onemli biridir. gercekleri bilemeyecegimiz icin yorum yapmak yanlistir. buhari falan degil, size gercegi gosterecek kalbinizdir. inanc oradan gelir. ya da inancsizlik.
burada matematik hesabı yapıp durumu örtbas etmeye çalışanlar komik oluyor. birincisi muhammed e bu bir iftiraysa o iftirayı atan buharidir.
buhari birincil hadis diye geçiyor ve adamın bir dediğine iki demiyen tipler var.
eğer buharinin bir dediğine inanıp diğerine inanmıyorsanız bu o zaman işinize gelene inanıp işinize gelmiyene inanmıyorsunuz demektir.
buharinin bunu aktarmasında kimsenin bunu önlememesi bunun bir suç algısı olmadığı üzerineydi, bunu o zaman deseniz kimse vay kafir peygambere hakaret ediyor demezdi.
şimdi ise bunlar seküler ahlakın gelmesiyle sorun oldu( gerçi araplarda halen daha sorun değil ve çocıuk evlilikleri var) işte bu sefer bazı müslümanlar durumu kıvırmak için takla üzerine takla atıyorlar.
hadiste sadece yaş geçmiyor, aişenin çocuk olduğuna dair detaylar da var. yaş üzerinden yürümek sıkıntı sadece bence.
Peygamber efendimizin Hz.Aişe ile kaç yaşında evlendiği kesin değildir. islam alimleri arasında 3 farklı görüş vardır. Bu üç farklı görüşün üçü de doğru olabilir. 3 görüşünde kendilerine göre güçlü delilleri ve zayıf tarafları vardır. Hz.Aişe'nin yaşı konusunda kesinlik yoktur. Aşağıdaki yazıda bu 3 farklı görüşü okuyabilirsiniz.
Öncelikle 3 farklı görüşe değinmeden önce Buhari Müslim gibi sahih kaynaklarda Hz.Aişe’nin yaşının 9 olarak geçtiği zaten bilinmektedir. Bu rivayetler üzerindeki maksatlar ve görüşler 3’e ayrılır.
1. Görüştekiler; Buradaki 9 yaş barizdir Peygamber efendimiz Hz.Aişe ile 9 yaşında evlenmiştir, ki bu o devirde gayette normal bir şeydir çünkü zaten arabistan şartlarında kadınların ortalama 8 yaşında ergenliğe girdiklerini biliyoruz ve o devirde bizanstan asya ülkelerine kadar bu yaşlarda kadınların evlenme ve bunların hukukta evliliklerine izin verilme durumları zaten bilinen bir gerçektir. Ergenliğe girmiş bir kadının evlenmesinde zaten bir sakınca yoktur. Ki ateistler tarafından Hz.Aişe'nin evlilik yaşı üzerinden islam'a saldırı konusunun 50 yıllık bir geçmişi vardır. Bu da bu zamanın ve dönemin şartlarına ve anlayışına göre geçmiş devirlere yargıda bulunmaktır ve hiç bir mantığı yoktur. Bir devrin normal standartlarıyla başka devrin normallik standartlarını kıyaslamak akla aykıdır.
2. Görüştekiler; Bunlar Buhari ve Müslimdeki rivayetleri reddetmezler ancak 9 yaşında Hz.Aişeyle nikah kıyılmamış nikah akdi yapılmıştır derler. Nikahla nikah akdi farklı şeylerdir. Nikah akdi söz takma gibidir, nikah ise fiili evliliktir. Ki, Hz.Peygamberin Hz.Aişeyle evlenmesi arasının uzun sürdüğünü zaten herkes bilir. Bazı alimler, fiili nikahın Hz.Aişe 15 yaşındayken olduğunu, bazı alimlerde 18(17 yıl 8 ay) yaşında olduğunu söyler.
