papa constantine'in hıristiyanlığın kıstaslarını belirlemesinin öncesinde hz.isa bir ölümlü olarak kabul ediliyordu. baba varlığı olmasa bile yine de bir ölümlüydü. clementine'in düzenlediği o sansasyonel toplantıdan sonra ise isa tanrısallaştırıldı ve tanrı da babası olarak kabul edildi. buram buram çelişki kokan bir durum.
(bkz: allah)
çok mu zor bunu yazmak. allah mahkemeye verecek değil ya sizi. hem benim inanışıma göre bu olamaz mı? mis gibi olur. evet ben böyle inanıyorum.
Bazı kişilere göre, Tanrı Oğlu terimi, tanrıça karısından bir şekilde çocuk dünyaya getiren, bir tanrı fikrini akıllara getirmektedir. Hristiyanlar, Tanrı Oğlu terimini isa'ya yönelik kullandıklarında, Tanrı'nın tanrıça karısıyla birlikte bir çeşit cinsel ilişkiye girdiğini ifade ettiklerini zannedip, Tanrı'ya küfredildiğini varsayarlar. Bu tepkileri konuyu anlamamaktan kaynaklanır.
Bu doğal olarak çok komik ve gerçek dışı bir iddiadır. Kutsal Kitap'ın hiçbir yerinde Tanrı'nın fiziksel oğul sahibi olmak için birileriyle gerçek anlamda cinsel ilişkiye girdiğine ilişkin hiçbir bilgi yoktur. Üstelik Hristiyanlıkta böyle bir öğreti sapkınlıktır, böyle saçma bir şey öğretilmez. Bu öğretiş sahte/sapkın bir öğretiş olarak tanımlanır. Bununla beraber, Kutsal Kitap birçok yerde isa'yı Tanrı'nın Oğlu olarak çağırır. Tabii bu isa'nın Tanrı'nın soyundan geldiği anlamına gelmez.
Tanrı'nın Oğlu teriminin tarihsel ve Kutsal Kitap'ta geçen anlamını araştırmadan yapılan bu önyargılı yorumlar en azından saçmadır, iftiradır. Kutsal Kitap'ta geçen bu terime, Kutsal Kitap'ın doğasına yabancı gelen bir anlam yükleme/verme yerine, kişi bu terimin Kutsal Yazılarda açıklanmış anlamını öğrenmeli ve buna göre düşünmelidir.
Eski Antlaşma'da Tanrı Oğlu kelimesi israil ve Melekler için kullanıldı. Bu anlamlardan hiçbiri Tanrı'nın fiziksel bir ilişkisine değinmez. Tersine, Tanrı'nın çağrısı altında olanların tanrısal itaatiyle ilgilenir.
Eski Antlaşma'daki Çıkış bölümünde israil ulusuna ilişkin olarak kullanılmıştır. Hoşea 11:1'de şöyle yazar, "Çocukluğunda sevdim israil'i, Oğlumu Mısır'dan çağırdım."
Aynı zamanda meleklere ilişkinde kullanılmıştır. Eyüp 1:6, "Bir gün ilahi varlıklar RAB'bin huzuruna çıkmak için geldiklerinde, Şeytan da onlarla geldi." Eyüp 38:7, "Sabah yıldızları birlikte şarkı söylerken, ilahi varlıklar sevinçle çığrışırken?" Bunlar yaratılmış olan meleklere ilişkin kullanılmıştır ve Tanrı'ya gerçek anlamda bağlılık anlamını taşır.
Kutsal Kitap'ta "Tanrı Oğlu" terimi 47 kez kullanılmıştır . isa'ya ilişkin kullanıldığında, Göksel, Baba Tanrı'yla eşit olan Sonsuz Oğul anlamındadır (Yuhanna 5:18-24). Baba'yı tanıtan isa'dır (Matta 11:27), Baba'nın öz görünümüdür (ibraniler 1:1-3), O gökte ve yerdeki tüm yetkiye sahiptir (Matta 28:18), dünya yaratılmadan önce Baba'yla birlikte yüceliğe sahipti (Yuhanna 17:5).
