hz muhammed in putlaştırılması

entry30 galeri0
    14.
  1. Vahhabilerin ortaya attığı iddiadır. Müslüman ibadetlerini Allah'ın rızasını gözeterek yapar.
    Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in sözleri ve hayat anlayışı (hadis-i şerifler ve sünnet) bizim için önemlidir.
    Zaten bir insan hiç O'nun yaşamını bilmese bile sağlıklı yaşama biçimini benimsemişse, bir çok sünneti yerine getiriyor demektir. Yemekten önce ve sonra elleri yıkamak, acıkmadan yemeyip doymadan sofradan kalkmak gibi. Bakıldığı vakit "iyi bir insan olma niteliklerine", güler yüzlü olma, anne-babaya iyi davranma, sözünde durma, emanete hıyanet etmeme gibi Peygamber Efendimiz' (s.a.v) in hadis ve sünnetlerini görüyoruz. Allah'ın çok fazla değer verdiği Efendimiz (s.a.v) hayatı boyunca ümmeti için çalışmış, bizim için gözyaşı dökmüştür. O'nun hayatını okuyup da onu sevmemek ve O'na saygı duymamak elde değildir.
    2 ...
  2. 15.
  3. hz muhammed(s.a.v.), kelime-i şehadette geçtiği gibi "Allah'ın kulu ve resulüdür." kendisi resmini yaptırmadığı gibi ayetle karıştırılmaması için sözlerini yaşadığı dönemde not ettirmemiştir. hadisler bu sebeple peygamber efendimizin vefatından sonra rivayet yoluyla yazdırılmıştır. kendisi bu konu üzerinde hassasiyetle durmuştur.

    ilave etmek isterim ki kutsal emanetleri görmek istemekte bi sakınca yoktur. insan sevdiğinden bir parça görmek ister. lakin bu elbiselere dua etmek tabi ki şirktir ve insanı dininden eder. ama ben henüz bu emanetlere ya da sakalı şeriflere dua eden birini görmedim. görürsek bize düşen kınamak değil uyarmaktır.
    2 ...
  4. 16.
  5. gerçek anlamda inanan/inanmayan ölmek'ten kurtulacak olan, ölümsüz olan, bu dünya hayatında yaşamının sonlanmayacağı hiç bir canlı yoktur. herkes, her şey ölümlüdür. bu gerçeği adımız kadar, avucumuzun içi kadar iyi biliyoruz. ölümsüz olan, yok olmayan sadece allah'tır, bunu bilmeliyiz.

    allah tarafından "hak" olarak gönderilen (kitap ile muhatap olan) tüm dinlerin sahibi allah'tır. genel anlamda tüm alemlerin, tüm evrenin, tüm insanların, kısaca; "yaratılan" her şeyin, herkesin sahibi ve rabbi allah'tır. dolayısı ile tüm bu güç ve kudret'e sahip olan bir varlığın, kendi yarattığı alemi, evreni, insanları, hayvanları, cinleri ortak olarak kabul etmesi mümkün değildir. allah, hiç bir işinde kendisine "ortak" edilmesinden hoş-lan-maz!

    bu şuna benzer;

    elinizde bir arabanız var, arabanızı bir den fazla kişiye satmaya çalışıyorsunuz, biri ile anlaşıyor, sonra anlaştığınız kişiden habersiz başka biri ile daha el sıkışıyor anlaşıyorsunuz. sonra başka biri ile daha.. bu günümüzde bile suç'tur, bir mal'ı bir değer'i birden fazla kişiye satamazsınız. insanların allah inancı buna benzer. allah'a inanırlar, rab olarak, ilah olarak allah'ı kabul ederler, sonra allah'ın yananında bir başkalarına daha inanırlar. bu durum çeşitli şekillerde olur, bir kaç örnek vererek netleştirelim.

