Çeşitli zamanlarda, ev gezmesine götürür gibi köşe bucak, cami cami gezdirilen Hz. Muhammed sakalını, ağlaya ağlaya
kanırta kanırta, sanki çok şeymişçesine ve çok değerliymişçesine, kendilerine dayatılan dini dogmaları da meze yaparak öpen ve sıradan bir kıl parçasından medet ummma başarısını gösteren garip ve dengesiz zihniyettir.
Sıradaki bakınız şu an Uludağ Sözlük'te islami sanal komando vazifesini yapmakta olan tüm Fetullahçı gençlik için gelsin:
onun kavugu, bunun terligi derken, bir kil parcasiyla kendine cennette yer ayirtmaya cabalayan mantiksiz kisilerdir.
arkadas ben burada bunu sorarim size;
+ "kari" gorup ic geciren ve yobazite katsayisi ilerlemis, bayram ve cuma gunleri muslumanligin reisi kesilen kisiler olduktan sonra, o kil parcasinin muhammed e ait oldugunu nereden biliyorsun ki. *
bana yun, kil, tuy muhabbetiyle gelmeyin arkadasim.
şimdi elalemin hristiyanlarının bilmem kutsal kase için kılı kırk yarmalarından, yahudilerin bilmem ahit sandığı için neler yapmalarını geçtim, en azından müslümanların tabi modern yobazlardan bahsediyorum, kutsal emanetlerine burun kıvırmalarına anlam verememekle birlikte saygı duymalarını temenni ediyorum. bizde bu pek olağan sayılırda, yabancıların kutsal değerlerine laf atanların götünden kan alıyorlar haberiniz olsun.
hıristiyanlara günah çıkardıkları için kızan zihniyetin bir nevi benzerini yapmasıdır. günah çıkarmak da çok saçmadır lakin hz. muhammed kılına, yününe, kıyafetine tapılmasını, putlaştırılmasını istemezdi herhalde.
saygı duyulmalıdır yine de, aynı hıristiyanlara saygı duyulması gerektiği gibi.
her ski eleştiren sözlük yazarlarından pek farkı olmayan zihniyettir efendim.
hobbit: arkadaşım, bayrağı öpmek gibi bir şey bu, temsili yani. anla artık.
sakalla sınırlanmayacak kadar manevi bir hadisedir.
bu öpme olayının "tapmak" ile bağdaştırılması görüp görebileceğim en salak şey herhalde. hani insan bazen çok sevdiği birini kaybeder ya, ona ait bir şeylere bakarak hüzünlenir. belki resimlerini öper, giysilerine sarılır, gözleri dolar, kokusunu hissetmek ister... işte böyle bir şey.
sevmiyor, hatta nefret ediyor olsanız bile bu sevgiye saygı duymayı öğrenin biraz da adam sansınlar.
medet ummayan, içini sadece manevi huzurla doldurmak isteyen insanlardır. tapınmayla ilgisi yoktur. yadırganmamalıdır, mutlu olacağı bir şey yapıyordur çünkü.
anıtkabir'e gidip mozoleye sarılıp ağlamaktan hiç mi hiç farkı yoktur. Elbette bunu kıyas için söylüyorum, biraz empati için söylüyorum. Yani yitip giden birini seviyorsanız, bıraktıklarına sarılıp ağlarsınız. Bu ölen eşinizin elbisesi olur, ölen oğlunuzun oyuncağı olur...
insanlar gider mezartaşına sarılıp ağlar, o zaman o insanlar dünya'yı terkeden sevdiklerine ağlıyorlardır bu kadar basit. Ve onların özlemini o soğuk taş parçasına sarılarak dindirirler. Daha ötesi yok, ama illa da birilerinin inancını komik bir malzeme olarak görmemek lazım. Hani olur da belki anlar diyenlere yazıyorum bunları.
rahmetli olan anamızın babamızın ya da çok sevdiğimiz herhangi birinin geride kalan eşyalarını ya da resimlerini nasıl öpüp kokluyorsak bu eylem de öyle bir eylemdir. tabutlara sarılıyor insanlar acılarını biraz olsun hafifletmek için, çok da yadırgamamak lazım bunu. hele bir de söz konusu sakal hz.muhammed'in ise öpmeye bile gerek yoktur. o'na ait bir şeye bu kadar yakın olmak bile bizleri, inananları heyecanlandırmaya yeter.