Pek çok kişi isa'nın tanrılığını kabul edemez, onlar için bu şirktir ve küfürlerin en kötüsüdür. Fakat, buna böyle inanmak, onun gerçek olduğunu göstermez. Buradaki mantık, insanın Tanrı olduğudur oysa Hristiyanlar insanı Tanrı yapmaz, Tanrı'nın insan bedeni aldığına inanır. Hristiyanlar ve Kutsal Kitap'a göre bizi günahlarımızdan kurtaran tek kişi isa'dır. Ne kendi gücümüzle Tanrı'yı hoşnut edebilecek kadar yeterli derecede iyi işler yaparak ne de yeterli içtenlik gösterek Tanrı'nın bağışını isteyip, Cennete girebiliriz. Tersine, Hristiyanlık Tanrı'nın büyük sevgisinin ve kendi yarattıkları için kendisini kurban ettiğini öğretir. isa Tanrı'nın Oğlu, peygamberliklerin kendisinde gerçekleştiği, mucizeleriyle kendini kanıtlayan (suda yürüyen, hastaları iyileştiren ve ölüleri dirilten) Tanrı'dır. Sadece Tanrı Oğlu bunları yapabilir.
C.S. Lewis konuyu şu şekilde sonuçlandırmaktadır: isa Mesih'in yaşamı, söylediği sözler ve insanlar üzerinde bıraktığı etkiler konusunda Hristiyan olmayan çevrelerin yapmaya çalıştıkları açıklamalar tarih boyunca sürekli zor ve inandırıcılıktan uzak olmuştur. isa'nın, teoloji konularındaki öğretilerini büyük bir kibirle verdiğini söyleyenler, O'nun ahlak konuları üzerindeki öğretilerinde yatan ruhsal derinlik, akıllılık ve dehayı, O'nun gerçekten Tanrı olduğunu kabul etmedikleri sürece, hiçbir zaman doyurucu bir şekilde anlamayacak ve açıklayamayacaklardır.
2013 yılında insanların hala saçma salak hikayelere inandığını ortaya çıkarmıştır. ulan isanın yaşadığı dönemde yaklaşık 50 tane tarihçi yaşamış, bir tanesi bile isa diye birinden bahsetmemiş. birazcık kullanın be şu aklınızı, valla zararını görmezsiniz bak.
Meryem 16-22. Ayetlerinde bu mucize şöyle anlatılır.
“Kitap'ta Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir mekâna çekilmişti. Onlarla arasına bir perde çekmişti. Biz de ruhumuzu ona göndermiştik de o kendisine sapasağlam bir insan şeklinde görünmüştü. Meryem demişti: "Ben senden, Rahman'a sığınıyorum. Takva sahibi biriysen dikkatli ol." Ruh dedi: "Ben, sadece Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir oğlan bağışlamak için buradayım." Dedi: "Benim nasıl oğlum olur; bana herhangi bir insan dokunmadı. Ben bir kahpe de değilim." Dedi: "işte böyle! Rabbin buyurdu ki: 'O benim için çok kolaydır. Böyle olması onu, insanlara bir mucize ve bizden bir rahmet yapmamız içindir. Hükme bağlanmış bir iştir bu." Ona gebe kaldı. Ardından da onunla uzak bir mekâna çekildi.”
isa diye biri olmadığı için olmayan babadır. ayrıca meyrem hamileyken zaten yusufla evliydi. yani yusuf bunla birlikte olmadıysa kim oldu?
yani hıristyanlara göre tanrı ona girdi diyor ama bu akla mantığa hiç yatkın değil.
ayrıca hristiyanlar isa nın tanrı olduğuna inanır ve bu eleştiri onlara getirdim.
Kendi kitabından habersiz eşşek sürüsünün elbette bilmediği gerçektir. Oysa ki Muhammed bile kaleme aldığı kuran isimli kitabında isa mesih'in mucizevi bir şekilde dünyaya geldiğini itiraf eder.