sevgide aşkta yürekte yaşanır, maddede değil.eşyaya değil düşüncelerini ahlakını yaşamakla o kişiyi anlamakla gösterilir.beş duyu kozasından kurtulup o aşkı yaşayanlara vuslatı yüreğinde bulanlara ne mutlu denilesi durumdur. yürekte ama sakalda değil. sakal, elbise,bir tını o sevgiyi, aşkı üzerine küller serpen çağımızda kaldırabiliyorsa gerçek manasını bilerek varsın öpülsün.ama gerçek manaya dikkat.
(bkz: hz muhammedi ahlakı ile ahlaklanmak)
(bkz: hz muhammed aşkı)
(bkz: salat ve selam sana ya muhammed mustafa)
aşk'ta herşey mubahtır. bunu bilen ve yaşayan insan elbeteki sevgiliden kalan her türlü hatırayı değerli tutar. Anlayabilen için aşk'ın en güzel ifadelerindendir, anlamayan da bu dünyada olmazsa bile bir başka alemde mutalaka anlayacaktır.
lenin'in mumyasını öpmeye çalışmakla aynı şeydir. dini imanı bir yana bırakın, nesneye tapmak ve sevgi gösterisinde bulunmak ilahi olmayan dinlerden gelmektedir. kemik, sakal ya da mumyalanmış bir beden sevgi gösterisinde bulunulacak kadar yüce bir cisimse; islamiyet inancına göre önemi olmayan ölümlü vücudun yüceltilmemesi, kendini gerçek müslüman olarak adlandıran kesimin inandığı dinle çelişkiye düşmesidir.
dersiniz ki biz saygımızı gösteriyoruz, gidin görün o sakalı ama bunları da bir düşünün derim.
1) herhangi bir insan, değer verdiği insana ait nesnelere de değer verebilir. doğaldır.
2) hz.muhammed'in sakalının bu zamana kadar kalmış olacağına inanması da enteresandır.
hayatında namusu dahil hiç birşeye önem vermez gözüken ama, sıradan heykelleri putlaştıran ahmakların anlamasının çok zor oldugu bir gerçekliktir. dünyanın ugruna yaratıldıgı bir insan herhalde önemlidir, efendimizdir.
müslümanlarla dalga gecip, efendimize hakaret edip, daha sonradan faşist bünyesinin tepmesi ile ben kimseye dogma bırakmadım, benim gösterdigim hedef çagdaş milletler seviyesini aşmak" gibi bir söz söyleyen bir insanın herşeyini dogma haline getirip, dindar insan görünce kırmızı görmüş boga gibi atatürk resimleri gösteren zavallı zihniyetin anlaması mümkün olmayan durumdur.
gerçi bunu yapanların atatürk le alakası yok bunlar inönücü faşistlerdir ama, kur an ı topraga gömdüren bir kişi oldugu ve türk milletinin neredeyse nefretini kazanmış bir kişinin kimligi ile ortaya çıkamadıkları için kemalizm üretmişlerdir.
bu yeni ideoloji üretmek bana yahudilerin hristiyanlıga nufuz etme şeklini hatırlatıyor, yahudilik hristiyanlık ortası bir din oluşturan evangelik meshebine benziyor bence bu kemalizm, atatürkle alakası olmayan şeyleri atatürk e atfederek, inönü fikirlerini pazarlamaktır.
sevgilisinin koltuk altını yalayan zihniyetten daha aptal, daha marjinal olmayan zihniyettir. seviyordur öpüyordur kimseyi ilgilendirmez. ben öpmem orası ayrı. ama bie gün önce koltuk altı yalama bilmem ne yalama diye yazacaksın, daha sonrasında insanların kutsal saydığı bir kişinin sakalının öpülmesi konusunda ağır konuşacaksın. olmaz.
asıl şey; bu başlığı yazan zihniyet nasıl bir zihniyettir..peygamber efendimizin mübarek sakal-ı şerifini öpmek, o kokuyu almak o haz herkese nasip olmayacak bişeydir.Sorarım insan sevdiği, saygı duyduğu birine hürmeten onun geride bıraktıklarına saygı duymaz mı hiç??
tarkan ücretli askerlik yapmadan hemen önce bir konser vermişti. konserde traş oldu ve saçının kıllarını onu izlemeye gelen insanlar (özellikle bayanlar) birbirlerini ezme pahasına o kıllardan bir tane olsun almaya çalışıyordu. neden? çünkü onu seviyorlardı ve her daim yanlarında hissetmek istiyorlardı.
geçenlerde tek kişilik bir gösteri vardı. gösteriyi yapan şahısla tokalaştı diye elini yıkamayacağını iddia eden insanlar oldu.
sevgilisinden ya da sevdiği birinden kalıcı veya geçici bir ayrılık yaşayan insanların pek çoğu onun eşyalarını saklar bir nebzede olsa hasret gidermeye çalışır.
