epilepsi, günümüzde dahi %100 tetkik edilebilen bir hastalık değildir. tüm tetkikler tam ve düzgün olarak yapılsa da, doktorunuz profesör olsa da tam teşhis konulamaz bir hastalıktır. zira ciddi bir ileri derecede anksiyete bozukluğu tıpkı epilepsi gibi alfa&beta sinyallerini bozabilen bir rahatsızlıktır. şimdi biz bunu 2011'de söylüyoruz. bundan yaklaşık 1400 sene önce nasıl bir tetkikler yapılıp, tanı konmuştur merak konusu.
agnostik bir hekimim. gerek darwinin evrim teorisi gerekse varoluşçuluk teorilerinden ve kuran-ı kerimden edindiğim kısmi bilgilerimle kafamda oluşan düşüncelerle çoğu zaman savaş halinde bulunan bir insan olarak diyebilirim ki; bin küsür yıl önce yaşayan bir insan için cevap teşkil edilecek konuşmalar yapmak yersizdir. kendimizce hipotezler üretip durmak bizi ileriye değil geriye götürür ancak. temporal lob epilepsisi o zamanın seçici hastalıkları arasında yer almaktadır ancak şöyle bir durum var ki inanan arkadaşları eleştirmek yermek ya da övmek için değil nesnel bir düşünce olarak o zamanın arap hakimiyetini insan bilmezliğini hayvani yaşamını bir şekilde düzene sokup huzur refah içinde bir toplum oluşturma düşüncesi kendi düşüncemle insanlığa yapılmış büyük bir adım olarak nitelendiriyorum. epilepsi hastası olabilir veya olmayabilir bu bilinemez yanlışları da olabilir ancak bulunduğu hayat üzerinde birleştiriciliği bütünleştiriciliği takdire şayan bir durumdur. saygı duyulması gereken durum budur. onun için inanan insanlara da saygı duyup karalama kampanyasından vazgeçmeliyiz kanımca. insanlar yüzyıllar boyunca bir güce inanmak istemişlerdir ve acizliğini bir şekilde gidermek için varlık hissetmişlerdir. bunun ne şekilde sağlanırsa sağlansın saygı duymak gerekir. inanın ya da inanmayın saygı duymanın esas olduğu insanlık doğasında fütursuzca konuşmayın her iki taraf içinde bu böyle.
derler ağam; derler paşam...
şimdi doktora gitsen, sikindirik bir teşhis için 50 tane kontrolden geçmek zorundasın, ki zaman zaman yanlış teşhis de oldukça olası... ne hassa bundan 1500 sene önce yaşamış bir zatı muhtereme, yani zamanın ötesine teşhis koymakta sakınca görmüyorlar. ellerinde ne kanıt var peki ? aynı coğrafyada bile yaşamamış varlığı bile şüpheli hristiyan theophanes adlı kerameti kendinden menkul, şüpheli bir şahsın binlerce km öteden teşhisi *..., bizans' ta tıp çok gelişmiş demek ki azizim, ulaşım da , haberleşme de öyle elbet, o yüzden melekler erkek mi dişi mi onları tartışırlarmış, bu muhteremler.
derler ağam, derler paşam...
hz. musa' nın da, tur dağında tanrıyla konuşmasını, kendisine gelen vahiyleri, tur dağında yetişen narkotik bir bitkiyi kullanmış olmasına bağladıkları gibi tıpkı...
bana göre dogmanın tutarlılığı sözde bilimselin tutarlılığından daha fazla. niye mi? kuran; hz. musa' nın peygamber olduğunu söylüyor aynı hz. muhammed gibi... kutsal kitapların insan tahrifatı sonucu, değiştirlmiş olduğunu ve bu yüzden eski kitapların de facto kullnılmasından ötürü, yeni bir aydınlatıcıya ihtiyaç duyulduğunu söylüyor.
bu tayfanın bilimselliği ise şu boyutta; ne hassa hz musa ot içip, narkotik kullanıyor olmasına, hz. muhammed epilepsiden muzdarip olmasına karşın, insanlığa aynı mesajı veriyorlar arada asırlar olmasına karşın, yani farklı sebeplerden aynı kafayı yaşıyorlar... sizin bilimselliğinize tüküreyim ben yavşaklar!
Gerçekten mümkün olan söz konusu durum. Ancak uzmanlar bununla birlikte, Kur'an gibi bir kitabın bu hastalığa sahip bir kişinin lafzından çıkmasının zorluğuna da değiniyor.
Kur'an da bazı ayetlerin direk muhammed'in ağzından çıktığını görüyoruz.
'' ben şüphesiz size ondan gönderilmiş bir elçiyim''
Türkçeye çevrilirken başına 'de ki'' getirilerek bu anlam eksikliği düzeltiliyor.
--spoiler--
bizanslı hristiyan tarihçisi theophanes'in kayıtlarında geçer. kendisi muhammed ile aynı dönemde yaşamıştır.
--spoiler--
124 bin sahabe var hz. muhammed'le aynı dönemde yaşayan, habeşistan hükümdarı necaşi var sonra...
bunların hepsi de allah'ın resulu oduğuna şehadet ediyorlar.
senin bir bizanslı tarihçine karşı binlerce sahabe..
tabi bizanslı ya o doğru söylüyor kesin ama binlerce sahabe yalancı.
allah ıslah etsin.
şu başlığa ve girilen entrylere bakıyorum da saçmalamakta üstünüze yok.
olum adamlar zaten bizim dinimizi istemeyen insanlar.
amaçları dinimizi, peygamber efendimiz hz. muhammed (sav)ı kötüleyerek sizin gibi dinden kopma noktasına gelmiş cahil insanları kendisine çekmektir.
bir nevi misyonerlik yani.
bilim nesneldir ama her bilimadamı nesnel midir?
elbette nesnel falan değildir. kendi doğrularını doğru bildiği şekilde anlatır. siz de hemen "aa doğru söylüyor bak bilimadamı" deyip inanın onlara.
birazcık akıllı olun be.
şunu düşünün domuz gribi diye bütün dünyayı kandırmadılar mı?
sonra kendi ilaçlarını satıp milyarlarca dolar kazanmadılar mı?
yani bilim adamı diye illaki doğruları mı söylemek zorunda?
zorunda değil ve söylemiyor da.
bilim adamının biri sallamış sıkmış siz de sazan gibi atlayın.
hadi şu hipotezinden iki kelimeyi açıklayın desem apışıp kalırsınız.
böyle saçma sapan konuşup da bilimsel bir olay deyip milleti kandırmaya çalışmayın.