"biz otomobillerimizi geri çağırmıyoruz, otomobillerimiz sizi çağırıyor" diye reklam yaptıktan sonra bugün sonata model araçları geri çağırmaya başlamış olan firma. demek ki neymiş büyük konuşmamak gerekliymiş.
nadiren de olsa otobüsleri karşımıza çıkar. özellikle paralı halk otobüsleri olarak karşımıza çıkan bu türü sabırsızla beklemekteyiz çünkü tek pamuklu koltuklu olan otobüs OR-AN-Ulus hattında O'dur.
(bkz: hemoroid)
Dikkatle incelendiğinde son 10 yıldaki olağanüstü gelişmesi göze çarpmaktadar. Hee arabaları müthişmidir hayır;fakat firmanın gelişimi göz önüne alındığında yaklaşık bir 15 yıl sonra dünya sıralamasında en çok satan ilk 5 otomobil markasından biri olacağı kesindir.
ticari taksilere sponsor olmaya aday firma. bundan sonra hedefleri bu olmalı çünkü onlardan başkası itiraz etmeyecek. arkadaşımda accent era var 2009 model 110 beygir ve dizel olduğundan dolayı götü çok havalarda. yokuşta her arabayı avlarım havasında piç. dizel ya her arabayı avlarım sanıyo torku sayesinde, dün babamın arabası bendeydi passat 2.0 tdi 340 torkla kapışak dedi. kanka dedim bisiktirol 1000mg yok arkadaş kapışcam senle diye.
plakayı zor okudu ibne.
yaptıkları arabaları bilmem de hayatımda gördüğüm en komik (trajik de olabilir) pazarlamacılara sahip firma. hakikaten çok canımı sıktılar ama sürekli gülmek istedim. o derece...
olay şudur... ortağı olduğum firmanın büyük ortağı, 2 tane araç almaya karar verir firmaya. inceler. i20'de karar kılar. hyundai sitesinden en yakın bayi olan avcılar bayisine gider. 2 tane araç istediğini belirtir. 25 bin lira peşin ödeme yapabilirim, 40 bin lirası da kredi olsun der. anında işlemler başlatılır. bin lira da kapora bırakılıp çıkılır. kredi onaylanır. hyundai bayisine bankadan para transfer olur.
ancak iki gün sonra şirkete hesapta olmayan bir borç yüklenir. eldeki nakit çıkartılmak zorunda kalır. hyundai bayisi aranır. sorun bildirilir. araçlar da zaten hazır değildir. peşin yapılacak ödemede bir kaç gün gecikme yaşanacağı belirtilir.
hyundai bayisindeki pazarlamacı 1 hafta boyunca (peşinatın gecikme süresi) şirketi arayıp ikide bir durumu sorar. arada telefonlarına çıkılıp sorun çözüldüğünde bilgi verileceği söylenir. günde 4-5 defa arayınca bazı telefonlarına da çıkılmaz.
dün, şirketin sekreteri, ağlamaklı bir halde yanıma gelir. hyundai aradığını söyler. ben de konunun benim dışımda, x bey'le (şirketin büyük ortağı) ilgili olduğunu, ona yönlendirmesi gerektiğini söylerim. ancak sekreter, "adam telefonda terbiyesizler falan diyor, çok ağır konuşuyor" der. ben de "nasıl yani. böyle bir şey olur mu? ver bakalım." derim. ve hyundai pazarlamacısı y bey ile aramızda şöyle bir diyalog başlar.
y kişisi: x bey siz misiniz?
kekeme : hayır. x bey yok. buyrun ben kekeme. yardımcı olayım.
y kişisi: x'in orada olduğunu biliyorum. yalan söyleme. beni ona bağla.
kekeme : beyefendi sakinleşin ve sorununuzu anlatın. firma sahibiyim ben buyrun. dinliyorum. sıkıntı ne?
y kişisi sorundan, 1 haftalık gecikmeden bahseder. bir kez daha açıklama yapılır. kusura bakmayın denir. ancak hepimizin ticaret yaptığı, ticari hayatta böyle şeyler olduğu anlatılır. adam ısrarla böyle bir şeyi kabul edemeyeceğini söyler. "dolandırıcı olduğumuz" imasında bulunur.
şu anlatılır:
1 - ben bir alıcıyım. sen de satıcısın. ne almışım? iki tane araba... ne ödeyecekmişim? 65 bin. sende ne var? bende ne var? iki araba kimde? sende... ödemenin 40 bin lirası kimde? sende... benim neyim var? 25 bin lira sana, 40 bin lira bankaya borcum ve onun dışında henüz hiç bir şeyim. çünkü mallar da sende. peki ben bu durumda kendimden başka kimi "dolandırmış" olabilirim? zeka özürlü müsün?
2 - ben de bir şeyler alıp satıyorum. yeri geliyor, koca koca firmalar 3-5 bin lira için aylarca bekletiyorlar beni. arayıp kimseye "dolandırcısın" veya "terbiyesizsiniz" demiyorum. ticari ilişkimi zora sokmuyorum. bırak 1 haftayı, aylarca sonra bile artık canımdan bezdirirlerse müşterime dönüp "bizi de çok mağdur ettiniz, lütfen" diyorum en fazla... çünkü o adamla, yarın bir gün iş yapmaya devam edeceğim...
3 - hal böyleyken, sana bilgi verilmişken, yaşanan sıkıntı anlatılıp özür dilenmiş ve bir süre "müsade" istenmişken; sen ne hakla her gün beni arayıp sekreterime fırça kayabiliyorsun? hasta mısın? sen ürün satıyorsun. ferrari misin? sipariş üzerine mi mal üretiyorsun? araba satıyorsun. ve iki tane araba satmışsın. dolandırılma ihtimalin yok. bi mağduriyetin yok. 1 hafta için müşterinin canını sıkıp nereye varmaya çalışıyorsun?
nitekim bugün itibariyle; paraları gönderilmiştir. onlara yaptırılan sigorta düşülmüş, sigorta işlemi başka yere yaptırılmıştır. hyundai merkez aranmış, bayileri ile yaşanan diyalog anlatılmış; "kendilerinden araba alınmaktan vazgeçmeyi çok istediğimizi, ama kredi onayı ve tescil işlemleri yapıldığı için artık mümkün olmadığını; bu durumda, araçlarla ilgili ileride gerekecek işlemler (bakım, kontrol vs) mümkünse bizi avcılar istikametine en yakın başka bir bayiye yönlendirmeleri" talep edilmiştir.
hala dünkü diyalog aklıma geldikçe, bir garip gülümseme ifadesi alıyor suratım. bugüne kadar böyle "garip" bir satıcı görmüşlüğüm yok. sanırım hyundai veya bayisi, bize; "bir hata ettiniz. bizden arabayı almış bulundunuz. ama imkanınız varsa bir daha böyle bir hata yapmayın." demek istiyor. ayrıca pazarlamacıların bu derece "komik" ticaret anlayışı, bu arabalarla ilgili ileride hyundai ile çok çok sıkıntı yaşayacağımız konusunda da hüzünlendiriyor beni. daha satın alırken bile bu kadar sıkıntı çıkaran adamlar, yarın bir gün araba bozulursa neler yaşatır acaba insana? hem trajik, hem komik oluyor...
komedi sürmektedir. şuanda parası ödenmiş, ruhsatı çıkmış, sigortası yapılmış hyundai'leri, hyundai bayisinden alamıyoruz. "neden?" dediğimizde "ödemede de siz bizi beklettiniz..." deniyor. "nasıl yani? espri mi yapıyorsunuz?" dediğimizde, "biz de araya başka müşteriler aldık" deniyor. "plakası belli, ruhsatı çıkmış arabaları nasıl başka müşteriye satmayı başardınız?" diye sorduğumuzda "ııııı" deniyor. yani hyundai, müşterisinden "intikam" alıyor bir nevi... helal olsun. hyundai müşterisinin "hatasını" affetmiyor, misilleme yapıyor... komedi sürüyor... du bakalım ne olacak...
yahu ben edindim bunların eralarından. 2 gündür bunu kullanıyorum. araba sıfır ama ne bilim sanki çok basit. tam tarif te edemiyorum ama sanki kanatlanacakmışım gibi hissediyorum.
benim ilk aracımdır efendim, Getz 1.4 dohc , ufak bişii istiyordum ve aldım acemeilik geçsin dye, bide kaza falan yaparsam fazla yanmayayım dyerekten aldım. ne alışımda ne plaka sigorta vs de nede servislerinde bir problem çıkmadı, rastgele gittim aldım, en ufak çiziği bile götürüyorum ücretsiz pasta cila yapıyorlar 1 ay içinde tahmini 6 kere çiziğe götürdüm, ne zaman bıkacaklar ve bunlar garanti dışıdır dyecekler dye beklerken hiç bıkacak gbi değiller. Ben memnunum efendim, her nekadar servisteki bayanda hoşuma gidiyosada ben beğenyorum hem aracımı hem hizmeti..
değerli türk halkımın toros, doğan, şahin, kartal, broadway gibi üstün kaliteli otomobillere alıştıkları için türkiye'de fazla tercih edilmeyen otomobil markaları arasında olan otomobil markasıdır.
kolay ve rahat kullanımlı fakat hiçbir modelinde düzgün yol tutuşu olmayan (ticariler de dahil)enteresan bir otomobil markası.bazı özellikleri diğer markalardan çok ötede bazı özellikleri de çok geride.