    şifa; allah'tan başka bir varlığın şifa verdiğine inanmak şirk'tir. çünkü allah şafi'dir, şifa verendir.
    şeyh'inin üfürmesiyle, hoca'nın duasıyla, alim'in fetvasıyla veya allah dışında; (şu olmasaydı iyileşemezdim/ bu olmasaydı yaşayamazdım)

    rızık; allah'tan başka bir varlığın rızık verdiğine inanmak şirk'tir. çünkü allah zerrak'tır, yarattığı canlılara rızık verendir.
    tayyip olmasa aç kalırsınız, demirel olsama aç kalırsınız, şu o fabrikayı yapmasaydı şöyle olurdu, bu o köprüyü inşaa etmeysedi şöyle olurdu. allah'tan başka bizi rızıklandıran bir güç ve otorite yok!

    bunun gibi bir çok değeri, bir kenara atıp allah'ı görmezden gelirseniz, o zaman büyük bir sıkıntınız var demektir. allah'ın yerine hüküm almak, allah'tan başka hüküm verici aramak, allah'ın inanç sisteminde yeri olmayan hadiselerdir. sevilmesi, övülmesi, yüceltilmesi, tapılması, ölünesi, yaşanması, korkulması, tutku ile yolundan gidilmesi, öğütlerinin dinlenmesi, vaatlerine inanılması gereken tek değer, tek varlık, tek yaratıcı allah'tır. en çok allah'ı sevmelisiniz, en çok allah'ı sevmeliyiz, en çok allah'tan çekinmeliyiz, en çok allah'tan haya etmeliyiz, en çok allah'ımız var diye mutlu olmalıyız.
    bunları ben istemiyorum, bunları bizleri yaratan allah istiyor.

    allah'tan başka "hüküm" verici arayanlar, hayatları peygamber "hikayeleri" ile geçmiş, ayartılmış, imanen "alı konulmuş" olanlar. okuduklarından bir şey çıkarmak yerine, başkalarının kulaklarına okuduklarını "öğüt" alıyorlar. allah'ın kitabının ayetlerinden öğüt almak, düşünmek, kafa yormak yerine, "hazır" ı tercih ediyorlar, başkaları tarafından düşünülmüş, başkaları tarafından, kulaklarına ve kalplerine nakşedilmiş bilgileri öğüt alıp "atalarının" masallarına sarılıyorlar.

    öyle ki, kainatın "yaratılma" sebebini, bir uyarıcıya, allah tarafından allah'ın buyruklarını "aktarmak" üzere seçilen bir elçi'nin, tüm dünyanın tüm evrenin yaratılma sebebi olarak görüyorlar. bunu da yaparken peygamberi çok sevdiklerini iddia ediyorlar. peki. bakalım sizin bu kainatı yaratılma sebebi olarak gördüğünüz, (hiç istemediği halde) peygambere ithaf ettiğiniz konu hakkında, allah ne diyor, bir bakalım ne dersiniz?

    "Ben cinleri ve insanları yalnız beni ilâh tanısınlar, candan müslüman olarak bana teslim olsunlar, saygıyla bana kulluk ve ibadet etsinler, yalnızca benim şeriatıma bağlansınlar, bana boyun eğsinler diye yarattım." (zariyat/56)

    söz'ün bittiği, bundan sonra söylenecekler için şirk'in başladığı nokta'dır.

    öyleyse bir kez daha üzerime düşeni yapmalıyım; ey iman edenler allah'ın ipine sarılın!

    vesselam.
    1 ...
  6. 17.
  7. her tarafta heykelleri dikili olan o değildir.
    2 ...
  8. 18.
  9. "insanın yaratılma sebebi allah ı bilmek allah ı tanımak allah ı sevmektir."
    evet, benim bahsettiğim şey de bu, ama söylemlerinizle eylemleriniz örtüşmüyor. peygamber yolu diye tutturduğunuz, kur'an dışı öğretiler yerine (hadis/sünnet), bizzat peygamberinde yaşamaya çalışıp "örnek" olduğu kur'an-ı referans almak gerekir.

