kendisini himayesine alan amcası ebu talip'in mekke de ticaret tekelini elinde bulunduran, kervanlar sahibi ve epey zengin olmasından dolayı imkansız olan durum. dedesi abdülmüttalip mekkenin hükümdarıydı, "ince" bir ayrıntı olarakta bunu geçelim.
amcasının himayesindeki yetim ve öksüz olmasının yanısıra, mülkiyetindeki herbir şeyi kardeşi ve ümmeti olarak gördüğü müslümanların uğrunda harcamış kişidir. evet *** bu ince ayrıntı da bizden olsun efendim.
ne istese elde edebilecek, kurduğu devletin hazinesini fütursuzca kullanabilecek güçte biri için pek de önemli olan birşey değildir. istediği kadar zaten parası vardır.
(bkz: fethullah gülen)
fakirliği kendisi tercih etmiştir. yoksa bir dilemesine bakardı dünyaların onun olması. allahın en sevgili kulu zühdü tercih etti. ahireti tercih etti. davandan vazgeç seni kralımız, hükümdarımız ilan edelim, şu kadar altın verelim şu kadar mal dediler o' bir elime ayı diğer elime de güneşi verseniz davamdan vazgeçmem' dedi. işte buydu onun zenginliği.
çünkü elindeki avucundaki her şeyi insanlara dağıtmıştır. dedesi mekke valisi abdülmuttalibin 12 oğlu vardı ve mirası 12'ye bölündü amcası ebu talib ise bütün mirasını kardeşlerine verdi ve hz.muhammed 10 yaşından beri fakir olarak yaşadı. bütün malını her şeyini insanlara dağıttı. öldüğünde evinde bir ekmek yapacak kadar un bile yoktu. sadece hurma yer su içerdi. kölelerini,kendisine gönderilen hediyeleri medine ve mekkedeki müslümanlara verirdi. hiç cariyesi yoktu kölelerine azad ederdi. zaten eşlerinin yarısından fazlası evlendikten bir kaç ay sonra vefat ettiği için pekte yemeğe ihtiyacı yoktu.
yanlış bilgidir. ne fakirliği tercih etmiştir ne fakirdir ne de mütevazidir. bu dünyayı kendi cennetine çevirmiş kandırdıklarına da 'size sonra öldükten sonra, burası gerçek değil öldükten sonra yaşatıcam sizi' diye avutmuştur, peygamberliğin genel mantığı budur zaten.
hz ömer, efendimizin sessizce dinlenmekte olduğu odaya girer ve bir an çevresine göz gezdirir
tavana asılmış kuru bir deri bir torbanın içinde bir kaç kg arpa,duvara dayalı bir kaç ağaç yaprağı ve yerde efendimiz (sav) in üzerinde uyumakta olduğu hurma lifinden örülmüş kaba bir hasır
bu manzara karşısında ağlamaya başlayan hz ömer in hıçkırıkları o nu uyandırır
kalkınca hasırın vücüdunda iz yaptığını, kan oturduğunu gören hz ömer ise omuzları sarsıla sarsıla ağlamaya başlar efendimiz (sav) hayretle sorar
- ey hattab oğlu neden ağlıyorsun ?
-" ey allah ın elçisi! iranlılar kisralarını saraylarda yaşatırken, bizanslılar kayserlerini lüks ve ihtişama boğmuşken sen ki allah ın elçisisin izin ver, bizde seni...
maksat anlaşılmıştır, allahın elçisi, gelecekteki halifesinini sözünü hüzünlü bir tebessüm, tatlı bir el işaretiyle keser ve
" bu dünya hayatı bir eğlenceden ibarettir ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur keşke bilmiş olsalardı" (ankebut-64)
ayetini okuduktan sonra ekler :
- istemes misin ey ömer! dünya onların olsun ahiret bizim.
ne kadar anlatsam boş siz ateistler asla anlamassınız anlamayacaksınızda. karıların kızların,votkaların,kokainlerin,keranelerin içinde zevk-ü sefa yaşamaya devam edin dünya sizin ahiret bizim unutmayın.
Buharî'nin de yer verdiği bir hadise göre, Hz.Muhammed, "Veda Haccı"nda "YÜZ DEVE KURBAN" olarak sunmuştu. Bunlardan büyük bir kesimini de kendi eliyle kesmişti. Kalanını, damadı Ali'ye kestirmişti.
(Bkz. Buharî, e's-Sahih, Kitabu'l-Hac/121-122; Tecrîd, hadis no: 829; Müslim, e's-Sahih, Kitabu'1-Hac/348-349, hadis no: 1317.)
hz. Muhammed'in "yüz deve kurban" edebilmiş olması, servetinin büyüklüğünü de ortaya koyuyor.
