doğru olup olmadığını bilmemekle beraber,çile insanıyla bir insanın çilesi arasındaki ayırdı yapamama problemi yaşamaktayım.gönüllülük,bağlılık falan filan da deyip geçmek gibi bir kolay tarafı da var.sevdiği kız için sabahlara kadar ağlayıp sızlayıp berduş olana kadar içmek de bir çiledir,sevdiği rabbi için vücudu zarar görünceye kadar ibadet etmek de..ikisinin arasındaki fark ikincisinin sonsuz olduğuna dair kati inançtır.bu süregenlik farkı da çekilen ızdıraplar arasındaki seviye farkını rahatlıkla ortaya koyar.fakat ibadet gibi muazzam bir olayı kendisine ibadet edilenin istemsel acziyetine bağlayan insan henüz meselenin özünden bir kaç km uzaktadır.yarattığına inanılan şey ya da kişiye intisabı ifade eden eylemler olmasaydı yaratıcı ile yaratılan arasında nasıl bir ilişki olurdu?
bunlardan da ziyade sevgili uğruna delinen dağları,aşılan çölleri ağzında ping pong topu varmış gibi dinleyen birinin başlığa hayret etmesi, başlıkta vurgulanmak istenen şeyden daha tuhaftır..
unutulmaması ve gözden kaçırılamsı gereken,fakire yardım etmenin bir ihtiyaç değil keyfiyet meselesi olduğudur.keyfiyeti,keyif çatmak olarak anlayanlara tavsiyem modemlerinin bağlantı kablolarını çıkarıp tekrar takmaları olacaktır.
şimdi islam dini kişinin kendisine madden ve manen zarar vermesini kat-i şekilde günah olarak belirtmiştir. acaba diyorum hz. muhammed öle yaptıktan sonra mı geldi bu bilgiyi içeren ayet? yoksa hatasız kul olmaz sözünün bir örneğimi oldu peygamber. hms..
Herşeyi yaratan, can veren, herşeyi bilen.. gibi devam eden sıfatlarla yüceltilen 'allah' ın dünya gezegenindeki bir kısım kişinin bir kumaş parçası üstünde çeşitli hareketler yapması ve bunu yaparken arapça cümleleri tekrar etmesi ne kadar mantıklıdır? sorusunu sorduran cümle.
Madem tek, mutlak, vb mükemmel sıfatlara sahip 'allah' , neden sizden çeşitli aktiviteler yapmanızı istesin ki? Eline ne geçecek? Zaten sahip olmadığı ne var? gibi sorularla devam da edilebilir.