şüphesiz ki o (isa), kıyamet için (onun yaklaştığını gösteren) bir bilgidir. sakın onda şüpheye düşmeyin ve bana uyun, çünkü bu (yol) dost doğru bir yoldur.
{zuhruf, 61}
âyeti ahir zamanda hz.isanın tekrar dünyaya döneceğini haber vermektedir. onun için hz. isanın nuzulü kıyametin büyük alametlerinden biridir. hz. isanın, kıyamet için bir bilgi olduğunu bildirerek hz. isanın nuzulünün tarihini makam-ı cifrisi hicrî 1456, veya miladî 2036 olarak vermektedir. muhiddinî arabînin beyitlerindeki cifrî hesaplamalardan, bu tarihten bir sene sonra yani hz. isanın nuzulünden bir sene sonra miladî 2037 tarihinde de deccal in ortaya çıkıp hazırlık yapmaya başlayacağı sonucu çıkmaktadır.
hz. isanın nuzulü ve deccalin ortaya çıkışı birbirini takip eden yıllarda gerçekleşecek ve hz. isa, nuzülünden hemen sonra deccal ile mücadelesine başlayacaktır. hz. isa, nuzulü esnasında 33 yaşında olacak; deccal ise, ortaya çıktığında 40 yaşlarında olacaktır. ayrıca bu beyitlerdeki cifrî hesaplamalara göre, miladî 2052 tarihinde ortaya çıkacak olan ve şu anda doğu tarafındaki bir yeraltı uygarlığında (agartha uygarlığı olarak da bilinir) bulunan insan ırkından türeme yarı insan yarı hayvan özelliği taşıyan bir kavim olan yecüc ve mecücün, kıyametin iyice yaklaştığı bir döneme doğru hz. isa tarafından öldürüleceği hadislerle sabittir.
bu olay; hz. isanın nuzulünün son dönemlerinde meydana gelecek ve bundan sonra dünya daha da bozulup, materyalist maddeci dünya görüşüne iyice kapılan insanlık; iyice kötüye gidecek ve deccalın da kışkırtmasıyla bir nevî uluhiyet (tanrılık) iddiasında bulunacak bir noktaya (makineleşme ve teknolojinin de çok ilerlemesiyle) gelecektir.
not:
nakledilir ki, hz. isa yeryüzünden ayrılmadan önce iki bin sene sonra tekrar aranıza döneceğim! demiştir. hz. isanın göğe alındığı yıl olan m.s. 36 tarihine 2000 eklersek m.s. 2036 yılını elde ederiz.
böylece, m.s. 2036 olarak hz. isanın göğe alındığı yıla bu elde ettiğimiz sonucu eklediğimizde kesin olarak hz. isanın ikinci geliş tarihini elde etmiş oluruz.
hz. isanın nereye ineceği konusunda yakın bir zamanda ortaya çıkarılan bazı ipuçlarına göre, hz. isaya ait olduğu düşünülen çarmıha gerilmesi esnasında kullanılan çivilerle çarmıha ait bir tahta parçası ve son yemeğinde kullandığı kutsal kâse gibi bazı kutsal emanetlerin; 3. yüzyıldaki bizans imparatoru tarafından istanbula getirildiği ve çemberlitaş semtinde bulunan yılanlı sütunun altındaki gizli bir odaya gömüldüğü iddia edilmektedir. fatih sultan mehmet istanbulu fethettiğinde bu odaya ulaşmış fakat emanetlere dokunulmadan aynen muhafaza edilmesini emretmiştir. ve bugüne kadar da bu gizli odaya ulaşılamamıştır. tüm bunlardan çıkaracağımız sonuç ise şudur: nasıl ki hz. mehdi, peygamberimize ait kutsal emanetlerin bulunduğu yerden çıkacaksa; hz. isa da kendine ait bu kutsal emanetlerin bulunduğu yere inecektir. yani hz. isanın nuzulünün istanbulda gerçekleşeceği sonucu çıkmaktadır. ayrıca bediüzzaman said nursi hz.leri de bu konu ile ilgili risale-i nurda tafsilatlı ve son derece ilginç açıklamalar yapmıştır.
hz. isa ikinci kez geldiğinde yedi tepeli istanbulun en yüksek tepesi (70 m) olan yerde inşa edilen süleymaniye camiinin beyaz mermerden yapılan sağdan ikinci minaresine inecek ve böylece ikinci kez dünyaya gönderilmiş olacaktır.
hatta hazret-i isa aleyhisselamın nuzulü (inişi) dahi ve kendisi isa aleyhisselam olduğu, nur-u imanın dikkatiyle bilinir, herkes bilemez.
{şuâlar, 5.şuâ}
burada bediüzzaman hazretleri hz. isanın nuzulünün ve tanınmasının dikkatli bir inceleme sonucunda bilinebileceğini ısrarla vurgulamaktadır. ve herkesin bunu anlayamayacağını ifade etmektedir.