eshab-ı kiram'dandır. peygamberlerden sonra insanların en üstünleri arasındadır. aleyhinde konuşmak maddi ve manevi anlamda yıkımlara yol açabilir. benden söylemesi...
damadı hz ali'ye yapacaklarını bilseydi, islam devletini dalavereyle ele geçireceğini bilseydi yapar mıydı hz muhammed muaviye'yi vahiy katibi. bunlar hayırlı işlerse eh ne diyelim, sizin diniz size benim dinim bana.
"muaviye 'nin yanılması, resulullah 'ın sohbeti bereketi ile, veysel karani 'nin ve ömer bin abdülaziz 'in doğru işlerinden daha hayırlı oldu. Bunun gibi, amr ibni as 'ın yanlış bir işi, o ikisinin şuurlu işinden daha üstün oldu."
Muhammed Peygamber kendisine "başa geldiğinde iyi yönet ey muaviye" demiştir. * Ayrıca Ali'yi Amr ibn'ul'as adlı bir Arap kumandanına, Ali'ye ve Muaviye'ye düşman olan hariciler grubu öldürmüştür.
Daha sonra Berberi haricileri Alioğlu Hasan'ın soyundan gelen bir kişiyi * Fas'ta hüküm süren idrisoğulları'na halife olarak seçmişlerdir. Yani Haricilik Berberi milliyetçiliğine kaymıştır.
Alioğullarıyla, Muaviyeoğulları arasındaki kavganın da esas sebebi farklı kabilelerden olmalarındadır. Muaviye Ümeyyeoğullarından iken Ali Haşimoğullarındandır.
zekası ile hz. peygamber'in takdirini kazanmıştır. sanıldığı gibi kerbela'da hz. hüseyin ve ailesini katlettirmemiştir, sadece kendisine biat etmelerini istemiştir. ama adamları işi aşırıya götürünce, gerisi malum.
sahabi diye nitelendirilmeyecek pseudo-müslümanlardan..
ilk evvel onun hakkında konuşurken dikkatli olun, ey müslümanlar.. zira her peygamber görene sahabi denmez.. eğer yanlış hatırlamıyorsam, hudeybiye mevkiinde yapılan antlaşmadan sonra müslüman olalar sadece müslümandırlar. sahabi payesine erişenler bundan önce sırf isteyerek, her hangi bir korku olmadan müslüman olanlardır. bu nedenle ne muaviye ne de onun en yakın arkadaşı, kuranı mızrakların ucuna geçirecek kadar gözü dönmüş as oğlu amr sahabi değildir. velev ki oldu.. onların aliyle yanyana durması, onun karşısına içtihat çıkaracak kadar ilimli, -ve ilmin macubu olan- takvalı olmalarına nasıl haklılık kazandırabilirsiniz? bir atasözü var arapların: şam nere, kufe nerde -o dönem olaylarından türemiştir-; ilmin kapısı ali nerde, fesadın kapısı muaviye nerde?
öldüğünde, muhammedin tırnak ve tüylerinden medet umacak duruma düşecek kadar, üfürükten bir vücut..
halifeliği babadan oğula geçen saltanata dönüşmesini sağlayan ve kendini halife ilan eden şam valisi olan kişidir.
camilerde siyaset yapılmasını sağlamış ve ehli beyte söylenmeyecek şeyleri söyletmiştir. fitne ve fesadın ortaya çıkmasına neden olmuştur. ebu süfyan ın oğlu ve kerbela da hz. hüseyin ( r.a) ı şehit eden yezid köpeğinin babasıdır. yezid kadar sorumludur.
vahiy katibliği yapmış olsa da asla sevilmeyecek ve saygı duyulmayacak olan kişidir. sahabe olduğu için de kendisine birşey demiyorum sadece allah a havale ediyorum.
arabistan özellikle de mekke üzerindeki güç kavgasında hz. muhammed efendimizin insanların gönülerini ve inançlarını kazanarak öne geçmesi sonucunda bükemediğin eli öpersin diyerek islamiyeti seçmiş bir kavmin varisidir. bükemediği elle tokalaştıktan sonra bu kavim peygamber efendimizin ölümüyle kaybettikleri prestiji geri kazanmak için önce bükemedikleri eli arkadan bıçaklamış ihtilafı nedeniyle hz. ali efendimiz sabah namazından sonra öldürülmüş, hz. hasan'ı defalarca zehirlemiş, en sonunda oğlu yezid hz. hüseyin'i kerbelada kanlı kılıçla katlettirmiştir. dolayısıyla iktidar savaşını evveliyatında sisteme uyup sonrasında da sistemi ele geçirerek kazanmışlardır. devrettikleri iktidarı zorla ve şerler ele geçirmişlerdir.
dolayısıyla zat-ı muhteremin halifeliği ruhani bir halifelik değil, diktatörel bir halifeliktir. bu bağlamda son ruhani halife hz. ali'dir. hz. ali'den sonra gelen ve kösedağ savaşında abbasi hükümdarlığının sona ermesine kadar süren dönemdeki halifelik ruhani olarak değil bölgesindeki islami unsurları koruyan kollayan hükümdar anlamında önem arzu eder. dört halifeye kadar olan süreçte halifelik dini bir makam iken hz.aliden sonra bir hükümdarlık anlamına gelmiştir.
Babası Ebu Süfyan Hz.Muhammed'in en büyük düşmanlarındandı. Uhud ve Hendek savaşlarında müşriklere kumandanlık yapmıştır. islamiyet yayılmaya başladığı zamandan ölünceye kadar Müslümanlığın yayılmasını önlemeye çalışmış, birçok müslümanın kanına girmiş, birçoğunun mallarını yağma etmiştir.
Annesi Hind'de müslümanlığın en azılı düşmanlarından biriydi. bedir savaşında kardeşi ve babasının ölümünden sorumlu tuttuğu Hz.Hamza'yı, Vahşi adında mızrak atma konusunda profesyonel olan bir köle tutup Uhud savaşında şehit etmiştir. bununla da yetinmeyerek kalbini sökmüş ve kanını içmiştir.
Muaviyenin oğlu Yezid ise Kerbela'da peygamber torunu Hz.Hüseyin'i ve onunla birlikte bulunan 72 müslümanı, Harra olayında ise 80 küsür sahabenin de içinde bulunduğu 10 bine yakın müslümanı kendisine biat etmedikleri gerekçesi ile şehit etmiştir.
Muaviyenin de, babası gibi canından olma korkusu ile müslüman olduğu tarih kitaplarında yazmaktadır. Babasından aldığı müslümanlık düşmanlığı bayrağını Hz.Ali ile mücadele ederek devam ettirmiş, bu bayrağı oğlu yezid'e devretmiştir.
Bazı kitaplarda isminin başına hazret eklendiği görülmekte ve peygamberin sır katipliğini yaptığı saçmalıkları yazılmaktadır. Bunlar emevi zihniyetinin, müslümanlığa en büyük darbeyi vuran sonuçlarındandır.
Mekkenin fethine, yani Hz.Peygamberin dünya hayatının bitmesinden 2 yıl öncesine kadar müslüman olmamış ve daha sonra güya müslümanlığı benimsemiş bu şahsın, islamı ilk günden beri kalpten benimseyen ve peygamberle birçok savaşa katılan, onunla bereber hicret eden onlarca sahabe dururken Hz.Muhammedin sır katipliğini yapmış olması mümkün değildir. bırakın sır katipliğini, müslüman dahi olmadığı ayan beyan ortadadır.