    "peki bize allah ı kim bildirecek, kim tanıtacak, kim sevdirecek."
    kıyamet 16: onu aceleye getiresin diye dilini onunla hareketlendirme.
    peygamberin, ayeti anlamak için hemen öğrenebilmek veya anlamlandıra bilmek için acele ettiği görülüyor, ve allah hemen müdahale ediyor;

    17: şüphesiz onu, toplamak (senin kalbine yerleştirmek) ve onu okutmak bize aittir.
    18: o halde, biz onu okuduğumuz zaman, sen onun okunuşunu takip et.
    19: sonra şüphen olmasın ki, onu açıklamak da bize aittir.

    sen acele etme diyor, onu sana biz öğreteceğiz, kalbine işleyecek beynine işleyecek, ve onu biz sana açıklayacağız, senin kendinden bir anlam yüklemene gerek yok onu biz açıklayacağız. bu cümleye dikkat et : onu sana biz açıklayacağız.
    yani allah gönderdiği ayetin açıklamasını, yapılış şeklini, anlamını peygamberin kendi "aklı" ve "yöntemine" düşüncesine bırakmadan, "biz açıklayacağız" diyor.

    kitabı sana indiren biziz, onu okuduğumuzda iyice dinle, takip et. ayetlerin sonunu bekle çünkü biz sana her şeyi açıklayacağız. kıyamet 19. ayette geçen onu açıklamak bize aittir sözüne bunun dışında anlamlar verdiğinizde kur’anın özüne ve onlarca, yüzlerce ayetine ters düşer. bu sözden anlaşılması gereken, ilk okuduğunuzda anlayamadığınız konuları biz daha sonra göndereceğimiz ayetlerle açıklayacağız, sizlere izah edeceğiz örneklerini vereceğiz anlamındadır. aşağıdaki ayetler bunun kanıtıdır. bakın rahman kur’an ayetlerini yine kur’an içinde verdiği değişik örneklerle nasıl açıkladığını anlatıyor.

    isra 89: muhakkak ki biz, bu kur'an'da insanlara her türlü misali çeşitli şekillerde anlattık. yine de insanların çoğu inkârcılıktan başkasını kabullenmediler.

    biz her şeyi açıkladık diyor allah, kendi kendinize yollar, sözler edinmeyin. peygamberin kendine ait bir tarzı, allah'ın dışında ayetlere mana verme, hatta hüküm verme, yetkisi varmış gibi davranmayın diyor. her şey açıklandı!

    kehf 54: andolsun, bu kur'an'da insanlar için her örnekten çeşitli açıklamalarda bulunduk. insan, her şeyden çok tartışmacıdır.

    "yani hepimiz hz. ibrahim misalinde olduğu gibi battıp gidenleri sevmem * noktasında değilsek allah ı bilmek, allahı tanımak için kuran ı kerime , onun uygulanmasını anlamak için de resullaha ihtiyacımız var."

    resule ihtiyacın var çünkü bir yaratıcının varlığını haber veriyor. ama bu onun elinde olan bir keyfiyet değil, görevi bilgilendirmek, haber vermek. elçi. kendine ait bir yöntemi olamaz, kendisine ne emrediliyorsa ona uyar, kendine has yöntemleri din diye algılanamaz.

    "rızkı verenin allah olduğunu bilmekle o rızkın kendine ulaşmasına sebeb olanı rezzak görmek bambaşka bir konudur."
    burada anlatılmak istenen allah'ın sıfatlarından örnek vermekti. güç ve kudret sahibi olanın kim olduğunu göstermekti.

    "peygamber efendimiz allah ın kulu ve elçisidir.
    bugün bile önemli bir makamın yolladığı elçiye o makamın önemine binaen saygı ve sevgi göstermek makulken, allahın elçisine allahtan dolayı sevgi göstermenin nesi yanlış."

    bunda yanlış yok, yanlış olan peygamber'in kendine has öğretileri olduğuna inanmak ve "hüküm verici" allah ın yanında bir "ortak" olarak yüceltme, allah'dan daha fazla anar olma, metiyeler dizme.

