kuran-ı kerim de yer almasından dolayı islama inananlar tarafından kabul görülen bir olaydır.
"hz. muhammed in tek mucizesi kuran-ı kerim dir" diyenlerin hepsi fos oluyor bu durumda. gerçi ben belirttim bir kaç tane bilinmeyen mucizesini ama hakaretlere maruz kaldım, gerçekten insanlar çok enteresan. (bkz: hz muhammed in karşısında dile gelen kebap)
konuya gelelim, kamer suresinde belirtilen bir ibaredir. bir kafirin hz. muhammed e, "peygambersen bize mucize göster." demesi üzerine hz muhammed ayı ikiye bölmüştür.
geçenlerde boğaz köprüsünden geçerken aydaki kriterler hakkında yorum yapıyorduk arkadaşla beraber bana döndü ve, "bak ayın tam ortasında çatlak var görüyormusun?" dedi, "yoo?" dedim ve gözlerimi kısarak bakmaya devam ettim. "olum iyi baksana tam ortasında ayın işte orda yaa." şaşırdım, göremiyordum. ben de mi bir sorun vardı? yoktu yani yarık, çatlak falan. uzak gözlüğümü taktım ve birdaha baktım, yine birşey göremedim. "siktirgit olum yaaa" dedim.
işte öyle ki bu iman insanlara çıplak gözle orada yarık gördürebilecek kadar yüce bir güç. ben göremiyorum inanan arkadaşım görüyor. neyse,
hadiseye ilk elden şahit olanların "gerçekliğinin" değişmeyeceğini söyledikleri mucize. (ya da değil).
"yani ben buna inanıyorum" değil.
"böyle olması benim inancıma uyumlu" değil.
(ki inanca göre buna inanmak gayet normal de, inanmayanlar da mantıklı, hatta daha mantıklılar)
direk "gerçek".
gözümüzle gördük ya.
bir de buna inanmayanlara, mantıksız olduğunu ifade edenlere islam'ı kötüleyen, şerrefsiz bölücüler, hatta ve hatta "bariz göz önünde olanı göremeyenler" gözüyle bakılması da süper komik.
maymundan geldik deyince kıçıyla gülen adam buna nasıl inanır anlamış değilim. işte bende buna kıçımla gülerim. mukayese ettim maymun işi daha mantıklı. beni ikna etti.
peygamberin yapmis oldugu söylenen bir mucizedir. inananlar hira dagini ayin iki parcasinin arasinda görmüslerdir. bu kuran´daki kamer suresinin basinda gecen sekliyle kuran´da da bu sekilde kayda gecmistir.
inanmayan adam, ayi gec burnunun ucunda musa peygamber bakara suresinde gecen mucizelerini gösterdiginde de inanmamislardir. "bu süphesiz bir büyüdür." demislerdir. yani bu "biz simdilik bunu aciklayamiyoruz, ama biz bilmesek de bu isin icinde mutlaka bir bit yenigi vardir." anlamina gelir.
hele musa peygamber asasini atip o da bir yilan olup büyücülerin aletlerini yedikten sonra, yilani gene kuyrugundan tuttugundao yeniden asa oldugunda, büyücüler secdeye kapanmis, firavun "ben izin vermeden siz nasil ona inanirsiniz?" dendiginde adamlar gayet normal olarak firavun´a "hocam kusura bakma da, madem musa peygamber degil, allah da sensin, ee ver bakalim bizim aletleri, bizim büyü aletlerine n´oldu, yokoldular" demisler, bu da firavun´u inanan birisi yapacagina , cileden cikartmis, onlari öldürtmüstür. (tam hikaye icin : araf suresi 109-125)(olayi sözlükte okunacak kivama indiren benim, yoksa kuran´da "hocam" diye bir söylenis gecmiyor!! ben bu kismini kuran´in bu sekilde anliyorum)
yani adam mucizeye bizzat tanik oldugunda bile inanmayabiliyormus. o yüzden böyle mucize´yle olmuyor bu is pek. inanan zaten inaniyor, inanmayan da zaten inanmiyor.
gerçek olup olmadığı ispat edilemez öncelikle, o yüzden valla gerçek, yok kesin yalan demek yersiz. inanmakla ilgilidir.
bence satırına gelirsek, bence izleyenlerin görme yetisine yapılan bir müdehale olması çok daha mantıklı, aksi halde bu olayı gözlemleyen binlerce insan olur ve onlarca tarihçiden biri illa ki bahsederdi.
yani ilahi bir müdehale ile oradaki insanlar bunu böyle görmüş olabilir. ya da değildir tabii dediğim gibi bilinemez bir durum.
bıyık altı gülmeme sebep olan iddia...
bu nasıl bir inanç aldatmacası silsilesidir anlamıyorum...
din mucizeleri gerektirir, aksi halde inanmazsınız...
kuranıkerim'de açıkça kıyamet alameti olarak gösterilen bir olayın bazı uydurma hadislerle peygamber döneminde olmuş gibi gösterilmesidir. ayette açıkça "kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı" deniliyor. geçmiş zaman kullanımı ise kuranıkerim'de zaten yaygın olan bir kullanımdır. birçok ayette ahirette olacak şeyler, şimdiden görülmüş olarak anlatılır. sonuçta kitabın yazarı da bu olayların olacağını bilen birisidir.