Yahudilerden elde ettiği "ganimet" olarak çokça ve çok önemli hurmalıkları da olan hz. Muhammed, nedense çok da yoksul tanıtılır.
(bkz: yoksul değil hayırsever) hz. muhammed(sav) islam impatarluğunun başındaki isimdi aynı zamanda yani fakir olmadığı apaçık ortadadır. gerçi hz. muhammed'in fakir olup olmaması da önemli bir konu değildir. bir peygamber olduğu için dünya malında gözü yoktur o elindekileri ihtiyaç sahiplerine vermeyi Allah rızası için seçmiştir. dünyanın türlü zenginliklerini bir kenara atıp mütevazı bir hayatı tercih etmiştir.
bu herkesin bildiği bir bilgidir aslında. ateist veya müslüman olmayan arkadaşlar da araştırdığı zaman aynı şeyleri göreceklerdir. biz müslümanlar hz. muhammed'i seviyoruz, ona inanıyoruz ve onun şefaatini kazanmak için uğraşıyoruz. ancak ona inanmayan insanlar da biyografik bir araştırma sonucunda ne kadar eli açık birisi olduğunu göreceklerdir. yani burada meseleyi dinler çatışması yerine biyografik bir araştırma olarak bakarsak doğru bilgi budur.
Hz. Ebubekirin Hz. Muhammedin vefatından sonra halife seçilmesi sonrası Hz. Ebubekirin Hz. Muhammedin mal varlığına sağlığındayken söylediği sözlerden ötürü el koyup devlet hazinesine geçirmesi akabinde Hz. Fatımanın Hz. Ali taraftarlığı ve babasının malvarlığına el koyulması üzerine Hz.ebubekire karşı Hz. Aliye biat istemesi haricilik hareketine sebep olmuştur. Yaklaşık 200 yıl sürmüş ve tarafların sürekli olan rekabeti islam alemi adına habis olaylara sebep olmuştur.
Hz. Muhammedin mal varlığının devlete nakledilmesi hem yaşarken söylediklerine hemde Hz. Muhammedin peygamberlik vasfına bu vasıflada bağışlananlanların islamın geleceğine yatırım olmasının gerekçesidir. Hz. Fatıma Hz. Ebubekiri eleştirirken " bir babanın emanetlerinin bekçisi kimdir?" diye sormuştur. Hz. Ebubekirde "ailesi, evlatlarıdır." demiştir. Hz.Fatıma bunun üzerine " öyleyse hangı hakla bir babanın evladının hakkı olana göz dikersin." demiştir. Ve islam dininin ilk nifak tohumları böylece toprağa düşmüştür.
hz muhammed (s.a.v.) in kendi isteğidir. zenginlik içinde yaşamak varken zenginliği istememiştir. hiç bir zaman karnını tıka basa doyurmamıştır. kendisinden yardım istemeyen insanı yoksulluğuna rağmen eli boş göndermemiştir. allah' ın "istediğini vereyim." demesine rağmen allah' tan dünyalık istememiştir. o dünyaya gelen en güzel varlıktı bize görmek nasip olmadı.
Evinde 2-3 ay aş için ateş yanmadığı; bu evde su ve hurmadan başka yiyecek bulunmadığı yolunda patetik hadisler nakledilmiştir. Bu hadislerin Buhari'de yer alma konusu başka bir tartışma konusudur, çok da uzun sürer.
Başka hakikatlere bakalım-bırakalım tenakuz olarak kalsın-:
*Çok zengin bir kadın olan Hatice'den miras kalanlar
*Ebubekir'in sağladığı mallar
*Medinelilerin sağladığı mallar
*Düşünülemeyecek kadar çok ganimetler: Medine yakınlarındaki Hurmalıklar; Hayber Hurmalıkları; Fedek Hurmalıkları bkz:( Sahih-i Buhari tecrid: 1288 nolu hadis ve Kamil Mirasın açıklamaları)
*Humus (savaş ganimetinin beşte bir payı)
*Ayetnip (Bazı savaş ganimetlerin tümü. Örnek: Nadiroğullarından Fedek Halkından elde edilen ganimet böyle olmuştur. F.Razi: 29/284; Kurtubi 18/19 )
*HAŞR SURESi 6.AYET:6 - Allah'ın, onlardan peygamberine verdiği ganimetlere gelince siz onun üzerine ne at, ne de deve sürmediniz. Fakat Allah peygamberini, dilediği kimselerin üzerine salar. Allah her şeye kadirdir.
Yalandır. Hz. Muhammed zengin biriydi. birtakım alimlerin anlattıklarına inanmayın. Peygamberimizi birçok siyer kitAbında zavallı, fakir, cahil biri gibi gösterirler beynimizi yıkamak için.
Düzeltme: bu da hadislerin ne kadar doğru olduğu konusunda kuşku verir.
