bir çok yerde dönen bir tartışmadır. insan ilk başta "olur mu öyle şey" dese de, bu düşünceyi savunanların argümanları öylesine sağlam ki "harbiden böyle olabilir" diye düşünmeden edemiyor.
hz. muhammed'in geçtiği tüm kitapların hz. muhammed'in ölümünden 200 yıl sonra yazılmış olması, islam kaynakları dışında hiçbir imparatorluğun yıllığında hz. muhammed'e dair bir bilginin yer almaması vb. konular bu argümanları güçlendiriyor elbet.
kaynakların 200 yıl sonra yazılmasının, içeriğinin yanlışlığına otomatikman delil kabul edilemeyeceğinden de hareketle; yanlış bir önermedir. öte yandan, kur'an 200 yıl sonra değil, hz muhammed sağken yazıya geçirilmiş ayetlerinin 4 halife döneminde biraraya toplanmasıyla hz muhammed'in vefatından kısa bir süre sonrasından itibaren tam metin olarak elde bulunmaktadır. ayrıca, yazılı kültürün çok yaygın olmadığı bir ortam ve dönemde , yazılı kaynak olmaması çok şaşırtıcı değildir. imparatorluklar için de o an için önemli bilgi olmayabileceği için kaynaklarda anılmamış olabilir. ama en basit örnek olarak veda haccında en az 10.000 kişi tarafından görülen ve sözlü nakillerle yüzyıllar boyu kendinden bahis geçen kişinin olmadığını iddia atmek en basitinden aşırı şüpheciliktir.
hz.muhammed in yasadigi ile ilgili bilgilerin yok kabul edilmesi cok komiktir.zira hz.muhammed zamaninda savaslar olmustur, bu savaslarin yerleri falan kesindir.
kureys kabilesi yasamistir, halen de yasamaya devam etmektedirler. vahhabilik denilen olay, kureys kabilesinin -aslinda islama da aykiri olarak- daha bir kutsal sayilmasi sonucudur, falan....
bu baslik cok gülünctür, cok gariptir. hz. muhammed kesinlikle yasamistir. yasadigi söylenen kabilenin devami bugün hala mevcuttur. hz. muhammed´in yakin arkadasi hz.ebu bekir´in de soyu devam edegelmistir.
bu dünya da gercekten "kerbela" olaylari olmustur, o olaylar olduysa hz.muhammed´de yasamistir. yoksa biz, tarihin bir kismini reddetmis oluruz. hatta sunu bile öne sürebiliriz- türklerin nasil müslüman oldugu konusu da son derece celiskilidir- ve buna binaen deriz ki, türkler aslinda müslüman degildir.
kuran'ın hz.muhammedin ölümünden 200 yıl geçtikten sonra yazılmış olmasını sorgulayan zihnin, islam kaynakları dışında hz.muhammed'in geçmemesinin nedenlerini ne olabileceğine dair aynı objektiflikle sorgulayamaması ilginçtir ve girip okuma, takip etme konusunda insanı hiç de heyecanlandırmamaktadır.
kendimi bir bkz şovcusu olarak gördüğümden şöyle başlayayım:
(bkz: inanç bir insanın herşeyidir.)
şovumuzu da yaptıktan sonra asıl konuya geçelim.
diyorlar ki hz muhammed hakkında islam kaynakları dışında hiçbir yerde rastlanılmamaktadır.
biraz bilginiz varsa hz muhammed arab halkına gönderilmiş bir peygamberdir esasen. islami kaynaklar dışında çok da fazla bir yerde isminin geçmemesi gayet normaldir. dahası ondan sonra başa gelenler; ebubekir, ali, emeviler, selçuklar, osmanlı imp., bu kadar insana bir yalan mı inandırılmıştı?
güldürmeyin beni arkadaşlar.
bu iddaanın ortaya atılması bile 1400 yıla yakın bir süredir yaşayan ve hz muhammede inanan herkesin bir aptal ve bir efsaneye inanan insan olduğunu savunmaktır, onları bunla ifade etmektedir.
günümüz insanı herşeyi bilimle açıklamayı seviyor ya, illaki önüne bir kanıt sunulacak, o da ona inanacak işte hani.aynısı burda da yapılmaya çalışılıyor.
birilerinin bu insanlara herşeyim maddiyat olmadığını anlatması lazım.