öğrendiğimiz kadarıyla hz. isa'nın telomeraz enzimlerini reaktive etmes*...ölüleri diriltmesi gibi bir mucizeymiş hz. muhammed'in ayda geri dönüşlü gaz nitrogliserin oksidasyonu başlatmas*...ayı ikiye bölmesi.
ay ikiye bölündü ise, aynı tarihlerde dünya üzerinde farklı coğrafyalarda bundan bahsedilmesi lazım. ama ne yazık ki öyle bir şey yok.
yani düşün şimdi, dünyanın x yerinde ay bölünüyor mudur olay? değildir. çünkü açıkça ayı böldüm diyor. bu taraflarda oturanlar bölünmüş gördü demiyor. peki ay bölünse kimse bilmez mi?
bu kadar mı bihaber ve vurdumduymaz müslümanlar dışındaki insanlar. ya ayı bölüyolar ama siktir et ya. mını sikim. diye geçiştirilecek bir olay mı? hadi bugün olsa evde fallout 3 oynarken sikimi bile kaldırmam lan ayı böldüler demem, ama o tarihte ay lan bu.
hepsini siktir et, hatta dersen eğer arabistanda ay görünür iken diğer yerlerde görünmez dersen eğer; suriye var. yakın da. ki suriye de adı el-ilah olan ay tanrısına tapıyorlar. bu kadar yavşak mı bu adamlar? onların tanrısını ikiye böleceksin. hiç bir yere yazmayacaklar. siktin attın adamların dinlerini tanrılarını iki paralık ettin. umursamadılar, yapıyo gene bizimki bir şeyler diyip hiç bir yere yazmadılar mı diyorsun?
anlatılanlar doğru ise, o zaman ay bölünmemiş sadece bedeviye sınırlı bir gösterimde bulunulmuştur ki sanıyorum allahın gözünden kaçtı, sadece orada bölündü göründü demek yerine ayı yardık ortadan dedi. yoksa sadece o topraklarda görülmüş bir olay.
" ..Sahabenin ileri gelenlerinden Hz. Ali, ibn Mes'ûd, ibn Abbâs, Huzeyfe, Enes, Cübeyr ibn Mut'im, ibn Ömer gibi zatlarin bildirdigine göre; Peygamberimiz (s.a.s.) müsriklerin istekleri üzerine Mina'da ay yarilma mucizesi göstermis ve bu vakayi görenlere "sahit olunuz" deyip onlari tanik tutmustur. Hâdisenin meydana gelisi ayet ve sahih hadisle sabit olup inkâri mümkün degildir. Ebu Nuaym el-isfahanî'nin ibn Abbâs ve ibn Mes'ud'tan bildirdiklerine göre olay söyle meydana gelmistir: Müsriklerden Velid b. Mugîre, Ebu Cehl, Âs b. Hisam, Esved b. Abd-i Yagus, Esved b. Muttalib, Zem'a b. Esved, Nadr b. Hâris ve daha bir çoklari toplanarak Peygamberimiz'e, "Eger, sen gerçekten peygambersen, bize yarisi Ebu Kubeys dagi, yarisi da Kuaykian dagi üzerinde görülmek üzere, Ay'i ikiye ayir." dediler. Peygamberimiz onlara; "Eger, bunu yaparsam, iman eder misiniz?" dedi. "Evet iman ederiz" dediler. Ay'in, bedir oldugu, iyice göründügü ondördüncü gecesiydi. Peygamberimiz, müsriklerin istedikleri seyin olmasini Yüce Allah'tan diledi. Allah da, o gece ayin yarisini Ebu Kubeys dagi, yarisini da, Kuaykian dagi üzerinde dogdurunca, Peygamberimiz: "Ey Ebu Seleme b. Abdu'l-Esed Erkam b. Ebi'l-Erkam! sahit olunuz! sahit olunuz!" diyerek seslendi. ibn Mes'ud'a göre, Kureys müsrikleri bu mucizeyi görünce (peygamberimizi kastederek) "Bu da Ebu Kebse'nin oglunun bir sihridir." dediler. içlerinden Ebu Cehil ise "Gelecek yolcularinizi gözetin. Muhammed, sizi büyülemege güç yetirse bile bütün halki, bütün yeryüzünü de büyüleyebilecek degil ya! Onlara bir sorun bakalim. Onlar da sizin gördügünüz seyi görmüsler mi?" dedi. Gelenlerden sordular. Müsrikler bu mucizeyi inanmak için degil, islâm davasina engel olabilecek bir sey gözüyle baktiklari için, hâdiseyi gördükleri halde inanmadilar, "Süregelen bir büyüdür" dediler.. "
