"hz. ali'yi genç ve güzel odalıkla görünce" derken? çekin o pis ellerinizi imam ali (a.s) ve hz. fatıma'nın üzerinden! edepsizliğin ve ahlaksızlığın son noktası! aşağılık emevi yalanlarınızı da alıp defolun gidin! hz. ali, hz. fatıma sağken başka bir kadınla evlenmemiştir, başka kadın getirmemiştir. tıpkı peygamberimizin hz. hatice sağken başka kadınla evlenmemesi gibi.
hoş, iki kadının üstünlüğünü çekemeyip iftira atan karaktersizler anca peygamberimiz vefat eder etmez daha defnedilmeden kendini halife ilan edenlerin, fedek arazilerini gaspedip, hz. fatıma'yı hamileyken tekme tokat dövenlerin, ümeyyeoğullarına mevki-makam dağıtanların ve çocukları imam hasan ve imam hüseyin'i katledenlerin yolundadır.
hesap günü geldiğinde mülcem, muaviye ve yezid'e komşu olmanızı temenni ediyorum ey ehli beyt düşmanları!
Hz Fatma, kocası Hz. Ali'yi genç ve güzel bir odalıkla görünce o sırada pişirmekte olduğu helvaya şaşkınlıkla elini daldırır ve karıştırmaya başlar. Kocası, durumu fark edince Fatma'nın elini tencereden çıkartır. Fatma'nın eli, yüzyıllardır sahiplerine şans getirdiğine ve onlara sabır ve sadakat erdemleri verdiğine inanılan bir tılsım haline gelir. 'Fatma'nın Eli' el sembolü olarak bilinenler arasındadır.
dünya ve Cennet kadınlarının efendisi yaratılmış en üstün kadındır. Bu gece muhtemel şehadet gecesidir. Allah katillerine ve onun rızalığını almayan ve onu üzenlere lanet etsin.
evlendiklerinin ertesi günü Hz. Ali'nin (r.a) söylediği: ''Allah'a itaat konusunda en iyi yardımcıdır.''
kainatın yaratıldığı ilk günden bugüne kadar yapılmış olan evliliklerin en güzellerinden birini, en örnek aile modellerinden birini bizlere hz ali (r.a) ile birlikte göstermiş annemiz. allah onlardan razı olsun.
hz ali, hz fatıma annemizi istediğinde zırhından, kılıcından ve bir bineğinden başka hiçbir şeyi yoktu. bir tane zırhın parası ile kurdular nurlu yuvalarını. hz fatıma'nın çeyizi 1 adet kadife yorgan, 1 adet yüzü deri içi lif dolu yastık, 3 adet minder. 2 döşek, 1 koç postu, 1 adet topraktan yapılmış su testisi, 1 su tulumu, 1 elek, 1 kilim, 2 adet Yemen işi, üzerleri gümüşle işlenmiş elbise, 2 adet el değirmeni, 1 meşin su bardağı, 2 adet çanak çömlek, 1 adet hurma yaprağından örülmüş sedirden oluşuyordu. kainat ayakları altına seriliyor, mütevaziliği izleyin... bu dünyanın geçici olduğunu bizlere nasıl anlatmışlar...
şimdi aileler aylarca, bıkmadan yorulmadan büyük bir hırsla diziyor çocuklarının evlerini. kızlarını verirken ''namaz kılıyor mu?'' diye bile sormuyorlar. Allah'a, onu yaratan'a karşı görevini, sorumluluğunu yapmayan insandan hayır gelir mi ? nereye kadar gelir gelse bile ? bu karakterde sıkıntı olduğunu göstermez mi? her şeyden öncesi, en önemlisi kulluk bilincinin varolması değil midir?
denkliğin en mühimi diyanet noktasıyken nasıl atarlar evlatlarını ateşe. hadi onlar genç, gençlik delilikten bir şube. örnek alınması gereken baba hz muhammed (a.s.m) iken, hz ebubekir, hz ömer, hz osman (r.a) hz fatıma annemizi istediği halde diyaneti ve ahlakı dışında hiçbir şeyi olmayan hz ali'yi beklemişken, bu noktaya parmak basmışken neden bakmazlar dindeki hassasiyetine...
