dücane cündioğlu'nun deneme tarzında ortaya koyduğu eser.
insana dair yazılan,zaman zaman kelimelerin kökeninden hareket ederek,manayı bulmaya çalışan,anlamak,anlatmak için ıstırap çeken bir adamın,adamı sarsmak için yazdığı,adam gibi eser.
--spoiler--
ey talip,görüşünden,bilişinden değil;görüşünde,bilişinde ısrar etmekten utan!sen aklın sıra kavradığını zannediyorsun.oysa kavranan sensin,farkında bile değilsin.
aklı terk etmedikçe aklın sınırlarını terk edemezsiniz.
"kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayın.yapılması gereken tek şey,sadece kendinizi sevilmeye bırakmaktır.önemli olan:hayatta en çok şeye sahip olmak değil,en az şeye ihtiyaç duymaktır." sahip olmak değil,sadece olmak,yani rıza ve teslimiyet.
...sözün özü hiçbir varlık kendi mertebesinden dışarı çıkamaz,ama insan insanlığından çıkabilir.
sizin olanların değil,biraz da sizin değerinizin miktarından konuşsak.
ızdırap veren sorudur,cevap değil.cevaplar yatıştırır,sorular kışkırtır.
--spoiler--
Bütün sözlük hatunlarina -varsa- bu sozlukcuye hastaymis diye bir dedikodu var... Aslında dedikodu değil az önce bir Harun sozlukcu onun penis boyunu iletti bana dudağım ucukladi... Yalandır lan, o kadar büyük olamaz..
penisiyle yılan dansı yapmak isteyen arkadaşlara sahip yazar. *
yok hani boğulmayacaklarını bilsem doliicam boyunlarına. *
"tut oğlum" filan dicem o derece. *
başlık başına kaldıktan sonra, "böylesine sikko bir başlık başıma kalmasın" diyerek silen yazar.
nesil savaşına girmek istemese de 4.nesil bi sazan yakalamış olan yazardır aynı zamanda. *
insanı doğumundan gelişimine, son demlerinden ölümüne kadar baz alan bir eser. sarsıcı ve düşündürücü. kelime oyunu çok fazla olmakla birlikte bize çok yabancı gelebilecek kelimeler kuşatıyor cümleleri, araştırıldıktan sonra bir sorun kalmıyor. yalnız ince bir kitap ama kaç günde bitirebildiğimi hatırlayamıyorum. zordu velhasılı, içi dolu dolu olunca. *