'hz muhammed in sakalini open zihniyet' şeklinde gâfil bir (s)algıya sahip kaotik zihniyetten daha samimi; daha üstün bir zihniyettir; zira üstünlük imân iledir; peygamber efendimize sevgi ise imândandır, iran'dan değildir; ırak(tan) da değildir...
insana ya yaşasaydı nerelerini öper, nasıl basitleştirirlerdi acaba dedirten zihniyettir.
sakal-ı edit:öpen arkadaşlar cennet köşkünüzden bana da bir hamaklık yer verin ya.
iyi bil ki halis din ancak Allah'ındır. O'ndan başka bir takım dostlara tutunanlar da şöyle demektedirler: "Biz onlara sadece bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.
başkalarının kendilerine angaje ettiği şahsi, hamâsi, plastik, anlamsız, gerçeklikten ve geçerlilikten uzak klişeleri evrensel doğrular gibi algılayan?, sahiplenen; terimsiz, yöndemsiz konuşan, yazan; (b)ilgisiz olduğu âşikâr olan hususlarda ahkâm kesme ahmâklığına ve linguistik mantıksızlığına düşme pahasına; ki bundan da bîhaberdirler onlar ya, üşenmeden 'düşüveren' gailesiz; bir takım sözde iyi, ileri(ci) basit söylemlerle aldatılmış zevâtın utanmadan, hayâ etmeden, ki hayaları var ama hayâları yoktur ol gafillerin çoğunun, hakaret ettiği, ol saki(l)lere 'benzemeyen' aziz, mutahhar, lâtif, insanların mensubu olmakla müşerref olduğu âkil zihniyet...
en kısa anlamında putperestliktir.islamiyette allah'tan başka ilah yoktur.hz.muhammed onun sadece bir kuludur.kutlu bir kul,ancak yine de bir kul.Sırf mezarına tapınılmasın diye kabrini saklayan peygamberin kaşını,bıyığını,sakalını öpmek onun kurmak için çabaladığı bu düzeni yıkmaktır.
üzerinden yaklaşık 1400 yıl geçmiş olmasının, "eceba bu kıllar hz.muhammet'e ait olmayabilir mi" şüphesine neden olmamasını, itaatçi koyun olmalarına bağladığım bir takım çevrelerdir. insanlar değer verdiklerinin bıraktıklarına da değer verirler. buna eyvallah. ama akıl var nizam var.
adamın biri gelip aha bu da hz.muhammet'in kol saati dese ona da inanacaklar. bu kadar da kek olunmaz.
Sakal-ı şerifi öpmek, ilgi, sevgi ve bağlılığın ifadesidir.
Sakal-ı şerif, Allah Rasûlüne ait bir parça olduğu için saygı duyuyoruz.
Hz. Peygamberin , Topkapı Sarayı'ndaki emanetlerine saygı duymak, kendimizden geçerek seyretmek, tapınmak değildir.
Biz peygamberin sakalından veya emanet- lerinden bir şeyler beklersek ; Allah'ı bırakarak ona yönelirsek, o zaman şirk olur.
Bir de kalbinde eğrilik olanlar, sakal-ı şerifi öpmenin şirk olduğunu kabul ettiremezlerse : ''canım bu peygamberin sakalı değil ki, her camide var;yeni yapılıyor onda da var.''diyor,şüphe sokmaya çalışıyor.
Şunu açıkça ifade edelim ki ,23 yıl peygamberin sakalı her tıraş oluşunda kapışılmış ; yere düşürülmemiştir. Yeni yapılan camide de oluşu, başka camilerde ve şahıslarda olan birden fazla sakalın o camiye verilmesidir.
Camilerdeki sakallar velev ki peygambere ait olmasa bile biz, peygamberin niyeti ile saygı gösteririz. Kırk bohçaya sararız, salâvatla açar salâvatla kapatırız. Bu peygambere çok düşkünlü -ğümüzdendir.''
Peygamberin vaktiyle sakal traşı olmamasından kaynaklanan bir berber fetişizmidir . Keramet kıldaysa eğer bir başka bölgeden alınan kıla da tapmamak için hiçbir sebep yoktur.