3. Görüştekiler; Bunlarda Buhari Müslimdeki rivayetleri kabul ederler. Ancak, kadına hiçbir değer verilmeyen cahiliye devrinde bir adet vardır ve dönemin kaynaklarında da yazar. Cahiliye adetlerinde Kadınlar, reglden sonraki yaşlarını söylerlerdi. Yani bir kadın ergenliğe girince 1 yaşına bastı denilirdi. Bu adet kadın erkek bir çok kişinin alışkanlığı olan bir cahiliye adetiydi. Hz.Aişe 9 yaşındaydım derken, reglden sonraki yaşını söylemiştir ve doğumundan itibaren 17, 18 yıl geçmiştir. Çünkü Hz.Aişe'yle evliliğin hicretten sonra olduğu herkes tarafından ittifakla kabul edilir. Kaynaklarda bu bilginin delillerinden bir tanesi şudur: "Hz. Ebû Bekir’in ilk kızı olan Esmâ Vâlidemiz, hicretten yirmi yedi yıl önce 595 tarihinde dünyaya gelmiştir.(Nevevi, 2/97) Allah Resûlü’nün hicreti esnasında(622) Zübeyr ibn Avvâm ile evli ve o gün altı aylık hamiledir. Bir diğer ifadeyle o gün 27 yaşındadır ve Âişe Annemiz ile ablası Esmâ Vâlidemiz’in arasındaki yaş farkı 10’dur. (Beyhakî, Sünen, 6/204) Buna göre (595+10=605) Âişe Vâlidemiz’in doğumunun 605; hicretteki yaşının da (27-10=17) olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Evlilik hicretten yedi ay sonra(ibn Sa’d, Tabakât, 8/58) gerçekleştiğine göre demek ki, bu sıralarda Âişe Vâlidemiz’in yaşı, on yedi'yi aşmış, on sekiz yaşına yaklaşmış demektir." Yani; Hz.Esma 595'te doğuyor Hz.Aişe ile aralarında 10 yaş var. Hz.Aişe 605'te doğmuş oluyor. Hz.Esma hicrette(622) 27 yaşında Hz.Aişe hicrette 17 yaşında oluyor doğal olarak. Evlilikte hicretten 7 ay sonra gerçekleşiyor.
Kısacası Buhari Müslimdeki rivayet herkes tarafından kabul edilir ancak Hz.Aişe gerçekten 9 yaşında mı evlendi, nikah akdi 9 yaşında yapılıp 15 ya da 18 yaşında mı evlendi, yoksa Hz.Aişe regl'den sonraki yaş söyleme adetiyle böyle söyledi diye görüş ayrılıkları vardır.
Hadis kitaplarında 6 yaş, salıncaktaydım istemeye gelindi, mevzusu da geçer. 6 yaş mevzusu da bu görüşlerde şekillenmiştir. Görüş dememek lazım daha doğrusu alimlerin delillerine göre. 6 yaşın evlilik değil nikah akdi diyenler olduğu gibi, 6 yaş aynı rivayette geçtiği için yine reglden sonra yaş saymaya yoranlar da var. Hz.Aişe’nin çocuktum sözünün Arapça orijinal kaynakta “cariyeydim” diye geçtiğinin ifade edilmesi, o devirlerde cariye olmayanlar için kullanıldığında “Ergin kızdım” anlamındadır. Hz.Aişe'nin evlilik tarihiyle ilgili devrin kaynaklarından birbirinden bir çok farklı sahih bilgi bulunmaktadır ve bu farklılığa da açıklama getiren görüş 3. görüştür. Çünkü 3 görüşte, Buhari Müslimin rivayetini kabul ediyor. O zaman diğer sahih kaynaklardaki evlilik tarihleri niçin 17 yaş sonrasını gösteriyor sorusu akla geliyor ve buna cevap 3. görüştekilerden geliyor.
2. Soru, 17 yaşında kabul edildiğinde yaş farkının çokluğuna rağmen evliliğin olmasının hikmeti nedir?
Peygamberimizin 17 yaşındayken ne kadar genç olursa olsun Hz.Aişe ile evlenmesini kınamak demek Peygamberin bu evliliği şehvetinden dolayı yaptığı demektir ki peygamberimizin zaten böyle bir amaç ve niyeti yoktur. Hz.Aişe Medinenin en zeki kadınıdır ve islam'a yaptığı hizmet Peygamberimiz sırasında ve o vefat edince çok büyük bir hizmettir ve adeta Medine müftüsü olmuş ve dini hükümlerin neredeyse 4 te 1 Hz.Aişe'den geriye kalan 4 te 3 ü diğer onbinlerce sahabeden gelmiştir. Bu yüzden bu evliliğe bu açıdan bakamayız. Hz.Aişe gibi zeki bir kadının Peygamberimizle evlenmesinin nedeni elbette bu tür hikmetlere binaen olmuştur ve bizzat peygamberimizin yanında yaşayan dini birinci kaynağından öğrenen Hz.Aişeyle Peygamberimizin bu evliliğin hikmetine islam alemi şahit olmuştur. Bu evliliklere kendi bakış açımızdan özellikle de çağımızın "NORMAL" algısı perspektifinden bakıpta yargıya varmak büyük bir hatadır. Zira, Hz.Aişe'den başkasının islam alemi üzerindeki ailevi, kadınsal hükümler ve müftülük gibi ağır bir yükü kaldıracak bir potansiyele ve yüksek zekaya sahip değildi ve Hz.Aişe'nin peygamberimizle evlenmesi gerekiyordu. Onun yaşının ne olduğu değil aklının ve islam'a nasıl hizmet edeceğinin önemi söz konusuydu. Çok yaş olması değil bu evliliğin farklı nedenlerinden dolayı gerçekleştiği biliniyor. Sırf aradaki çok yaş var evlilik olmasın diye islam alemine bu kadar fayda getirmiş bir evliliği yapmamak aklen uygun değildir ve akılcı değil duygusalcı düşünmenin nedenidir. Olaylara tek boyuttan bakmamak gerekir. Hz.Aişe'nin islam düzeni için getirdiği yararlar faydalar saymakla bitmez. Bunu da ancak o yapabilirdi. Tüm bu yararları göz ardı edipte sırf yaş farkı çok diye evlilik olmasın demek “islam alemi islam'ı öğrenmese de olurdu önemli olan yaş farkının çok olmaması” gibi dağ gibi evlilik gerektiren nedenin yanında bir taş büyüklüğündeki mesele hükmündedir.
Müslümanların büyüğü,islamda kadının yeri yoktur diyenlere bir cevap olan şahsiyet.
"Ey Aişe konuşta rahatlayayım" diyen peygamberimizin eşi müminlerin annesi. Ayrıca günümüzde kızlar tarafından bu cümle ne kadar kullanılsada Aişe annemizi örnek almamaktadırlar.
hz aişe dönemin koşullarında imkansız bir politik karakterdir. imkansızı başaran biridir. birçok hadisi eleştirmiş ve reddetmiştir. doğrusunu söylemiştir. osman bin affan ın katilleri elini kolunu sallayarak gezince ve onları yakalamaya birazda çekinen hz ali(r.a) ile savaşmıştır. sırf o savaş sebebiyle islam 3 fırkaya ayrılmıştır. ve yazık edilmiştir. bugun bile bu ayrılık sürdürülmektedir. hz ali taraftarları kendilerine şii demiş ve zamanla hz ali yi bir kutsal varlık hatta ilah kabul etmeye başlamışken ifk olayında temizliği allah tarafından onaylanan nikahını bile kendi katında kıydığı annemize ayetlere rağmen halen iftira atarlar.
sevmeme özgürlüğü olan kişi. nerede geçiyor allah aşkına sevilecek diye? 2 taraf savaşmış 10 000er kişi ölmüş ki bu sayı bedir hendek uhud'un kaç katı, anlaşmazlıklar olur diyor ya. sanki saçını çekmişler birbirlerinin.
