hz. muhammed'in, mensubu olduğu "pagan" toplumunun yanlışlıklarını farkettiği -ya da ilahi bir ilham şeklinde hissettiği-, bu sebeplerden dolayı zaman zaman dışlanarak/kendisini dışlayarak hira'da kendi kendine düşüncelere dalması bilinmektedir. sıradan bir insan için, şizofreni belirtisi olarak kabul edilebilecek bu göstergeler, sonradan islami öğretilerin irdelenmesi ve yaygınlık kazanması ile hz. muhammed'in doğru kişi olduğu ve aynı zamanda kendisinden önceki kutsal kitaplarda (incil, tevrat) "müjdelenen peygamber" olduğu kesinleşmiştir. zaten paganizme ait olmayan hz. muhammed, vahiylerle ve mucizelerle birlikte islam dininin ve "bütün alemlerin" peygamberi olmuştur.
Arabistanda Hanif dininden geriye kalanlar vardı. Peygamber Efendimiz bunlarla amel ediyordu. Ancak bunu yapmaya mecbur ve mükellef değildi. Kendi ihtiyarıyla farz olmaksızın ibadet ederdi. Peygamberimiz ( a.s.m ) islamiyetten evvel, yine hak dinin vecibelerini yaşıyan muvahhid ve abid bir insandı. Hz. ibrahim ( a.s. ) ın dininin devamcısı idi. Fakat mecburiyet altında değil, iradesi ile ibadet ederlerdi. Bunda bütün tarih ve siyer kaynakları müttefiktir. Devamlı olarak Hira mağarasına çekilir, ibadet eder, dua ederlerdi. Hatta ilk vahiyde böyle bir ibadet zamanında gelmiştir.