    "peygamber efendimiz allah ın ona gönderdiği vahyin dışında ayrı bir yol mu açtı. haşa kella."
    peygamber "sünneti" diye namaz'a eklenen, hacca eklenen, kurban'a eklenen bir çok ibadete eklenen "peygamber öğretileri" neyin nesi o zaman? kendine bir yol açmış demekki (bu yolu açanlar insanlardır, peygamber değil)

    "e o zaman onun gittiği yolsa gitmek, onun uygulamalarını uygulamanın nesi ve neresi yanlış."
    o "ben bana vahyedilene uyuyorum, sizde vahye uyun" diyen bir peygamberdi. onun uygulaması kur'an dı. ama insanlar bununla yetinmeyip hadis/sünnet iliştirdi, bunları da "peygamber öğretisi, yolu" diye kakalıyorlar. işte burası yanlış.

    bakalım kuranı kerim bu konuda ne demiş.

    "sen elbette yüce bir ahlak üzeresin." (kalem 4)
    elbette, çünkü peygamberin ahlakı kur'an ahlakıdır.

    "ant olsun, allah 'ın resulünde sizin için… güzel bir örnek vardır." (azhab 21)
    peygamberinizin allah'ın ayetlerine uyduğu gibi sizde allah'ın ayetlerine uyun. peygamberi örnek alın.

    "nitekim biz size, ayetlerimizi okuyacak, sizi kötülükten arıtacak, size kitabı ve hikmeti ve bilmediklerinizi bildirecek, aranızdan bir peygamber gönderdik."( bakara 151)
    yukarıda bahsettiğimiz (kitabı sana biz açıklayacağız) sen acele etme onu biz anlatacağız örneğini hatırla. bu bilgilerle allah'ın bilgileriyle donatılmış bir peygamber örneğini veriyor bize allah. bakın ne güzel, ne kadar dolu bilgilerle donattık peygamberi, şimdi o size benim bilgilerimi ve benim ilmimi aktaracak.

    "kim resûl'e itaat ederse allah'a itaat etmiş olur. yüz çevirene gelince, seni onların başına bekçi göndermedik! ."(nisa 80)
    resul allah'ın gönderdiği şerefli bilgileri sizlere iletiyor resule itaat edin, onu vahiyle muhatap ettik, ona şerefli bir görev verdik ve bizim kontrolümüzdedir, öyleyle ona uyun.

    "de ki, ey insanlar, şüphesiz ben göklerin ve yerin yaratıcısı ve sahibi olan ve kendisinden başka tanrı bulunmayan, hem dirilten hem öldüren allah'ın sizin için görevlendirdiği peygamberim. sizler de allah a ve o'nun okuyup yazması olmayan, allah a ve sözlerine inanmış olan peygamberlerine inanın, ona uyun ki, doğru yolu bulabilesiniz."(araf 158)

    bu ayetle de sözümü tastiklemişsiniz.

    "bu ayetleri görmezden gelip mi davranacağız."
    kellerin düşüncelerinden sıyrıl ve tek tek analiz et. bende senin verdiğin bilgileri tek tek analiz ettim, aynı ayete nasıl farklı bakabiliyoruz öyleyse?

    "hayır bizim onun yolunu değil kendi çabamızla bulduğumuz yeni bir yolu mu kullanacağız."
    kur'an elinde güzel kardeşim, muhatabın eline kitap vermiş daha ne yöntemi, daha ne geleneği arıyorsun allahını seversen?

    "ayrıca inanları ne kadar kolay şirk bataklığına yuvarlıyoruz."
    ben kur'an dışında hiç bir eleştiriyi dikkate almam ve sadece ama sadece kur'an süzgecinden geçirir ve yazarım. yazdıklarım doğru ise bu rabbimin sayesindedir, yok eğer hatalı ise bu benim hatamdır, rabbim yar ve yardımcım olsun.

    not: bu enrty üstteki enrty'e cevap niteliğindedir, fakat sorulan sorular ve verilen bilgiler konuyu daha kapsamlı hale getirdiğinden bilgi içerikli enrty aktarma niyeti ile bu yol izlenmiştir.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük