hz muhammed in görüşme için sadaka istemesi

entry67 galeri0
    67.
  1. Tevbe Suresi 60.Ayeti okuyunca sadaka kime veriliyormuş görürsünüz.
    0 ...
  2. 66.
  3. doğrulardan bahseden ayettir. sadaka ver veremezsen namaz kıl demektedir. herhangi bir yanlışlık ve ya aksi bir durum saptayamadığımdır.

    not: sadaka peygambere değil ihtiyaç sahibine verilecektir.
    1 ...
  4. 65.
  5. içi boş iddadır. peygamber soyunun sadaka ve zekat parası yemesinin haram olduğu bir inanç biçiminde, peygamberin sadaka aldığını iddia etmeyi, araştıran ve sorgulayan genç arkadaşlara yakıştıramadım. bok atmanın da bir adabı vardır, düzgün atınız can dostlar.
    0 ...
  6. 64.
  7. sadaka ve zekat kavramlarının bağış olarak anlaşılarak çarpıtılmaya çalışılması hadisesidir. ayrıca çok basit bir iddiadır ki yeni bir dini tebliğ eden birisi menfaat peşinde koşacaksa dahi böyle ufak şeylere tenezzül ederek mi insanları kazanabileceğini umsun. Karşımızda tarihin en zeki şahsiyetlerinden biri sözkonusu ise heleki. velhasıl bu ayetlerde bilakis yoksula yardım edilmesine teşvik vardır.
    (bkz: sadaka)
    (bkz: zekat)
    2 ...
  8. 63.
  9. 62.
  10. palavradan ibarettir. neymiş, fakirlere yazılmamışmış da mış. ulan mal zaten sadaka fakirlere verilen mal, para, ilim. sadaka muhtaçlara verilir ve bu zaten islam'da beyan edilmiştir. hala daha ne boş boş uzun uzadıya anlamsız yazılar yazıp durursun ki? anlattıkların da zaten birbirinin tekrarı, boş cümleler.

    sen bunu istiyorsun ve alıyorsun güzel kardeşim: http://www.incicaps.com/resimler/untitled-2.swf
    0 ...
  11. 61.
  12. zamanının adnan okatarları işte sostapatlar hafife alınmayacak hastalardır.
    0 ...
  13. 60.
  14. ayette diyor ki fakir birine sadaka veriniz. hz.muhammede para verdiniz diyelim malını mülkünü insanlara dağatan orucunu hurma ve sirkeyle açan öldüğünde evinde taziye için gelenlere ikram edecek bir ekmeklik un bile olmayan bu adam bu kadar sadakayı napıyordu? haşa medine genelevinde mi yiyordu? tövbe tövbe.
    0 ...
  15. 59.
  16. sadakanın anlamını bilmeyen bünyenin açtığı densiz başlıklardan biridir.

    edit: sadaka ile rüşveti aynı şey sanan arkadaş, bilmelisin ki, sadaka gönül rızası ile ihtiyacı olan kimselere verilen ederi olan herhangibir şeydir.
    1 ...
  17. 58.
  18. ölümden ve cehenneme gitmetken it gibi korkanların dugularını bastırmaya çalışmasıdır bu alenen. orada sadaka veriniz diyor, yani ihtiyaç sahiplerini kastediyor. ulan bi rahat bırakın artık be inanıyoruz ve içimiz rahat, mutluyuz biz. işte bu yüzden kaçınılmaz geçeği bildiğiniz halde gururunuza yediremediğiniz ve günahtan vazgeçemediğiniz için kendinizin yanında bizleride çekmeye çalışıyorsunuz. boşuna uğraşmayın. bu yazıyı okurken bile cehennemde nasılda yanacağınız gelir belki aklınıza,daha çok zaman geçtikçe geceleri çekeceğiniz acı ve ızdırabı kafanızdan atamadığınız için uyuyamayacaksınız tıpkı tanıdığım diğer ateistler gibi.
    3 ...
  19. 57.
  20. mücadele suresi 12. ayet: SiZ EY iman etmiş olanlar! Elçi'ye ne zaman bir şey danış[maya niyetlen]irseniz, bu danışma vesilesi ile karşılıksız yardımda bulunun: (22) bu sizin yararınıza olacak ve sizin [iç] temizliğinizi sağlayacaktır. Ama buna gücünüz yetmezse (23) [bilin ki] Allah çok affedicidir, rahmet kaynağıdır.

    açıklaması: Kişinin Allah'ın Elçisi'ne her "danışma"sı vesilesiyle (beyne yedey) karşılıksız yardımda bulunmaya çağrılması, çoğu zaman yanlış anlaşılmış ve onunla, yani yaşadığı dönemde gerçekten yapılan konuşmalar/danışmalar ile sınırlandırılmıştır. Bunun sebebi, muhtemelen, yaşadığı zamanda bazı çok heyecanlı müminlerin rahatsız edici ölçüdeki ilgilerini azaltmaktı. Bu yanlış anlama, bir sonraki ayette ifade edilen yukarıdaki istisna ile birlikte, bazı müfessirleri, bu emrin "nesh edilmiş" olduğu şeklinde temelsiz bir kanaate sevk etmiştir. Ama böyle bir "nesih" teorisinin hiçbir şekilde savunulamaz olduğu gerçeği (bkz. 2:106 ve ilgili not 87) yanında, ayrıca "Elçi" (Rasûl) teriminin Kur'an'da yalnızca Peygamber Muhammed (s)'in benzersiz kişiliği anlamında değil, ama aynı zamanda onun tarafından dünyaya aktarılan öğretiler bütünü anlamında kullanıldığını bilirsek bu ayeti doğru şekilde anlayabiliriz. Bu, birçok Kur'ânî öğütten de anlaşılmaktadır: "Allah'a ve Rasûlü'ne kulak verin" ve daha belirgin olarak (4:59'da): "Eğer herhangi bir konuda anlaşmazlığa/ayrılığa düşerseniz onu Allah'a [yani Kur'an'a] ve Elçi'ye [yani, onun sünnetine] götürün", ki bu ayet birinciyi açıklamak gibi bir fonksiyon taşımaktadır. Bu anlamda alınınca yukarıdaki "Elçi'ye danışma" ifadesi, yalnız o'nun kişiliğine ve çağdaşlarına değil, daha çok o'nun genel öğretilerine ve bütün zamanlar ve mekanlardaki müminlere işaret eder. Başka bir deyimle, her mümin, ne zaman kendisini Elçi'nin öğretilerini araştırmaya/öğrenmeye verse, yahut Kur'an'ın tanımladığı gibi, ilahî kelâmı bize aktaran Elçi'ye "danışma"ya niyetlense, "karşılıksız yardımda bulunma"sı -bu hem muhtaç bir kişiye maddî yardımda bulunma olabilir, hem de aydınlanmaya muhtaç olan bir kişiyi bilgilendirme ya da sadece zayıf bir insana iltifatta bulunma bile olabilir- tavsiye edilmiştir.

    23 - Lafzen, "eğer (bir imkan) bulamazsanız". Yani, o anda karşılıksız yardımda bulunacağınız bir kimseyi veya -herhangi bir sebeple- onu yerine getirme imkanını.
    kaynak. m.esed kuran mesajı.
    0 ...
  21. 56.
  22. kişi nasıl inanırsa öyle görür ya her şeyi, bu söylenenler de onunla alakalı çok güzel örnekler. sadaka almaktan kastı günümüzdeki şarlatanlar ile yoğurup o manaya çekmek isteyen kişi bunu çok rahat bir şekilde yapabilir. ancak aynı kuran'da "din üzerinden prim yapıp çıkar sağlayanların alacakları cezalar" da yazmaktadır. bu durumda allah hem öyle deyip hem de bunları söyleyecek bir yaratıcı mıdır? mantık alıyor mu bu durumu?

    söz konusu sadaka, "vermek" anlamına gelir. ne vereceğin, ne kadar vereceğin önemsiz. malını paylaşmaktır asıl olan... anlatılmak istenen de odur. bunu bir amaç için yapıyorsan zaten hiç bir anlamı da yok... şu kadar para veriyim de işimi görsün mantığı bu zamanda mevcut. o zamanlar söz konusu olan vermekti... hz. ömer'in yaptığıydı yani...
    0 ...
  23. 55.
  24. Günümüze sus payı rüşveti olarak gelmiş bir uygulama sanırım.
    0 ...
  25. 54.
  26. 53.
  27. Bazılarının şeytana ihtiyacı yok dediğim türden, bir yanılsamaya kendini inandırma çabası sonucu ortaya çıkmış yargı.
    0 ...
  28. 52.
  29. klasik ''ateist abuklamalarından'' biri daha...

    peygamberimiz(sav) onca imkanına rağmen borç içinde vefat etmiştir..vefat ettiğinde dahi ''savaşlarda kullandığı zırh'' bir yahudide ''rehin'' tutuluyordu..

    şöhreti ''roma imparatoruna kadar yayılmış olan'' biri düşünün..defalarca rüşvet,krallık,hazine vb teklifler alıyor..eğer amacı para yada güç olsaydı,sence tüm bu fırsatları pas geçermiydi ?

    ''ateizmi bilim sanan'' insanlara da seslenmek istiyorum..ateizm bilim demek değildir..ateizm sadece ''bilime zaman kaybettiren'' bir ideolojidir..şu ''evrim teorisini ispatlamak için harcadıkları'' zamanın ve paranın onda birini ''kanser ve diyabet gibi hastalıklara çare bulmak'' için harcsalardı şimdi bu hastalıklar tarih olmuştu..

    ama yok..yapmazlar..onlar bilimi, insanlığın değil ateizm gibi ''hiçbirşeye faydası olmayan'' bir ideolojinin hizmetine vermişler..
    0 ...
  30. 51.
  31. baştan sonra iğrenç iftiralarla dolu ateist hezeyanlarıdır.

    bak kardeşim. kafana göre seçip yeni yetme ergenler gibi aha bak böyle diyo aha bak şöyle diyo zxaaaa. zihniyetiyle yapmaya çalıştığın şeyler boş.

    önce bir iftira atmışsın sonra kıvırmışsın, sonra başka birşey bulmuşsun onu almışsın. Aldığın ayetlerin arka planlarını neden indiklerini, indiği sıralardaki olayı ya da olayları dikkate almadan konuştuğun şey iftiradır.

    kelime olarak sadaka geçiyor olması önemli değil kelime kelime çeviri olamayacağınıi, herhangi bir yabancı dili biraz bilen herkes anlar. anlamayan da cahildir.

    sadakaydı değildiyi geçtim. sonuçta birtakım işler için onların malından bir miktar al denmiş. sen bunu alıyor aha lan peygamberiniz para topluyor zaaaaaaaaa. diyorsun. peki o ayetlerin geldiği ya da senin anladığın şekilde söyleyelim o ayetlerin söylendiği zamanlardaki olaylara niye bakmıyorsun? attığın iftiranın cevabı orada.

    sırf tercüme ile eleştiri ve savunma yapılmaz. yeterli olmaz. kelime kelime çeviri yapılması bir dil için mümkün değildir, arapça gibi (deve kelimesinin bile onlarca değişik şekli olan bir dilde) imkansızdır.

    ayetlerin geliş nedeni, geldiği zamanki durum, hangi olay üzerine gelmiş gibi bazı bilgilere de ihtiyaç vardır. bu bilgilere sahip olmadan bazı konular hakkında yorum yapmak yanlıştır. Tabi yararlandığın hristiyan kaynaklar işlerine gelmediği için onları almazlar. senin de başka yerden bakıp öğrenmek işine gelmez.
    2 ...
  32. 50.
  33. sabit fikrin eğilme kabiliyeti olmadığını gösteren başlık.
    uğraşların iki taraflıda olduğunu anlamak için dahi olmaya gerek yoktur.
    ne güzel denmiştir " senin dinin sana, benim dinim bana".
    daha ötesi yoktur.
    üstelik aslada akıldan çıkarılmamalıdır ki "körle gören bir olurmu".
    0 ...
  34. 49.
  35. bugün ki bilim adamları tarihi etik değerlerle mi yorumluyor. o bilim adamlarından biri 2 hafta boyunca sanki birbirinden farklı kuranlar varmış gibi yazılar yazdı. oysa o kuranların bulundukları müzeler hariç bir farkı yoktu. tarihi etik dediğiniz nedir.
    0 ...
  36. 48.
  37. Dogru da olabilir olmayabilir de sonuçta tarihi bir el yazmasından bu bilgiler bize geliyor ve bugunki bilim insanları biliyor ki. o zaman tarihi etik diye bir seye asla uyulmamış. Herkes kafasına göre ayet kural uydurmuş...

    şimdi böyle denilince de allaha düşmansın deniliyor ya çok gülüyorum bu cahillere. Kim allah tanrıya düşman olmak ister ki? adam inanmıyor allah diye bişey yok diyor. cahil olan düşman olarak algılıyor... gerçekten gülünç bir durum....

    dine saldırı olarak algılanılıyor. Neden denokratik değil misin yoksa? Dinlerin eleştirilmesi ya da analiz edilmesini neden saldırı olarak algılıyorsun ? Peygamberin okuma yazmayı zart diye ögrenmediğini zaten tuccar oldugunu, 9 yasındaki kız cocuguyla tamamen saf niyetlerle evlendiğine inanmak bana çok daha zor geliyor....
    2 ...
  38. 47.
  39. eğer bu başlığı hz muhammed görüşme için para istiyor diye açsaydın şimdiden tutturduğun sadaka'nın birden fazla anlamı var iddiasını ortaya atma hakkın vardı. ama sen başlığı ve yorumunu bugünkü manayla açtın ve yaptın. ki o ayette verilen sadakanın allah için yani ihtiyacı olanlara dağıtılması için verildiğini görmene ve de aynı surenin 60. ayetinde kimler sadaka alabilir konusuna açıklık getirilmesine rağmen çarpıtmana devam ettin. bu da yetmedi sahih hadislere hürmet etmedin. neymiş kuranda herşey açık açık yazsın. o zaman kuran 1 milyon ayet olurdu. kuran a maddesini verir altını peygamberin hadisi ve sünneti doldurur. ama sen herşeyi görünen yüzüyle algılamaya çalışıyorsun. bir de ateistsin ve bilim meraklısısın. bilim herşeyi görünen yüzüyle ele alsaydı bugün bu internet denen mereti kullanamazdık. senin gibiler peygamberleri sadece vahiyleri iletici olarak görür. oysa onlar o vahiylerin detayını ve nasıl uygulanacağını da insanlara öğretirler. sadece bildirici değillerdir ayrıca öğreticilerdir.
    1 ...
  40. 46.
  41. peygamberlerin kendi üzerlerine zimmet alma yasagını bilmeyen yazar düşüncesizligidir. hiç bir peygamber kendi için ne para alabilir ne bir ganimet alabilir. aldıklarını mecburi şekilde dagıtma zorunlulugu vardır. kendi üzerine başkası tarafından bir para ya da benzeri şey alamaz. peygamber vefaat ettiginde bile borçlu şekilde ahirete gitmiştir borcu için belirli malzemeleri satılıp kapanmıştır borcu. hatta bir hediye olarak gelen hırkayı çok sevmiş ve ortam içerisinde ne güzel degil mi diye sordugunda ordan birisi çok güzel bana verirmisiniz dediginde vermiştir ve yine kendisi yamalı hırkasını giymiştir. burda ki sadaka veriniz cümlesi kendisi için degil muhtaç olanlara verinizdir. kuran ı anlamak için tek bir yerden bakarsanız böyle gaflete düşersiniz tamamını okuyup anlamanız gerek ve okudugunuzda sırf açık aramak için yaparsanız yine gaflete düşersiniz.
    0 ...
  42. 45.
  43. küllüm iftira olan iddalardır. ayetlerin birkısmını alıp onları yorumlayarak güya kendilerince allah ın nurunu söndürmeye çalışıyorlar. ayetlerin bütünü incelendiğinde zaten bütün iftiralara cevaplar verilir.
    mevzu bahis olan ayetlerde allah a iftira atanlarada esaslı cevap niteliğinde bölümler vardır.
    merak ediyoruz o ayetleride okuyup akledip hiç mi düşünmezler hiç mi korkmazlar?
    "Allah'a ve Resülüne düşmanlık edenler, kendilerinden öncekilerin alçaltıldığı gibi alçaltılacaklardır. Oysa biz apaçık âyetler indirdik. Kafirler için alçaltıcı bir azap vardır." (mücadele-5)

    ve (bkz: mücadele suresi) şu ayetlerle biter;

    20. Allah'a ve peygamberine düşman olanlar var ya, işte onlar en aşağı kimselerin arasındadırlar.

    21. Allah, "Şüphesiz ben ve peygamberlerim galip geleceğiz" diye yazmıştır. Şüphe yok ki Allah çok kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.

    22. Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiçbir topluluğun, babaları, oğulları, kardeşleri yahut kendi soy-sopları olsalar bile, Allah'a ve peygamberine düşman olan kimselere sevgi beslediğini göremezsin. işte Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendi katından bir ruh ile desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan ve içlerinde ebedi kalacakları cennetlere sokacaktır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. işte onlar, Allah'ın tarafında olanlardır. iyi bilin ki, Allah'ın tarafında olanlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

    (mücadele 20-21-22)
    2 ...
  44. 44.
  45. herzamanki gibi peygamberimiz(sav) e atılan bir iftiradır,
    sadaka günahları örter ve günahsız birinin duası talebi daha makbuldür, bu sebeple sadaka verin diyor, peygamber e verin demiyor,
    zira kendisine davasından vazgeçmesi için mekkenin şerifliği, anahtarı ve tepeleme altın teklif edildiğinde; "bir elime ay bir elime güneşi koysanız davamdan vazgeçmem" dememişmiydi?
    ateist olmak başka birşey iftiracı olmak başka birşey, allah ıslah etsin sizi.
    2 ...
  46. 43.
  47. --spoiler--
    Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi:

    Hz. Ali'nin oğlu Hasan radıyallahu anhümâ, sadaka edilen hurmalardan birini alıp ağzına atmıştı.

    Bunu gören Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

    "- Kaka, kaka! At onu!. Bizim sadaka edilen şeyleri yemediğimizi bilmiyor musun?" buyurdu.

    Buhârî, Zekât 60, Cihâd 188; Müslim, Zekât 161
    --spoiler--

    http://www.fecr.gen.tr/ki...lihin/cilt_2/2cilt_17.htm
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük