hz isa

    111.
  1. "bir islam peygamberi."

    evet, hz. isa bir islam peygamberidir. getirdiği din hristiyanlık değil islam'dır. getirdiği din göğe yükseltilmesinden hemen sonra en azılı düşmanlarından biri olan pavlus tarafından tahrip edilmiş, bunun sonucunda da hristiyanlık ismini almıştır.
    35 ...
  2. 12.
  3. Ve: "Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Mesih isa'yı gerçekten öldürdük" demeleri nedeniyle de (onlara ceza verdik.) Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara (onun) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiçbir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler.
    (Nisa Suresi, 157)

    1. Hz. isa öldürülmemiştir.

    2. Hz. isa Allah Katına yükseltilmiştir,

    3. Onu inkar edenlere bir benzeri gösterilmiştir,

    4. inkar edenlerin bu konudaki düşünceleri zan ve tahminden ibarettir,

    5. O kıyamet için bir alamettir,

    6. Allah, ona Tevrat ve incil'in yanı sıra Kuran'ı- öğretmiştir.

    7. Kitap Ehli tekrar geldiğinde ona itaat edecektir,

    8. Ona uyanlar, kıyamete kadar inkar edenlere üstün kılınacaktır,

    9. Yetişkin olarak yeryüzüne gelecek ve insanlarla konuşacaktır,

    10. Hz. isa'nın ölümü, ikinci kez dünyaya geldikten sonra gerçekleşecektir.
    17 ...
  4. 483.
  5. su üzerinde yürüyen peygamber.

    isa bir gece sabaha doğru öğrencilerine bir kayığa binip deniz üzerinden karşıya geçmelerini söyledi. öğrencileri itaat etti; yağmur, fırtına, dalgalarla beraber karşıya geçmeye çabaladılar. olmadı, kayık batmak üzereydi.
    isa mucizesini göstermek ve onlara yardım etmek amacıyla su üzerinde yüreyerek kayığa gitti. kayıktakiler önce onu tanımayarak korktular. içlerinden biri olan petrus, eğer gördüğümüz sen isen emir ver de su üstünde yürüyerek sana geleyim dedi.
    hazreti isa ona gelmesini söyledi. petrus ilk bir iki adım attıysa da daha sonra şüpheye düştü, batma korkusu düştü kalbine o an batmaya dalgaların altında kalmaya başladı.
    isadan yardım istedi isa onu elinden tuttu ve ey imanı kıt adam neden şüpheye düştün? dedi. onu alıp kayığa bindiler.
    hava duruldu ve karşıya geçtiler.

    bundan yıllar sonra dede sultan börklüce mustafa, şeyhi bedreddin hayali uğruna insanların libaslardan, isimlerden, milletlerden, milliyetlerden, dinlerden, sınıflardan gayri sadece can olduğu bir düzen kurmak uğruna osmanlıya baş kaldırıp isaya inananların da kalbine girmek için böyle seslenmişti tekneden inip yanına gidince dimitriye.

    toprakta yürür gibi suyun üzerinde yürüyen isa misali sana geldim, dimitri baba.
    davamıza inancın tam mıdır ? şüphen var mı?

    bazı davalarda şüpheye yer yoktur
    10 ...
  6. 6.
  7. 383.
  8. Benim inancima saygizilik yaptiniz diye aglayayim bari biraz. Dusunce ozgurlugu diye bir sey yok cunku, ben inaniyorum ya tek kelime edemezsiniz isa hakkinda. Hepsini gammazlicam sikayet etcem bdvde aglicam simdi. Hepinizi sildircem olum, topunuzu kescem.

    Hadi optum minnoslar.
    10 ...
  9. 482.
  10. havarilerden aziz barnabas'ın bahsettiğine göre;

    isaya tanrı yakıştırması yapan topluluğa hz isa'nın cevabı:

    Gidin benim önümden ey deliler, çünkü, ben yerin açılıp da iğrenç sözlerinizden dolayı sizinle birlikte beni yemesinden korkuyorum! ben bir sineği bile yaratamam!

