei, Sünen, Kitabu'l-Cihad/Babu Gazveti't-Türk...)
-"Siz (müslümanlar), küçük gözlü, basık burunlu, yüzleri kalkan gibi, derisi üst üste binmiş olan toplumla öldürüşmedikçe kıyamet kopmayacaktır." (Buhari, e's-SAhih, Kitabu'l-Cihad/96; Müslim, e's-Sahih, kitabu'l-Fiten/62 hadis no: 2912; Ebu DAvud, Sünen, hadis no: 4304; Tirmizi, h. no: 2251; ibn Mace, h. no: 4096-4099
- "Şu da kıyamet alametlerinden: Kıldan(keçe) ayakkabı giyen bir toplumla vuruşup öldüreşeceksiniz. Geniş yüzlü, yüzleri kalkan gibi, üst üste derili toplula vuruşmanız-öldürüşmeniz kıyamet alametlerindendir. Siz(müslümanlar), küçük gözlü, kızıl yüzlü, basık burunlu, yüzleri kalkan gibi, derisi üst üste binmiş olan Türklerle öldürüşmedikçe kıyamet kopmaz."( Bkz. Buhari, e's-Sahih, kitabu'l-Cihad/95; Müslüm, e's-Sahih, Kitabu'l-Fiten/66, hadis no: 2912; ibn Mace, h.no: 4097-4098).
- "Sizinle(siz müslümanlarla), küçük(çekik) gözlü toplum, Türkler savaşacaktır. Siz onları, üç kez önünüze katıp süreceksiniz. Sonunda Arap Yarımadası'nda karşılaşacaksınız. Birincide, onlardan kaçan kurtulur. ikincide kimi kurtulur, kimi yok edilir. Üçüncüdeyse onların tümü kırılacaktır."(Ebu DAvud, sünen, hadis no: 4305.)
edit:yahu şu eksileyenlere anlam veremiyorum gerçekten.muhammed'i din'i allah'ı öven hadisleri her yerde kullanırlar kendi aleyhlerinde bir hadis oldu mu da hemen eksilemeye başlarlar.işte sizin müslümanlığınız bu kadardır. siz de bu sözleri, bana göre söyleyen size göre de söylediği iddia edilen kişi kadarsınız. ha tabi keşke herkes onun kadar olabilse değil mi unutmuşum, pardon.
sahte hadis.islami ahlak, kuran, peygamber binlerce yerde insanlarin dili,irki arasinda bir fark olmadigini soylerken bu sahte hadisi dile getirenlerin amaci ne ola ki?
islami bilen bir kisi bunun sahte oldugunu aninda gorur.ancak islamiyet ahlakini hadislerini kuran'i bilmeyen ard niyetli bir insan islam ile turklerin arasini acmak icin bir sahte hadis bulup onu kullanir.
simdi islam ne demis bakalim;
Birliğinin temelini, milliyet, renk, ırk, toprak bağı;vs bağlarla oluşturan toplumlar Cahiliye toplumlarıdır. Çünkü bunlar insanın kendi isteğine bağlı değildir. Hür irade ve tercih ile ilgili değildir. islam toplumu milliyetçi ve ırkçı görüşlerden uzaktır. Üstünlük ırk, cinsiyet, kan bağı veya milliyet değil, Takva iledir.
hadi kıldan (keçe) ayakkabıyı bulduk diyelim, tip uymuyor. o yüzden rahat olun, demişse bile başka bir halkı kastetmiştir. gidip aynaya baktım, komşuları filan da inceledim tasvir edilen tiple alakımız yok. *
iftiradır. Hoşgörü dini islam ve onun mübareğin fevkindeki peygamberinin böyle bir hadis yumurtlayacağı inanılır şey mi? kesin 4 tane zevcesi olan bir sahtekârın uydurup peygamberimizin üzerine attığı sahte hadislerdir bunlar. 4 dişili sex yaşamının beynindeki kan oranına yaptığı etkinin hesaba katılması gerekir.
hani olmaz ya, diyelim ki var gerçekten, n'olur yani. ne olur lan! küçük gözlü, basık burunlu, yüzleri kalkan gibi, derisi üst üste binmiş olan toplumlar kurban olsun muhammedim'e. keşke üç kez değil, dört beş defa önüne katıp sürüklese.
türk-islam sentezcilere okutup ezberlettirilmesi gereken hadislerden oluşur.
ama onlar da "benim peygamberim böyle bir şey söylemiş olamaz" diyecekleri için nafiledir.
bahsi geçen tarif türklerden çok orta dünyanın çılgın ırkı orcları tasvir ediyor. küçük gözler, basık burun, üstüste katlanmış deriler. bugünkü modern türk insanını geçtim orta asyadaki atalarımız bile bu tarife uymuyor anasını satayım.