Hz. Aişe annemiz'i hiç bir müslümanın sevmeme gibi bir lüksü yoktur. Aynı şekilde, peygamberimizin damadı ve islam'ın arslanı olan, emir ül muminin, Hz. Ali'yi de hiç bir müslümanın sevememe gibi bir lüksü olmadığı gibi. Ama müslümanlar arasında anlaşmazlık olduğu zamanlar olur. Hz. Aişe ile Hz. Ali arasında da böyle bir anlaşmazlık yaşanmıştır. Amma velakin Hz. Ali'yi öldüren Hz. Aişe değildir.
Şiilerin yaptığı gibi, kendisine hakaret etmek yanlıştır.
müminlerin annesidir o konuda kimse itiraz edemez ama her anne iyidir diye bir kural yoktur. Mesela Ümmü seleme annemiz vardır oda peygamber hanımıdır ama kimse tanımaz. Aişe'nin bu kadar hatalarına rağmen göklere çıkarılması tamamen siyasidir. Zamanında Emevilerin uydurduğu hadisler sonucu ünlü olmuş peygamber hanımıdır. Annemizdir kötü söz söylemeyiz ama sevmek zorunda da değiliz.
kendisini sevmek islamın kuralları arasında değildir. Sevilecek bir yönü de yoktur. Peygamber hanımı olmak kimseyi ateşten kurtarmaz tıpkı hz nuh'un karısı gibi! Aişe allah'ın emirlerine karşı gelmiş allah'ın kitabında ömer'in kızı hafsa ile birlikte uyarılmış ehlibey düşmanı bir kadındır. Ehlibeyt sevgisi müslümanlara farz olmasına rağmen hayatı boyunca ehlibeyt'e karşı savaş içinde olmuştur. Birileri peygamber hanımlarının da ehlibeytten sayıldığını iddia ediyor onlara ehli aba hadisini araştırmalarını tavsiye ederim.
peygamberin, yaptıklarından akıllanmamış, peygamberin torunu hasan'ın cenazesini mekke'ye sokmamak için az kalsın ikinci bir cemel vakasına sebep olacak eşidir. ali ve soyundan nefret ederdi. öyle ki muaviye tarafından zehirlenerek öldürülen hasan'ın cenazesi mekke'ye getirilirken bu sefer deveye değil, katıra binip, peşine taraftarlarını takarak cenazenin mekke'ye sokulmasına engel olmuştur.
cenazeyi getirenlerin "allah ve resulü sizlere evinizde oturmayı emretmedi mi ey müminlerin annesi? şimdi de katır vakasına sebep olup oğullarını öldürtmek mi istiyorsun?" demesine rağmen tavrından vazgeçmemiş, olay cenazeyi getirenlerin dönmeye karar vermesiyle son bulmuştur.
Hz. Aişe validemizin ablası Esma'nın biyografisinden anlaşıldığına göre; Esma 100 yaşındayken, hicretin 73. Yılında vefat etmiştir. Hicret vaktinde 27 yaşındaydı. Hz. Ayşe ablasından 10 yaş küçük olduğuna göre, onun da hicrette tam 17 yaşında olması icap eder. Ayrıca Hz. Aişe evlenmeden önce Cübeyr ile Nişanlanmıştı.Demekki evlenecek çağda idi.
hakkında ayet inen kalbi kaymış kadın.
Eğer sizler (Aişe ve Hafsa) Allah'a tevbe ederseniz (ne iyi); çünkü kalpleriniz eğrilik gösterdi. Yok, eğer ona karşı birbirinize destekçi olmaya kalkışırsanız, artık (iyi bilin ki) Allah, Cebrail ve müminlerin salih olanı onun mevlasıdır. Bunların arkasından melekler de onun destekçisidirler. Tahrim 4
kadınları asosyalleştirmek için ellerinden geleni yapan sözde hacı hocalar pek bahsetmezler ama şifacı (o zamanın doktoru) olduğu için savaşlara katılmış ve yaralıları tedavi etmiş annemiz.