    Bunun üzerine insanlar dehşete kapılarak, ağlamaya başladılar.
    7 ...
  11. 118.
  12. mit olduğuna yönelik iddialar geçersizdir. pavlus gibi bir adam -her ne kadar yaşadığı dönemde o'nun düşmanı da olsa- hristiyanlık dinini temellendirirken *, hz. isa'nın varlığını da kanıtlamıştır. ayrıca hz. isa yaşarken ona inananlar, yani havariler de dünyanın dört bir yanında manastırlar kurmuş, hz. isa'nın varlığını bir kez daha kanıtlamışlardır.

    not: "tarihi kaynaklarda hakkında hiçbir emare yoktur" diyenlerin tarihi kaynakları "inkılap tarihi"nden ibaret olmasın?

    aman aman!
    8 ...
  13. 554.
  14. Hz. Isa nefsini taatle ( ibadet etmek, Allah'ın emirlerini yerine getirmek, itaat etmek ), kalbini muhabbetle ve ümmetini Allah'a davetle eğittiği için kendisine isa adı verilmiştir.
    8 ...
  15. 7.
  16. 4 büyük peygamberden biri. hristiyanlık dininin peygamberidir. hristiyanlık inancına göre, dünyadaki insanlar çok sapkınlığa düştüğünde ve yanlış yaptığında geri gelecek olan peygamberdir. * *
    6 ...
  17. 114.
  18. hz. isa hakkında kur'an-ı kerim'den ayetlerin mealleri

    [2/253]
    253. işte, peygamberlerin bir kısmını, (verdiğimiz özelliklerle) diğerlerine üstün kıldık. Allah onlardan kimiyle (perde arkasından vasıtasız) konuştu, kimini de derecelerle yükseltti. Meryemoğlu isa'ya açık mucize (ve belge)ler verdik ve onu Rûhu'l-Kuds (Cebrail) ile destekledik. Eğer Allah dileseydi (onları iradelerine bırakmasaydı), onlardan sonraki (ümmet)ler, kendilerine apaçık mucize (ve delil)ler geldikten sonra, birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat onlar ihtilafa düştüler; onlardan kimi iman etti, kimi de küfre saptı. Yine Allah dileseydi (onları iradelerine bırakmasaydı) birbirlerini öldürmezlerdi. Lâkin Allah dilediğini mutlaka yapar (Onları iradelerine bırakmayı dilemiştir).

    [3/46-52]
    46. (Melekler, devam ederek dedi ki:) "O, hem beşikte iken hem yetişkinliğinde (peygamber olarak) insanlara hitap edip konuşacak. Üstelik de (o), iyilerdendir."
    47. (Meryem) dedi ki: "Yâ Rabbi! Bana bir beşer eli değmemiş (ilişmemiş) iken nasıl bir çocuğum olur?" (Allah şöyle) buyurdu: "Öyle de olsa Allah, dilediğini yaratır. O, bir işin olmasını dilediği zaman ancak, 'ol' der, o da oluverir." [bk. 19/16-23]
    48-49. (Melekler, isa hakkındaki sözlerine devam ederek: "Allah) ona (isa'ya) kitabı (okuma yazmayı), hikmeti, Tevrat ve incil'i öğretecek." O isrâiloğulları'na (gönderilen) bir Resûl olarak şöyle diyecektir: "Hakikaten ben Rabbinizden size bir âyet (mucize) ile geldim ki, size çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıp ona üflerim. (O da) Allah'ın izniyle, hemen (canlanıp) bir kuş oluverir. Anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiririm, hatta Allah'ın izniyle ölüleri diriltirim, evlerinizde yediklerinizi ve biriktirdiklerinizi size haber veririm. Eğer (Allah'a) iman edenlerdenseniz, elbette bunda sizin için (benim peygamberliğimi gösteren) kat'î bir delil vardır."
    50. "(Yine ben) önümde olan Tevrat'(ın aslın)ı tasdik edici olarak ve size haram edilenlerden (iç yağı ve deve eti gibi) bazısını size (tekrar) helal kılmak için (gönderildim). Size, Rabbinizden (peygamberliğimi ispat eden) bir âyet (mucize) getirdim; artık Allah'dan korkun da bana itaat edin."
    51. "Şüphe yok ki Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O'na kulluk edin. işte doğru yol budur."
    52. isa, onların inkârları(ndaki ısrarları)nı sezince: "Allah('ın dîni) için yardımcılarım kimlerdir?" dedi. Havâriler: "Biziz Allah (dînin)in yardımcıları. Biz Allah'a iman ettik ve şâhit ol ki biz, gerçek müslümanlarız." dedi(ler).(1)

    DiPNOTLAR:
    1-Âyet-i kerîmede geçtiği üzere "havâri" kelimesi; arkadaş, dost, sahip, yardımcı demek olup, aslı "havarya"dır ve Arapça'ya Habeşçe'den geçmiştir. ibranice'si de "heverim"dir. Havâriler, Hz. isa'ya ve Allah'tan getirdiği dîne yardım etmeyi taahhüt etmiş olan sahâbîlerdir. Hıristiyanlara "Nasârâ" denmesi de havârilerin Hz. isa'ya nusret (yardım) biatı etmelerindendir (Elmalılı, II, 1108). [bk. 5/111-113]

    [3/53-59]
    53. "Ey Rabbimiz! indirdiğin (Kitab')a inandık ve Resûlü'n de peşinden gittik; artık bizi şehâdet edenlerle beraber yaz." (dediler).
    54. (Yahudiler, Hz. isa'yı öldürmek için) hile düşündüler. Allah da hilelerini kendi aleyhlerine çevirdi. Allah hile yapanların karşılığını en iyi verendir.(1)
    55. O vakit Allah buyurmuştu ki: "Ey isa! (Korkma) Şüphesiz ki seni ben (içlerinden) alıp kendi katıma yükselteceğim (seni vefat ettirecek benim),(2) inkâr edenlerden de seni (kurtarıp) arındıracağım ve sana (ancak Allah'ın bir peygamberi olarak) uyanları kıyâmet gününe kadar, inkâr edenlerin üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz ancak banadır. (O vakit) ihtilaf ettiğiniz hususlarda aranızda ben hükmedeceğim."
    56. inkâr edenlere gelince, onları dünya ve âhirette en şiddetli azap ile cezalandıracağım. Onların hiçbir yardımcıları da yoktur.
    57. iman edip sâlih ameller işleyenlere gelince, (Allah) onlara mükâfatlarını tastamam verecektir. Allah zalimleri sevmez.
    58. (Ey Muhammed!) işte bu sana okuduğumuz (olay ve hükümler), âyetlerden ve hikmet dolu olan (Kur'an')dandır.
    59. Muhakkak ki, Allah katında isa'nın (babasız dünyaya gelişinin) durumu, Âdem'in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı. Sonra "ol" dedi, o da derhal oluverdi.

    DiPNOTLAR:

    1-Hz. isa'yı aralarından yukarı kaldırdı ve onu öldürmek isteyeni de Hz. isa'ya benzetti de onu öldürdüler. [bk. 4/157-158]

    2-Âyette geçen "teveffî" kelimesi vefat ettirme/canını alma ve "kabada" (tutup alma ve teslim alma) anlamlarına gelir. 6/60 ve 39/42. âyetlerde geçtiği üzere burada da öldürme anlamına değildir. Çünkü onu öldürünce, öldürmek isteyenlerin maksadı hâsıl olduğundan, içlerinden alıp yükseltmeye lüzum kalmayacaktır. 2Ruhen yükseldi' de diyemeyiz, çünkü ölünce ruhu zaten alçakta kalmayacaktır. Bu aradaki "vav" da tertip/sıra için değil cem/birliktelik içindir. ibni Kesîr tefsirinde, çoğunluk müfessirlerin "uyku halinde iken kaldırma" dediklerini, ibni Cerîr et-Taberî'nin de "alıp kaldırma" anlamı verdiğini nakleder. [bk. Muhtasaru ibni Kesîr, I, 286. Diğer âyetler için bk. 5/117; 6/60; 39/42]