--spoiler--
kuran'da, kamer suresi'nde geçen "kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı, onlar bir mucize görürlerse hemen yüz çevirirler ve: eskiden beri devam edegelen bir büyüdür, derler. yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. halbuki her işin ulaşacağı yeri vardır." şeklindeki ifadelerle dile getirilen muhammed peygamber'in mucizesidir. bu hikayeye geçmişte çeşitli yayın organlarında ay'ın yüzeyindeki kilometrelerce uzunluğundaki çatlakların örnek gösterilmesi suretiyle bilimsel bir kılıf aranmış ve söz konusu çatlaklar ay'ın geçmişte ikiye yarılmış olduğuna ilişkin bir kanıt gibi aktarılmıştır. zira, ay soğumuş bir gök cismi olarak magma tabakası gibi bir yapıya sahip olmadığı için, deprem olayının görülmesi mümkün olmadığı halde yüzeyinde kırık ve çatlakların olması bu hikayenin gerçekliğine işaret olarak karşımıza çıkarılmıştır. ama bilinen şudur ki, ay'ın dünyamızda olduğu gibi, yüzeyini göktaşlarının darbelerinden koruyan ya da göktaşlarının yüzeye ininceye kadar küçülmesine sebep olan kalın bir atmosfer kalkanı yoktur. bunun sonucunda göktaşlarının darbelerine atmosfer kalkanının koruyucu etkilerinden yoksun olarak maruz kalan ay yüzeyinde çatlaklar ve kraterler meydana gelmiştir, gelmektedir.
aslında geçmişte böyle bir olayın gerçekten gerçekleştiği iddiasını ekarte eden bir durum dahi söz konusudur. biz biliyoruz ki, kuran'da bu olayın şahitleri olarak aktarılanlar olayın gerçekleştiği esnada muhammed peygamber'in çevresindeki kişilerdi. kuran'da olayın şahitleri olarak dünyanın başka hiçbir yerinden hiçbir uygarlığından hiç kimse anlatılmıyor. oysa ki, gökyüzünde dünyanın çapının yaklaşık dörtte biri kadarına tekabül eden 3476 km çapı olan böylesine büyük bir gök cisminin, dolunay halinde iken ortadan ikiye ayrılmasının kuzey yarım küre'nin herhangi bir yerinden görülmeme şansı yoktur. bilindiği kadarıyla, olayın geçtiği zamanda yeryüzünde gökyüzünü inceleme konusunda çalışmalar yapan, rasathaneler inşa etmiş ve hatta gökyüzünü inceleme olayını saplantı haline getirmiş aztek uygarlığı, maya uygarlığı, hint uygarlığı gibi uygarlıklar mevcuttur. üstelik bu sözünü ettiğimiz uygarlıkların gökbilimcilerinin yaptığı gözlemlerin kayıtları çeşitli yazıtlar ve defterlerde günümüze kadar varlığını korumuştur. ama ne hikmetse, bu kayıtların hiçbir yerinde ve hiçbirinde böylesine büyük bir gök olayının gerçekleştiğine dair bir ifade bulunmamaktadır. kaldı ki, böylesine büyük bir gök olayına şahit olmak için gök bilimcisi olmak da gerekmiyor. yani ne yazık ki, böyle bir olayı ifade etmeyen ve günümüze kadar varlığını sürdüren kayıtlar dışında başka kaynaklarda da, mesela halk hikayeleri veya destanlar arasında da böyle bir olayı anlatanına rastlanılamıyor. jeoloji gibi çeşitli bilim dalları açısından ele alındığında da ay'ın geçmişte ikiye ayrıldığına dair herhangi bir bulgu ya da kanıt olmadığı gerçeğinin de yadsınmaması gerekir.
--spoiler--
değil mi ki hz. sıfatını alan musa koca kızıldeniz'i bir çırpıda ikiye bölmüş ve karşı kıyıya geçmiş neden olmasın? ay ikiye yarılır ve göğe doğru bir ışık göçer. bir varsayımdır nitekim.