Şantiyede Sabah 8'den öğlen 12'ye kadar durmaksızın çalışam makina ve işçilerin gürültüsünün, 12:00-13:00 arası bir saatliğine de olsa susması. Konteynırda süper sessizlik ve tek başınalık.
sevdiğiniz biri varsa sarıldığınız ve o şekilde gözlerini kapatıp uyumaya daldığınız anlar. yorucu bir günün ardından, en sevdiğiniz parçayı açıp, eşliğinde sigara yaktığınız anlar...
işin vardır. borcun yoktur. ailenin ve senin sağlığın yerindedir. sevgilin yanındadır. sevgiliniz tam istediğiniz insandır. uçaktasınızdır. izne gidiyorsunuzdur. sevgili kafası pencereye dönük manzarayı seyrederken elinizi tutar...
insan başka ne isteyebilir ki.
Gramafona müzeyyen senar ın plağını takarsın, o hoş plak cızırtıları, elinde bir duble rakı. Ve başlar müzeyyen senar. hayat budur dersin.
(bkz: benzemez kimse sana)
Ayağının deli Marmaris sıcağında, yırtık ayakkabının altındaki asfaltı daha da net hissetmeye başladığın an onun "Sana yeni bi babet alamadım ya,ona üzülüyorum" dediği andır.
küçükken okulda çıkış zilinin çalmasıyla koşa koşa eve gelirken merdivenlerde evden gelen patates kızartması kokusunun duyulmasıyla yaşanan an bunlardan biridir.
sevdiğin, gelecek yüklediğin, uğruna ölmeyip onun için yaşadığın, ağzından beslendiğin, memelerinden su içtiğin, kadınım dediğin insanla seviştikten sonra tüm terlemelere rağmen nefesini içinde hissetiğin sarılma anıdır.