    [4/156-159]
    156-157. Onların (isa'yı) inkâr etmeleri, Meryem'e (zina etti diye) büyük iftirada bulunmaları ve: "Allah'ın Resûlü Mesih; Meryemoğlu isa'yı biz öldürdük." demeleri sebebiyle (onları lanetleyip cezalandırdık). Halbuki onlar, onu ne öldürdüler ne de astılar. Fakat onlara (o sırada asıp öldürdükleri adam, tıpkı isa'ya) benzer gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşen (yahudi ve hıristiyan)lar bu hususta tam bir şüphe içindedirler. Tahmine uymaktan başka, onunla ilgili hiçbir (sağlam) bilgileri yoktur ve onu kesinlikle öldürmediler. (Zaten kesin öldürdüklerini de bilmiyorlar.)

    158. Bunun aksine Allah onu (isa'yı) kendisine yükseltti (ve korudu). Allah mutlak galip, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir.

    (Âl-i imrân 3/55 ile Mâide 5/117. âyetler ve açıklamalarında geçtiği üzere 'müteveffîke' kelimesini çoğu müfessirler, 'kâbiduke' (seni çekip alacağım) anlamında almışlardır. Ölüm anlamında ise mecâzen kullanılmıştır. Çünkü aynı kelime, En'âm sûresi 60. âyette (gece) uyutma yerine kullanılmıştır. Ölümün tam karşılığı ise 'mevt'tir (39/42). Yukarıdaki âyetlerde geçtiği üzere Hz. isa, Allah tarafından başka zamanda öldürülmüş olsaydı, o andaki 'ref' (kaldırma) kelimesinin bir anlamı olmazdı. Bu kelime bazılarının dediği gibi 'mânevî yükselme' anlamına gelmez. Yukarı kaldırma işi nasıl olursa olsun meydana gelmiştir. Mühim olan şudur ki, yahudiler, O'nu ne öldürdüler, ne de astılar.)

    159. Ehl-i Kitab'dan olup da ölümünden önce (ölüm anında) O'na iman etmeyecek kimse yoktur.(1) O da kıyâmet gününde onların aleyhine şâhit olacaktır.

    DiPNOTLAR:

    1-Hz. isa'nın Allah'ın oğlu değil, kulu ve resûlü olduğuna, insanlar tarafından öldürülmediğine ölüm anında hepsi iman edecektir. Fakat bu sıradaki iman kabul edilmeyecektir.

    [4/171-172]
    171. Ey Ehl-i Kitab! Dîninizde taşkınlık etmeyin. Allah hakkında gerçek olandan başkasını söylemeyin. Meryemoğlu isa Mesih ancak Allah'ın Resûlü ve Meryem'e ulaştırdığı "ol" kelimesi(nin eseri) ve (Cebrail ile) O'ndan (gönderilmiş) bir ruhtur. Allah'a ve resûllerine inanın, "(Allah) üçtür." demeyin, kendi faydanıza olarak buna son verin. Allah bir tek ilâhtır. O, çocuğu olmaktan tamamen uzaktır (münezzehtir), O'nun şânı yücedir. Göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur. Vekil olarak Allah kâfîdir.(1)

    172. Mesih (isa) da, (Allah'a) en yakın melekler de, Allah'a kul ol(arak ibadet yap)maktan asla çekinmez(ler). Kim O'na kulluktan kaçınır ve büyüklük taslarsa (bilsin ki Allah, âhirette) onların hepsini huzurunda toplayacak (hesaba çekecek)tir.

    DiPNOTLAR:
    1-Âyetteki "Allah'ın kelimesi" ve ruh hakkında ayrıca bk. 3/45-47; 15/29; 17/85; 19/17-36. Hz. isa, Allah'ın birliğini, kendisinin de O'nun kulu ve resûlü olduğunu söyleyerek tevhid inancını getirmesine rağmen hıristiyanlar M.S. 325 yılında iznik'te toplanmış, tevhidci grup ve temsilcisi iskenderiyeli papaz Arius'a rağmen, Ahd-i Atîk ve Ahd-i Cedîd'de yer almadığı halde oylamada parmak sayısı ve imparator Konstantinos'un etkisiyle "teslis" denilen "üçlü bir ilâh" anlayışına geçmişlerdir. Onlara göre Allah, baba-oğul-ruhu'l-Kuds'ten ibarettir. Yani Allah bu üç unsurdan meydana gelmiştir. Hem bunların her biri bir ilâh, hem de üçü birden bir ilâhtır. Böylece onlar bir çelişki içinde şirke ve küfre düşmüşlerdir. [krş. 5/17, 72-73]

    [5/17]
    17. "Hiç şüphesiz Allah, o Meryem'in oğlu Mesih'tir." diyenler andolsun ki, (şirke girip) kâfir olmuşlardır. De ki: "Öyleyse Allah, Meryemoğlu Mesih'i, annesini ve yeryüzünde olanların hepsini yok etmek isterse, O'na karşı (bunu önlemek için) kimin elinden bir şey gelir? Göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin mülkiyeti/hükümranlığı Allah'ındır. O, dilediğini yaratır. Allah her şeye kâdirdir."

    (Böylece teslis inancına sahip olan hıristiyanlar: "Allah birdir, aynı zamanda üçtür." deyip, Hz. isa'ya "Allah'ın oğlu" dediler ve onu ilâh saydılar. Hem müşrik hem de kâfir oldular(krş. 3/64; 4/171; 5/72-73; 9/30 ve dipnotları). Halbuki Hz. Âdem'in, hem babasız hem de annesiz yaratılmış olduğunu düşünmediler.) [bk. 3/59, 67 ve dipnotu; bu türden Ehl-i Kitab'la evlenme konusunda bk. 2/221 ve dipnot 2]

    [5/46]
    46. Daha sonra da (o peygamberlerin) izleri üzerine, kendinden önceki (asıl) Tevrat'ı tasdik edici olarak Meryemoğlu isa'yı gönderdik. Ona da içinde doğruya rehberlik ve nur bulunan, kendisinden önceki Tevrat'ın tasdikçisi, takvâlı olan (Allah'ın emirlerine aykırı hareketten sakınan)lara bir yol gösterici ve öğüt olmak üzere incil'i verdik.

    [5/72]
    72. "Hakikaten Allah, Meryemoğlu (isa) Mesih'tir." diyenler, andolsun ki (şirke girip) kâfir olmuşlardır. Halbuki Mesih (isa): "Ey isrâiloğulları! Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a ibadet edin. Çünkü kim Allah'a ortak koşarsa, (Allah'a rağmen başka şeyi öne çıkarır ve ona bağlılık gösterirse) hiç şüphesiz Allah ona cennetini haram eder; onun varacağı yer de ateştir. Zalimlerin hiçbir yardımcısı yoktur." demişti.

    [5/75]
    75. Meryemoğlu Mesih (isa) bir resûlden/bir peygamberden başka bir şey değildir. Ondan önce de resûller gelip geçmiştir. Onun anası da (her haliyle) dosdoğrudur. ikisi de (diğer insanlar gibi) yer içerlerdi. Bak, âyetleri onlara nasıl açıklıyoruz. Sonra bak, (âyetlerdeki hakikatlerden) nasıl geri çevriliyorlar?(1)

    DiPNOTLAR:
    1-Âyet-i kerîme, yahudilerin Hz. Meryem'e iftira ederek, "Hz. isa'yı gayr-ı meşru doğurdu." Demelerini reddetmekte ve onun namuslu bir bâkire olduğunu söylemektedir. Başka âyetlerde ise bunun bir mucize olduğu belirtilmektedir. Hıristiyanlar, Hz. Meryem'e Hz. isa ile birlikte bu mucizeden dolayı ilâhlık vasfı vermektedirler. Buna karşı âyette, "ilâhlar yemez, içmez; halbuki bunlar insanlar gibi yer içerler." denilerek onların bu inançları çürütülmektedir. [bk. 3/45, 47; 19/16, 37]

    [9/30-31]
    30. Yahudiler: "Üzeyr Allah'ın oğludur." dedi(ler). Hıristiyanlar da: "(isa) Mesih Allah'ın oğludur." dedi(ler, kâfir oldular).(4) Bu, onların ağızlarıyla (cahilce geveledikleri) sözleridir. (Böylelikle onlar) daha evvel küfre sapanların sözlerini(5) taklit ederler. Allah onları kahretsin! (Haktan) nasıl da çevriliyor (ve yalan uyduruyor)lar! [bk. 3/67 ve dipnot]

    31. Bilginlerini (hahamlarını), rahiplerini ve Meryemoğlu Mesih'i Allah'dan ayrı rabler edindiler. Halbuki onlara, ancak bir tek ilâh(olan Allah')a kulluk etmeleri emredildi. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, onların ortak koştukları şeylerden uzak ve yücedir.

    (Resûlullah (s.a.v.), bu âyeti okurken içeriye daha evvel hıristiyan iken islâm ile şereflenen Adiy b. Hâtem (r.a.) girdi. Bu âyeti duyunca Resûlullah'a: "Onları rab edinmiyor, onlara ibadet etmiyorlar ki!" dedi. Resûlullah (s.a.v.) da: "Onlar, Allah'ın helal kıldığı şeyleri haram, (farz kıldıklarını yasak), haram kıldığı şeyleri de serbest/helal kıldıkları zaman, onlara (gönüllü) itaat etmiyorlar mı?" diye sordu. O da: "Evet ediyorlar." deyince, Resûlullah (s.a.v.): "işte bundan dolayı onlara (rab olarak) tapıyorlar/kulluk ediyorlar." buyurdu. Abdullah b. Abbas (r.a.) demiştir ki: "Hahamlar ve papazlar, kendilerine secde etmelerini istememişlerdir. Fakat onlar, Allah'ın emirlerine aykırı emirler vermişler, bundan dolayı kendilerine 2rabler' denilmiştir. O emirleri gönüllü olarak kabullenenler ve istekle yerine getirenler de onları rab edinmişler ve küfre girmişler demektir."(6) (bk. 10/32). Bu âyet ve onu açıklayan hadîs-i şerîf, Allah'a ortak koşmanın, O'ndan başka rab edinmenin/şirkin çok açık bir örneği ve delilidir.) [bk. 3/64]

    DiPNOTLAR:
    4-Bk. 5/17, 73.
    5-Müşriklerin: "Melekler Allah'ın kızlarıdır." şeklindeki sözlerini.
    6-Taberî, VI, cüz, 10, 80-81.

    [19/16-25]
    16. (Resûlüm! Bu) Kitab'da Meryem'den de (onlara) söz et. Hani o, ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir yere çekilmişti.(1)

    17. Sonra onlarla kendi arasına bir perde edin(ip çek)mişti. Biz ona ruhumuzu (Cebrail'i) göndermiştik de o, kendisine tam (ve düzgün) bir insan olarak görünmüştü.

    18. (Meryem) dedi ki: "Doğrusu ben senden, esirgeyen (Allah')a sığınırım. Eğer (günahtan) sakınan (bir) kimse isen (git yanımdan)."

    19. (Cebrail de:) "Ben ancak Rabbinin sana tertemiz bir oğlan bağışlamak için gönderdiği elçisiyim." dedi.

    20. "Bana bir insan dokunmadığı ve ben de kötü/iffetsiz bir kadın olmadığım halde benim nasıl bir oğlum olur?" dedi. [krş. 3/47]

    21. (Cebrail:) "Bu böyledir." dedi. "(Fakat) Rabbin: 2O bana göre kolaydır; onu insanlara (kudretimize) bir işaret ve tarafımızdan bir rahmet kılacağız' dedi. Zaten (o ezelde) takdir edilmiş bir iştir."

    22. Nihayet (Meryem, Allah'ın izniyle) ona (isa'ya) gebe kaldı ve bu (hali) ile uzak bir yere çekildi. [krş. 3/59-60]

    23. Doğum sancısı onu (budanmış kuru bir) hurma ağacına (dayanmaya) zorladı. "Keşke bundan önce ölmüş olsaydım da unutulup gitseydim!" dedi.

    24. Derken, alt tarafından (bir ses) ona şöyle seslendi: "Üzülme, Rabbin alt (yan)ında küçük bir nehir meydana getirdi." (bk. 23/50)

    25. "Hurma ağacının (kuru) dalını kendine doğru silkele, (kudretimize delil olarak) üzerine taze, olgun hurma dökülsün."

