inanmayan bir insan için geçerli olan durumdur. din eşittir inanmaktır, inanırsan vardır senin için zaten. gelelim konuya, peygamber olmanın bir koşulu ismet tir. yani günahsız olmak yani hatasız olmak. peygamberliği kabul edilmiş, milyarlarca insanın tabi olduğu bir peygamber için kötü bir şey söylerken insan biraz düşünür. inanmak zorunda değilsin ama saygı duymak zorundasın.
kimsenin hatası sizi ilgilendirmez size ne ki ne yaptığından atatürke de karışamıyoruz ya içiyor bilmem ne yapıyor.
diyemiyoruz uğruna yaratılmış dünyada yaşıyorsun;
senin anladığın dilde o olmasaydı ne anan olurdu ne baban ikisini de bilemezdin.
sen kim oluyorsun be adam senin kalıbın onun adını ağzına almaya bile layık değil sen kimsin ulan!
insandır kuldur elçidir. hatalar insanlara mahsustur ama onların günah ve şehvet duyguları alınmıştır. hz ibrahim in yemek konusunda olan hatası,hz musa nın tek yumrukta kasıtsız olarak bir insanı öldürmesi gibi bazı konular vardır ayetlerde. ama bunlar bir ders niteliginde anlatıldıgı için onların yaptıkları olaylar ibretlik ve ögretmeliktir.
günahsızlıkla hatasızlığı birbirine karıştırmaktan doğan durumdur. daha doğrusu birtakım alimlerin "günahsızdır" iddiası var ama bilemiyoruz. kalbimiz mutmain değil demek ki.
peygamberin elbette hataları vardır ve bazılarında allah tarafından şiddetli şekilde uyarılmıştır. hangi ayet olduğunu anımsayamadığım, bir konuşma yaparken kör bir bedevinin soru sormak istemesi ve onun bundan hoşnut olmaması ile ilgili idi. misal o ayetlerde allah, peygamberi "o" diyerek oldukça şiddetli şekilde kızgınlığını dile getirmiştir.