Bu bakış hadislerle belirtilmiştir. Tabi ki, bu hadisler sahte de olabilir. Bu durumda kimlerin hadisleri doğrudur, bu ortaya konsa hiç de fena olmaz. Bu hadisleri yazan Buhari ve diğerleri kimse, onları dikkate almayalım.
hazreti muhammed (sav) in türklere bakışı yoktur. hazreti muhammed (sav) in ümmete bakışı vardır.
o'nun açılımı; kavim, cinsiyet, din, dil, ırk, renk ayrımı içermez. nazarında herkes kul, herkes insandır.
sallama birkaç hadistendir efendim.
şimdi ben buraya bi cümle yazsam parantez içinde de buhari tirmizi yazsam hepiniz inanacak mısınız?
efendimiz hayatı boyunca, hiç bir ırk (kendi ırkı dahil olmak üzere) hakkında kötü yorumda bulunmamıştır. ne arap ne türk ne rus ne yugoslav. adam gibi kaynaklara bakılırsa bu görülecektir. yok türkler böyledir, yok arabıma dokunmayın, yok ben arap değilim de bilmemne de, bunlar hep uydurma hadislerdir. nerden biliyon dürzü? derseniz, başta kuranı kerimle çelişiyor.
"Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık."
"Muhakkak ki Allah'ın indinde en çok kerim olanınız (ikram olunanınız, en şerefli olanınız), (ırk ya da soy olarak değil) en çok takva sahibi olanınızdır."
ırkların sevilmeme gibi bir durumu, küçümsenmesi yok. hatta diyor ki, ırk mühim değil, mühim olan senin takvan.
şöyle bir hadis var yalnız, ırk demişken atlamayalım. çünkü yorum olmasa da iki çok bilinen hadis var içinde bir ırkın adı geçen..
"Üç hasletten dolayı Arabi seviniz: Çünkü ben Arabım, Kur'ân-ı Kerim Arapça olarak nazil olmuştur, Cennet ehlinin konuştukları dil Arapçadır"
burda da arabı ne olursa olsun sevin demiyor, şu üç hasletten dolayı sevin diyor. yani afedersiniz eşşeğin ahtrı yoksa sahibinin de mi hatrı yok? arabın da kötüsü var, onu da sevin demiyor, "şu şu nedenlerden dolayı seviniz" diyor. burada "arap üstündür" demiyor, "türkü sevmeyin" demiyor, "sadece arabı sevin" demiyor, ama burdaki minik atlılar eminim öyle anlar şimdi. hatta bunu araplara para yardımında bulunun gibi de anlayan çıkar. sevmekten kastın sadece kalbi güzel tutmak olduğunu tahmin ederler umarım. çünkü arap toplumu geldi geleli bir farklılık içindeydi dünyada. kötü bir kelime kullanmak istemiyorum, farklılık diyorum. en son din en çetin yere gelmiştir, ve efendimiz kuşkusuz arapların bu kötü şöhretinin asırlarca devam edeceğini biliyordu, bu yüzden böyle bir hadis buyurdu.. çünkü bizde hacca gidenlerde bile bazı şeyler duyuyorum üzülüyorum. neyin ne olduğunu biz de biliyoruz, görüyoruz, görmesek de tahmin ediyoruz, ama O'nun hatrına tek yaptığımız kötü söz söylememek. bunu da çok görmeyin agalar?
ikincisi hadise gelelim.