herkesin kendi inancı vardır. duygularını ifade etme pek çok insanda farklı farklı yolla gerçekleşir. biz kim oluyoruz ki insanları yargılayıp aşağılama hakkına sahipmiş gibi davranıyoruz.
bırak isteyen istediği gibi yaşasın.
canlar canının, iman nehrinin ışığının, bugünlere gelebilmiş bir parçası vesilesiyle O'na olan sevgiyi ve özlemi ifade etmektir; doğruluğu ya da yanlışlığı tartışma dışıdır.
kalpten gelen samimi bir sevgiyle yapildiginda bence yanlis olmayan bir davranis olup, pekala bir insanın duygularini dışa vurma biçimi olabilir.
ancak ne yazikki ulkemizde, putlastirma denen bir davranis yaygin bicimde mevcuttur. bu tip gecmisten gelen hatiralara, emanetlere oyle anlamlar yukleniyor ki, sanki insanlar icin birer kurtarici olarak tanıtılıyor. ben de cocukken annemler ile sakal-ı şerifi gormeye gitmiştim. merak ediyordum. ama neler neler duymustum hakkında, yok karsisinda dua ederseniz titremeye baslamasindan tutun da onu ziyaret edip gorerek ne kadar buyuk sevap isleyecegimize kadar. oyle anlatılmıştı ki sanki hacca gidiyorduk ailece...
gittim gordum, cocuk aklımla neler dusundum pek de hatirlamiyorum.
turbelere gidip , ölen dindar insanlardan medet ummadan ne farkı var bu davranisin?
ben demiyorum gidilmesin gorulmesin. elbette gidilsin. hz. muhammedin hatiralarina saygi gosterilsin. saklansin, iyi bakilsin onlara. ama onun fiziken biraktiklarini degil, ruhen biraktiklarini on plana cikaralim.
hz muhammed, benim kalbimde apayrı bir yerdedir. ama ben onu kalbimde sevip, dogru duzgun bir insan olup sevap islemek varken, gidip de kisa yoldan sakalı icin dua etmiyorum.
hz. muhammed (s.a.v)'ın zihniyeti ile uzaktan yakından alaksı olmayan zihniyettir. bu konuda saygı talep edenler acaba farkındalar mı bu tür hareketlerle islama en büyük saygısızlığı yaptıklarının. geçin anam babam bunları, sen peygamberine saygı ve sevgi göstermek istiyorsan sünnetine uyman inan daha geçerli bir yol.
sevgiyle hareket eden insanların zihniyetidir. seviyordur çünkü, hatta belki aşıktır. saçları olsa şimdi, onu da öperlerdi. fotoğrafrafı yok ki olsa fotoğrafını öperlerdi. insanın peygamberine karşı bu sevgiyi beslemesi normal. bunu anlamak zor değil.
burda amaç sakalı öpüp ondan yardım dilenmek değildir. sadece her insanın kafasından geçen peygambere sevgidir. herkes keşke yüzünü görmek nasip olsaydı diye ağlar ve öper o "kıl parçası" dediğiniz sakal-ı şerifi. zaten eğer dikkat ettiyseniz o sakal-ı şerifi değil öpmek, dokunmak bile mümkün değil. anca ona hasretle ve günahkar olmanın verdiği mahcubiyetle bakarak bir iki damla gözyaşı dökmekten ibarettir. eğer öpmekten bahseden bir zihniyet varsa duyrulur: bir müslüman o mübarek insanın sakalını dahi her gün binlerce kötü sözün çıktığı günahkar dudaklarını deyirmekten haya eder*.
edit: ayrıca hz. Muhammed'e saygılı olarak fetullah gülen ve yandaşlarını algılayan zihniyeti esefle kınıyorum. sizce herkesin mensup olduğu bir grup olmak zorunda mı? ben sade bir müslüman olarak saygı duymak mecburiyetindeyim. size ementü duasını hatırlatmak isterim. bulabilirseniz anlamına bakın iman sadece Allah'a imanla bitmiyor. peygamberlere, meleklere, kitaplara, ahiret gününe, kaza ve kadere imanı da gerektirir.
edit 2: ayrıca rica ediyorum insanların saygı duyduğu şeylere laf atmaktan vazgeçin.
ama bu olayda dikkat çeken unsur , hz muhammed'in sakalının ne amaçla öpüldüğüdür.
amaç 1 - eğer sakal-ı şerifi öpme eylemi, hz muhammed'ten -ki kendisi allah'ın bir kuludur- "direkt olarak" medet umma işi ise, bu durum peygamber efendimizin de dediği gibi yanlıştır ve günahtır.
amaç 2- eğer sakal-ı şerif sadece peygamber sevgisi ve onun aşkı ile yapılmış bir davranış ise hem bir ibadettir hem de sevabı büyüktür.
iki amacın da tek bir ortak noktası vardır ki bu da mevzuya dışardan bakan hiçbir şahsı birinci, ikinci, üçüncü ve zibilyonuncu dereceden ilgilendirmediğidir.