rabbim bizim anne babalarımıza ve bizlere bu bilinci, bu yoldan gitmeyi nasip eylesin.
hz ali ve hz fatıma annemiz evlerini kurarken dereden kum getirip elemişler, yataklarını o eledikleri kumun üzerine sermişler. bu nasıl bir güzellik, bu nasıl bir saadet böyle... bizlere nasıl, ne derece bir mesaj, bir terbiye... asıl dünyayı düşünmeden, bu dünya için her şeylerini hazır edip, evlerinin çay kaşığına kadar tamam edip ''hadi buyrun evcilik oynayın'' dercesine hareket eden anne babaların ve gençlerin, bizlerin gözlerimizi aç, gönüllerimizi genişlet ya rabbi...
son olarak, Hz. Ali'nin Hz. Fatıma annemizin ölümü sebebiyle, Sevgili Peygamberimizin manevî huzurunda, eşi için söylediği şu sözler,ona duyduğu derin sevgiyi göstermektedir: ''Selâm olsun sana civarına inen, sana pek çabuk kavuşan kızından yâ Resûlullah. Senin seçilmiş kızından ayrıldığımdan dolayı sabrım azaldı, kudretim kalmadı yâ Rasûlullah.
Ancak senden ayrılmam, senin vefâtını görmem, çok daha büyük bir acıydı; ona sabrettikten sonra buna da sabretmem gerek. ''Gerçekten de biz Allah'ınız ve gerçekten de O'na kavuşacağız.'' (Bakara, 151)
Emanetin benden alındı; bana verdiğin,elimden çıktı. Fakat Allah, beni de senin bulunduğun yurda alıncaya dek, derdim sürüp gidecek; gecelerim uykusuz olarak sabahı bulacak.''
hepimizin bir fatıma ve bir ali olabilmesi duasıyla... allah onlardan ebeden razı olsun...
peygemberim(sav) hz.haticeyi çok severdi, kızı fatıma onun emanetidir, ve öksüz dür diye üzerine fazla düşmüştür, oysaki kendisi hem yetim hem öksüz olarak şefkati öğretti bize nfk bu konuda, "biz merhemti ve şevkati mekkeli bir yetimden öğrendik" der,
ama en önemli özelliği olarak, bir çok hadisi bire bir yaşamış olarak hadisçilere aktarmıştır,
örneğin; "Ey kızım Fatıma! Babam Peygamber diye güvenme rabbine karşı kulluk vazifeni yap, vallahi ben senin namına hiçbir şey yapamam.
Peygamberimiz Hz. Fatıma ile Hz. Ali evlendiklerinde Hz. Fatımanın elini Hz. Alinin eline koyarak şöyle buyurdular: Ey Ali Bu, Allahın, emaneti ve Onun resulü olan Muhammedin senin yanındaki emanetidir. Öyleyse Onu gözet ve ona iyi bak biliyorum ki, sen bunu yapacaksın. Bu sevgi ve hüzün dolu bir babanın emin olduğu damadına karşı bile kızı ile ilgili son uyarılarını yapmasıydı,
ve bir gün hz. Ali ile Hz. Fatıma arasına da ufak bir tartışma olmuştu. Bu tartışmadan hemen sonra Peygamberimiz Fatımayı ziyarete gelmişti. hz. Ali ile Fatıma babalarına bir şey belli etmemeye çalıştılar. Peygamberimiz kendisi için serilen sergiye uzanmıştı, duygu yüklü olan Fatıma geldi babasına sığınırcasına başını onun omzuna yaslayarak kucağına uzandı. Eşinin peygamberimizin kucağına sığındığını gören hz. Ali gitti peygamberimizin diğer omzuna da o başını yaslayarak, yanına uzandı. Peygamberimiz aralarında bir sorun olduğunu anlamıştı. ikisinin de elinden tutarak kendi göğsünde ellerini birleştirdi ve öylece bekledi. Peygamberimizin bu tavrı eşleri birbirlerine kaynaştırmış ve barıştırmıştı.