çünkü inanç, insanın yüreğindedir ve onu ayakta tutan şeydir.
hayır, sözlerimin sadece bir allah inancı olarak algılanmasını istemiyorum. herhangi bir şeye karşı duyulan inançla sizin tanrıya duyduğunuz inanç arasında kanıtlanabilirlik açısından hiçbir fark yok.
ve unutmayın ki, insan her zaman birilerine ya da bir şeye inanmak zorundadır.
tanım: bir bilimadamı tarafından ortaya atılan tez.
ulan, o'na babasının oğlu gibi hitap eden, arap peygamberi şeklinde betimleyen ve sözde aydın olduğunu iddia edip yanlı ve kasti yazılmış metniyle beyin yıkamaya çalışan insan(!) mı bana kaynak olacak?
DreiMalAli'den bahsediyorum, verilen kaynaktaki kıçımın kenarı.
kuranın sonradan yazılması zaten değiştirilmiş olma olasılığını artırır. yani muhammed yaşamış olsa bile ve kuran gerçekten var olsa bile 7.yılyılda ortaya çıkan bir peygamberin dininin kitabının neden 8. ve 9. yılyılda tamamlandığı kafamızda bir takım soru işaretleri yaratmakta.
o dönemde yazılmış şeylerde ve kuranda geçen muhammed islam peygamberi muhammed i değil, isa nın bir sıfatını belirtmektedir. araplar, bir figüre ihtiyaç duymalarından ve bazı şeyleri meşrulaştırmak istemelerinden(çok eşlilik gibi) dolayı muhammed i yaratmış olmaları yüksek ihtimaldir. muhammed, isa nın sıfatı olan seçilmiş kişiyi belirtiyor olabilir.
sanırım kanıtlar ne kadar gerçekçi olsa da bir şeylere körü körüne bağlanmayı doğru bulan insanlar için hiç bir zaman yeterli olmayacak.
islam ülkesinin savaştığı hiçbir ülkenin kayıtlarında muhammed adı geçmemektedir, o dönem varlığını sürdüren koca roma imparatorluğu kayıtlarında dahi muhammed adından söz edilmemekte. muhammed'in varlığından söz eden tek kaynak kur'an. ki onun da bir çok ayeti üstteki yazıda verdiğim adreste belirtildiği üzere 200-300 yıl sonra yazılmış. hiçbir kayıt, onca savaş yaşamış ve bir dini doğurmuş muhammed'in varlığından söz etmiyor.
emeviler dönemine kadar muhammed'le ilgili tek kelimelik kaynak yok. en ufak bir kaynak bile üstelik.
tartıştıran bir önermedir.varlığın sorgulanması yerine varlığın gidişatının sorgulanması taraftarı olmuşumdur.nasıl din bir efsundur diyenler dini düşüncenin zamanda kullanımı kaybı olarak görselerde,bana göre tam tersini düşünmekte zaman kaybından öte değildir.asıl önemli olan şimdiki zamandır.
gerçek olma ihtimali genç ergenleri heyecanladırmış iddiadır.
hz muhammed den behasedilen ilk kitabın ondan 200 yıl sonra yazılmış olması onun yaşamamış olmadığını göstermez. ama sadece 2 dk lığına bu saçma iddiayı kabul edersek, evrim teorisine ait ilk kitabın dünyanın oluşumundan milyarlarca yıl sonra yazılmış olması evrim teorisinin nasıl götten uydurma bir teori olduğunu kanıtlar sanırım.
1700 lere kadar hiç bir kaynakta evrimden bahsedilmemektedir, canlılar sadece son 200 - 300 yıldır evrim geçirmektedir.
hayallerde değil kalplerde yaşıyor hz. muhammed. onun varlığına inanan ve elinden geldiğince gösterdiği yolda yaşamaya çalışan insanlar için de çok kıymetli. hakkında konuşurken sıradan bir insan olmadığını düşünmeli insan. insansa tabi.. kimse kimsenin kutsalına hakaret etmemeli, ederse de alacağı tepkiye itiraz edemez, çünkü hak etmiştir.