    DiPNOTLAR:
    1-Beyt-i Makdis'in veya evinin doğusuna.

    [19/26-34]
    26. "Artık ye, iç, (oğlun dolayısıyla) gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görürsen: 2Ben, Rahmân için (susma) oruc(u) adadım, bugün hiçbir insanla asla konuşmayacağım' de."

    27. (Meryem) onu (kucağında) taşıyarak akrabalarına getirdi. (Onlar:) "Ey Meryem! Sen ne tuhaf bir şey yaptın!" dediler.

    28. "Ey Harun'un (nesli ve doğrulukta onun)(1) kız kardeşi! Baban (imran) kötü iş yapan bir kimse değildi, annen de fâhişe değildi." (dediler).

    29. O da (kendileriyle konuşması için) çocuğa işaret etti. (Onlar:) "Biz beşikteki bir sabî ile nasıl konuşuruz?" dediler. [bk. 23/50]

    30. (Çocuk) dedi ki: "Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. O, bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı."

    31. "Nerede olursam olayım beni, mübarek (feyizli ve insanlara faydalı) kıldı. Hayatta olduğum müddetçe bana namazı ve zekâtı emretti."

    32. "Beni anneme itaatli (ve iyilik edici) kıldı. Beni bedbaht/azgın bir zorba yapmadı."

    33. "Doğduğum gün de, öleceğim gün de, diri olarak kaldırılacağım gün de, selâm (esenlik, Allah'dan) benim üzerimedir." [krş. 19/15]

    34. işte çekiş(ip ayrılığa düş)tükleri Meryemoğlu isa hakkında (Allah'ın) gerçek olan söz(ü) budur.

    35. Allah'ın çocuk edinmesi (asla) olmamıştır. O'nun şânı yücedir (ve böyle yakıştırmalardan uzaktır). O, bir işe hükmettiği zaman, sadece ona "ol" der, o da (hemen) oluverir.

    DiPNOTLAR:
    1-Sâbûnî (Safve), II, 215.

    [23 / 50]

    50. Meryem'in oğlunu ve annesini de (kudretimize işaret eden) birer ibret vesilesi yaptık ve onları oturmaya uygun, akar suyu olan bir tepede barındırdık.

    [33 / 7]

    7. (Resûlüm!) Hani vaktiyle biz, peygamberlerden (tebliğ ve davet hususunda) ahitlerini almıştık. Senden, Nuh'tan, ibrahim'den ve Musa ile Meryemoğlu isa'dan da. (Evet) biz, onlardan kuvvetli bir söz almıştık. [krş. 3/81; 7/6]

    [43 / 57-60]

    57. (Resûlüm!) Meryemoğlu (isa) bir misal olarak anlatılınca, hemen kavmi(nden melekler Allah'ın kızları diye inanan müşrikler) gürültü (yaygara) çıkarmaya başladılar:

    58. "Bizim ilâhlarımız mı hayırlı yoksa o (isa) mı?" dediler. Bunu sana sırf bir tartışma olsun diye misal verdiler. Doğrusu onlar kavgacı (ve düşman) bir kavimdir.

    59. O (isa), hem kendisine nimet verdiğimiz, hem de isrâiloğulları'na onu, (babasız doğuşuyla ibret verici) bir misal yaptığımız bir kuldan başkası değildir.

    60. Eğer dileseydik, size karşılık yeryüzünde, sizden sonra yerinizi tutacak melekler yaratırdık.(1)

    Dipnotlar:
    1-Beydâvî; Celâleyn.

    [43 / 61-65]

    61. Şüphesiz o,(1) kıyâmet için bir bilgidir. O (kıyâmet günü)nden asla şüphe etmeyin ve bana (şeriatıma) uyun. işte bu, dosdoğru bir yoldur.

    62. Şeytan sizi (islâm'a uymaktan) sakın ha alıkoymasın! Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır.

    63. isa apaçık delillerle geldiği zaman demişti ki: "Ben size hikmeti (incil'i) getirdim ve (din) hakkında ayrılığa düştüğünüz şeylerin bazısını size açıklamak için (geldim). Allah'dan korkun ve bana itaat edin!"

