herkes kocasına düşmanken bazen peygamber bile yılgınlık belirtileri göstermişken ona destek olan çocuklarının anası, islamiyetin zor yıllarına denk gelip başarısını göremeden ölmesi üzücüdür. osmanlıyı ingilize satan hain suudlar türbesini yakıp yıkmışlardır hiç utanmadan hiç sıkılmadan.
dönemin şartlarından tut bugünkü yasalara göre bile normal evlilik yaptığı halde kendi anaları şu kadının onda biri kadar ahlak sahibi olmayan yazarların eleştirdiği peygamber efendimizin ilk eşi. eş kavramının tanımıdır. evlilik kavramının tanımıdır. hayranı olunan iki kadından biridir.
bu kadın bugün yaşıyor olsa kendisinden kaç yaş küçük adamla evleniyor. utanmaz falan derlerdi.
ama resulün karısı olunca laf söylemeye götü yemiyor milletin.
muhammed ile evlenmesi ya onun ortaya attıklarına "ya doğruysa be?" diyerek inanmak istemesi, yada kendisinden yaşça küçük erkekleri beğenmesidir.
rivayet edilen bazı hikayelerde peygamberimize 'ey amcamınoğlu' diye hitap eden kişi. Bunun sebebi merak edilmektedir, acaba döneme ait bir kültür müdür?
Peygamberimizin eşi ve müslümanların annesidir. Zengin olup malını islamın yayılması için harcamıştır. ilk müslümanlara uygulanan ambargoda servetini harcamıştır. Peygamberin soyu Hz Hatice'nin kızı Fatımadan devam etmektedir.
islamın kadına verdiği değerin örneğidir. bir din düşün ki ilk müslüman olan bir kadın 2.si çocuk olsun. eşine sen diyorsan doğrudur diyecek kadar asil bir kadın.
Sibel Eraslan'ın Çöl ve Deniz adlı kitabından Hz. Hatice ile ilgili bir alıntı:
Son Elçi ahitliydi, bağlıydı, sözlüydü... Habibini çok seven Zat, onu dünyanın en güzel evine bağışlayabilirdi ancak. Onun evi Vahyin Evi'ydi. Ve Rabbi ona kadını, güzel kokuyu ve göz nuru namazı sevdirendi... Sevdirilen ilk kadının ismiyse Hatice'ydi. Sığınaktı Hatice Sevgilisi'ne, onun güvenli limanıydı. Hatice'nin kalbi, Allah'ın, Sevgilisi için yar kıldığı mekandı... Allah'ın Sevgilisi, Hatice'nin yürek evinde iskan olacaktı... Allah, Sevgilisi'ne bir kadını, Hatice'yi ev kılmıştı... Hatice, kadın ve anneydi. Hatice, muharrik güç ve doğurganlık demekti... Bir gün gözleri bulutlanarak etrafındakilere şöyle demişti Son Elçi; 'Allah bana Hatice'den daha hayırlı bir kadın vermemiştir. insanlar bana inanmazken, o inandı. Herkes beni yalanlarken, o beni kabul etti. insanlar benden kaçarken, o beni varı yoğu ile destekledi. Ve Allah bana, başka kadınlardan değil, Hatice'den evlat ihsan etti.'
Hazret-i Âişe Validemiz Peygamber Efendimize Hz.Hatice'yi neden unutamadığını ve sürekli andığını sorunca, Efendimiz şöyle cevap verir :
Yâ Âişe! Seneler geçtiği halde Hatîceyi unutmayışım, O nun dış güzelliğinden değildir.
Herkes beni red ve inkâr ettiği zaman, Hatîce bana inandı ve tasdik etti.
Etrafımdakiler bana, yalancısın, dediği zaman; Hatîce bana, doğru söylüyorsun, asla çekinme, dedi.
insanlar benden bir pulu esirgediği zaman, Hatîce, bütün servetini önüme sürerek bunların hepsi emrindedir, istediğin kadar harcayabilirsin, dedi.
Dünyada yalnız kaldığım günlerde, Hatîce, benden asla geri kalmadı; bunların hepsi geçicidir, üzülme, ileride bu güçlükleri kolaylıklar takip edecektir, dedi.
işte ben, Hatîce yi, bu fedakârlıkları için unutmuyorum!'
hz hatice daha önce evlenmiş olmasına, hz muhammet o'nu bu şekilde kabul edip kendine eş olarak seçmesine rağmen, peygamberimizi ve eşini yüce insanlar olarak gören, her yaptıklarını yaparak sevap kazanmaya çalışan müslüman insanım acaba günümüzde evlenip boşanan kadınlara karşı neden bu kadar zulüm ediyor? her dul kadını yatağa atmaya çalışan mı ararsın, dul kaldı diye orospu gibi lanse eden mi, aşağılayan mı, zarsız olması yüzünden evlenilmeyecek kadın kategorisine koyan mı? bu ülkenin insanının müslümanım demesini saçma buluyorum ben, sadece bu yüzden değil tabi. söylemleri ve hareketleri farklı olan, dedikodu yapan, kul hakkı yiyen insan müslüman değil bence. kendinizi bi kalıba sokacaksanız bile, en azından o kalıba girecek şekle gelin.