"Ben Arapların, Suheyb Rumların, Selman Parsların, Bilal de Habeşlilerin ilk olarak Cennete girenleriyiz." (Feyzü'l-Kadîr, 3:43, Hadis no: 2695.)
ilk cennete girenlerde bile 4 ayrı ırk çeşidi var, tövbe haşa ırk gözetilse böyle bir şey mümkün olmazdı. bu, manası algılanmaya yatkın bir kazanın vuku bulmasıdır.
türkler mevzuna gelince.. türklerle ilgili yorumda bulunan bir hadis yok. ama istanbul'un fethine vesile olan güzel deyiş var. dünya üzerinde sayısız şehir var. ama o istanbul'u telaffuz ediyor ve diyor ki "ne şanlı konutan orayı fetheden" bizim atamız için, efendimiz.. bu bile yetmez mi türkleri kötülemediğine?
hadis gerçek bile olsa, tasvir edilen tip, türk değil çinli dir. küçük göz, basık burun falan. yalnız derisi üst üste binmiş kısmı biraz tuhaf, o da sadece buldog larda oluyor.
hz. muhammed hayatı boyunca bir türk ile tanışmamıştır. tanışsaydı zaten suudi arabistan bugün türk, muhammed de şehid olurdu. dolayısıyla yoktur bakışı makışı.
türkler 900'lü yıllardan sonra islamiyeti yavaş yavaş kabul etmiştir. hatta ilk kez 940 yılında karahan devleti başkanı satuk buğra han islamı benimsemiş ve resmi din ilan etmiştir (illa kanıt isteyen olursa arama motorlarında aratarak ulaşa bilirler) emeviler döneminde birçok kabile emevilerin politikalar yüzünden islamı reddetmiş ve savaşarak birçok türkü öldürmüşlerdir. eğer bu hadis doğruysa kıyamet çoktan kopmalıydı. peygamberin ölümünden çok sonra yazıldıkları için hadislerin güvenilirliği tartışmalıdır.
- "Sizinle(siz müslümanlarla), küçük(çekik) gözlü toplum, Türkler savaşacaktır. Siz onları, üç kez önünüze katıp süreceksiniz. Sonunda Arap Yarımadası'nda karşılaşacaksınız. Birincide, onlardan kaçan kurtulur. ikincide kimi kurtulur, kimi yok edilir. Üçüncüdeyse onların tümü kırılacaktır."(Ebu DAvud, sünen, hadis no: 4305.)"
Üçüncüdeyse Onların tümü kırılacakmış.
valla götümle güldüm.
Allah Aşkına bu hadisler akıllı adam işi mi? Arap'ın götünden uydurması.
Büyük iskenderin bile diz çöktüremediği bir topluma nasıl oluyor da araplar diz çöktürecekmiş?
buradaki asıl meseleye dönersek ise Bu hadis'in gerçek olup olmaması asıl mesele değildir. Hadis gerçek değildir dediğim üzere çünkü gerçekliği peygamberin peygamber olmadığının kanıtı olur. peygamberin peygamber olmaması gibi bir durum var mı? yok. Asıl mesele Arap kültüründe, aydınlarında koyu bir türk düşmanlığı olduğunun kanıtıdır. Araplar ne zaman ki ilkel kabile yapısından medenileşip devletleşmeye başlamışdıkları zamandan itibaren Türklerle düşman olmuşlardır. Tarih boyunca arap türk dostuluğu hiçbir zaman olmamıştır çünkü bu ilkel küçük adamlar Müslümanlığın içine edip bırakırken Türkler Bütün islam'ın sancaktarı olmuş bunu da araplar kendilerine yedirememişlerdir. Yani Adamlar Müslümanlığın yayılmasından mutlu değil Tam tersine kötek olmuşlardır.
uzun lafın kısası Araplarda Türk düşmanlığı vardır, Araplar milliyetçi adamlardır ve islamı tekellerinde görmektedirler. Tekellerinde tutabilmek için de peygamberi kullanabilecek kadar terbiyesiz, onursuz adamlardır. son olarak da içimizde Araplara inanmış araptan çok arapçı da vardır ki ülkemizdeki yobazlık bu sümsük tayfanın eseridir.
tamamen uydurma bir hadistir. muhammed toplumları dil, ırk, millet diye ayırmaz, islamiyet dışındakiler olarak genellerdi.
--spoiler--
yahudi ve hıristiyanlara veya onlardan bir kısmına dost olan kimse, onların dinine muhalefet eden bütün mü'minlere karşı onlarla dostluk etmiş olur ki, yahudi ve hıristiyanlar müslümanlarla harbettiği gibi o da mü'minlere harp açmış olur. o hâlde ey mü'minler! siz de birbirinizin dostu olup yahudi ve hıristiyanlara düşman olun.
--spoiler--