    64. "Şüphesiz Allah benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir. (Hepiniz) O'na (ibadet ve itaatle) kulluk edin, (zaten) doğru yol da budur." [bk. 6/102; 9/31; 46/13 ve dipnotu]

    65. Sonra (yahudi ve hıristiyan) gruplar (isa hakkında) aralarında ayrılığa düştüler. Artık, acıklı bir günün azabından o zulmedenlerin vay haline! [bk. 7/159; 19/37]

    Dipnotlar:
    1-Buhârî hadisinde Hz. isa'nın yeryüzüne âdil bir hakem kul olarak ineceğinin bildirilmesine dayanarak "o" zamiri, tefsirlerde genellikle "isa" olarak tefsir edilmiştir. Şâz kıraatte ilim kelimesinin "âlem" olarak okunuşundan dolayı: "O (isa) kıyamet için bir alâmettir." şeklinde de mâna verilmiştir (Beydâvî; Celâleyn). Diğer taraftan "o" zamiri "Kur'an" diye de tefsir edilmiştir ve "Son kitap olarak kıyamete işarettir ve kıyametin sahnelerini o bildirir." denmiştir. En doğrusunu Allah bilir (Keşmîrî, s. 58-59). [bk. 47/18]

    [57 / 26-27]

    26. Andolsun ki, biz, Nuh'u ve ibrahim'i (peygamber olarak) gönderdik, peygamberliği ve Kitab'ı da (artık) onların nesillerine verdik. Onlardan bir kısmı doğru yolu bulmuştur. Fakat çoğu yoldan çıkmışlardır.

    27. Sonra onların izleri üzerine ardarda peygamberlerimizi gönderdik. Meryemoğlu isa'yı da arkalarından gönderdik; O'na incil'i verdik ve ona uyanların kalplerine şefkat ve merhamet (duygusu) koyduk. Ruhbanlığa (gelince):(3) Onu kendileri icat ettiler. Biz onu üzerlerine yazmadık, ancak Allah'ın rızasını aramak için (böyle bir şey ortaya koydular). Fakat ona da hakkıyla uymadılar (teslis inancına ve riyâkârlığa saptılar). Biz de onlardan (ortak koşmadan)(4) iman edenlere mükâfatlarını verdik. Onlardan birçoğu yoldan çıkmışlar (kâfir olmuşlar)dır. [bk. 5/17, 72-73; 9/30]

    Dipnotlar:
    3-Rahbâniyet (Ruhbanlık): Ömür boyu dünya lezzetlerinden el çekip, evlenmeyip, ücra yerlerde sırf ibadetle meşgul olmaktır. islâm bunu yasaklamıştır.

    4-Taberî, XVII, 139.

    [61 / 6]

    6. Hani Meryemoğlu isa da: "Ey isrâiloğulları! Şüphesiz ben, Allah'ın size gönderdiği peygamberiyim. Benden önce gelen Tevrat'ı tasdik edici(1) ve benden sonra gelecek, adı Ahmed(2) olan bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim" demişti.(3) Fakat o (müjdelenen peygamber) apaçık delillerle kendilerine gelince: "Bu açık bir sihirdir." dediler. [bk. 2/146; 6/20]

    Dipnotlar:
    1-krş. 3/81; 7/157

    2-Ahmed, Peygamberimiz'in adlarından birisidir. Yuhanna incil'inde (16/7) "Faraklit" olarak geçen bu kelime, Türkçe'ye "Tesellici" olarak tercüme edilmiştir ve şöyle denilmektedir: "... Size hakikati söylüyorum; benim gitmem sizin için hayırlıdır. Çünkü gitmezsem tesellici (müjdeleyici ve uyarıcı) gelmez... Ve o gelince günah(tan sakındırma)da, salah (iyilik)de ve hükümde tüm dünyayı ilzam edecek (galibiyetle tesiri altında bırakacak)tır." Burada da son dinin kitabı Kur'an ve onun peygamberine ait delil açıkça görülmektedir.

    3-bk. 3/81; 7/157
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük