uyduruk hadislerle gariban niteliğinde gösterilen davranışlardır. ulam adam koca orta doğunun lideri endülüs' e ( kuzey avrupa ) kadar gidiyor bu. o bir devrimci!, sayesinde orta doğu bataklıkta biten bir fidan gibi oluyor. sonra ne mi oluyor ? ölüyor. fakat orta doğu hala ileri medeniyet! o zamanlar, günümüzde beğeni ile bakılan avrupa gelip orta doğudan feyz alıyor. işte kuran' ın inşa ettiği bir zihin var bilim, sanat felsefe farabi, ibn-i sina, gazali,... ilkel çağıl entelektüel islam bilginleri bir çok buluş.. daha sonları uyduruk hadisler gelenekler saçma sapan mezhepler ve din tüccarları işin içine girince günümüzde olduğu gibi, insanlara müslüman denince akıllarına çürümüş çorap kokusu geliyor. çünkü her taraf din tüccarı her taraf...! günümüzde hele sahabeye sidik içirip, kan içirip aişeye bok koklatan '' sözde '' islam alimlerimi dersin, kadınları çuvala sokup onlara zulmeden mi dersin, pilot kalem ile ateizmi çökertmeye çalışan şakirt mi dersin, keçinin kuran' ı yediğini iddia edip recm cezası getiren arap mı dersin ? ne ararsan bol. şunu söyleyeyim bu insanlar tanrının kendilerine verdiği beyini kullanmayan insanlar. insanları dinden soğuttular lan. şunlara kocaman bir siktir çekmenin zamanı geldi artık...! vesselam
sana muasır bir vücut olamadığımdan müteessirim, ey muhammed (a.s.m.)! muhtelif devirlerde, beşeriyeti idare etmek için taraf-ı lâhutîden geldiği iddia olunan bütün münzel semâvî kitapları tam ve etrafıyla tetkik ettimse de, tahrif olundukları için, hiçbirisinde aradığım
hikmet ve tam isabeti göremedim. bu kanunlar değil bir cemiyet, bir hane halkının saadetini bile temin edecek mahiyetten pek uzaktır. lâkin muhammedîlerin (a.s.m.) kurânı, bu kayıttan âzâdedir. ben, kurânı her cihetten tetkik ettim, her kelimesinde büyük hikmetler gördüm. muhammedîlerin (a.s.m.) düşmanları, bu kitap muhammedin (a.s.m.) zâde-i tabı olduğunu iddia ediyorlarsa da, en mükemmel, hatta en mütekâmil bir dimağdan böyle harikanın zuhurunu iddia etmek, hakikatlere göz kapayarak kin ve garaza âlet olmak mânâsını ifade eder ki, bu da ilim ve hikmetle kabil-i telif değildir. ben şunu iddia ediyorum ki, muhammed (a.s.m.) mümtaz bir kuvvettir. destgâh-ı kudretin böyle ikinci bir vücudu imkân sahasına getirmesi ihtimalden uzaktır. sana muasır bir vücut olamadığımdan dolayı müteessirim, ey muhammed (a.s.m.)! muallimi ve nâşiri olduğun bu kitap, senin değildir; o lâhutîdir. bu kitabın lahutî olduğunu inkâr etmek, mevzu ilimlerin butlanını ileri sürmek kadar gülünçtür. bunun için, beşeriyet senin gibi mümtaz bir kudreti bir defa görmüş, bundan sonra göremeyecektir. ben, huzur-u mehabetinde kemâl-i hürmetle eğilirim.
prens otto von bismarck (1 nisan 1815 - 30 temmuz 1898), 19. yüzyılda gevşek bir konfederasyon olan almanyanın güçlü bir imparatorluğa dönüşmesinde en önemli rolü oynayan ve ilk şansölyesi (başbakan) alman devlet adamıdır.
eve geldiğinde eşlerine "yemekte ne olduğunu" sorar, eşlerinden "yemek yapacak bişey olmadığını duyunca", " iyi o zaman niyet edeyim, bugün oruç tutayım" demesidir.
şimdi;
- islam dininin önderinin ve devlet başkanının evinde yemek yapacak bişey olmamasına mı yanarsın,
- o saate kadar bişey yememesine mi yanarsın,
- hoşgörüsüne hayran mı olmazsın...
-karşısında küçük çocuk bile olsa değil ayakayak üstüne atarak oturmak ayağını uzatarak bile oturmazdı.
-elini tutan çocuk elini çekene kadar kendisi elini çekmez idi.
-bir çocuk fikir verse veya konuşsa bile onu büyük bir ciddiyetle dinler ve tek tek yanıt verirdi.
çocuklar üzerindeki davranışlarındaki incelik, naziklik ve özenli yaklaşım gelecek nesillere ne kadar değer verdiğinin en açık kanıtıdır.
bütün evren benim için yaratılmıştır dememiş peygamberdir. Allah bir ayetinden bundan bahsetmiştir, müslümanlar buna inanır. Bilmeyen cahillerin öğrenmesi gerekmektedir. aksi halde ahmaklık ayıptır.
misvak kullanmak. misvaktaki amaç o zamanlarda diş fırçası olmadığı için, dişlerin temiz tutulmasıdır. hatta hz muhammed in ölmeden önce son istediği şeylerden birisi misvak mış.
saçlarını bazen kısa kestirir bazen de uzatırmış.. münafıklar ve kafirler saçlarını uzattığında kısa kestirip, onlar kısa kestirdiğinde uzatarak onlara benzememek, onlardan farklı olmak amacındaymış..