huzursuzluk

    59.
  1. Gece. koca bir anlamsızlık. açık pencere ve o pencereden giren rüzgardan bulmaya çalıştığın huzur. hiçlik. kurgular. tükenmişlik ve her şeyin son bulması isteği. gözleri kaparken tedirgin olmak. düşüncelerden kurtulamamak. Huzursuzluk Derin bir karanlıktır. bedeninizi bırakıp kaçıp gitme isteği uyandırır.
    30 ...
  2. 80.
  3. bir zülfü livaneli romanı.

    "Bu dünya bir penceredir. Her gelen baktı geçti." diye tekrarlıyorum durmadan. Felsefe bundan başka nedir ki diyorum; raf çökerten onca kitap, onca üniversite, anlı şanlı felsefe profesörleri, sözümona varlığı sorgulayanlar bundan başka bir şey söyleyebilirler mi?
    9 ...
  4. 61.
  5. hayatın karşımıza çıkardığı zorluklardan sonra yaşadığımız ruh hali.
    8 ...
  6. 87.
  7. insana uyku uyutmaz. Gün içinde kafayı toplatmaz, insanın yaşam kalitesini düşürür.
    8 ...
  8. 48.
  9. uyutmuyor anasını satayım. huzursuzluk yaratacak o kadar çok şey var ki. en yakında olduğu için "final haftası" mesela.
    sonra aileden birinin hastalığı. evin kirliliği ve temizlemeye mecalinin olmaması var. kendini hiç unutturmayan eski sevgilinin özledim mesajı gibi arada sırada akla gelip geren "gss prim borcu" var. bilakis eski sevgiliden gelen özledim mesajı var, diğer yandan gelen bi' "özledim" mesajı yok. boşluk var, kimsesizlik gibi. sanırım ailem hayatta olmasa, benim hayatta olduğumu sikine takacak bir insan yok. yani ailemle konuştuktan sonra gün boyunca telefonumu kaybetsem yada koyduğum yerden kaldırmasam kaybettiğim bi' şey olmuyo. 26 aralık bugün, ben 20 haziran civarı bi' ara başlayacağım işte, otelin şartları ne olacak, kimlerle çalışacağım diye kendimi gerebiliyorum. sonra bir de "senden başka herkesin sevişiyo olması" düşüncesi var. en terleteni de eski sevgilinin sevişiyo, seviliyo olması. yeni insanlarla tanışmaya gram isteğinin olmaması var. yıllarca babanın haline, tavırlarına küfür edip, yıllar sonra adamın birebir aynısı, suratsız bi' herife dönüşmüş olmak var. benim gibi insanları hayata döndürmek, bi' şeylerden zevk almasını sağlamak o kadar zor ki. en hayat dolu olanınıza bile " yeter lan ne bok yersen ye" dedirttiğimi bilirim. suratına bakılmayacak bir tipim yok, hatta türkiye koşullarında inceden yakışıklı bile sayılabilirim. * ama hiç bir insanı terketmedim aksine hep terkedilen ben oldum. bunu da tipime değil suratsızlığıma ve ruhsuzluğuma bağlıyorum, yersen. bu durum bile bi' huzursuzluk benim için. her şey senin elinde değiştirmek için diyolla, elimde belki eyvallah da, içimde gram istek yok.
    tekrar başa dönersek okulun ne zaman biteceği ve bittiğini düşününce oluşan belirsizlik var. tüm bunları düşününce sanırım bunların hepsinin tek kaynağı, ana konumuz "final haftası". yani bütün bu huzursuzluk sebeplerini düşünüyo olmam final haftasının yarattığı gerginlikten. bakarsan bir aya kalmadan dayı olucam, ne güzel bi' şey değil mi ?
    bakamıyorum işte. böyle de kahpe çocuğudur final haftası.
    7 ...
  10. 72.
  11. aslında olabilecek en iyi şeyler var ama; yanında bir de bu varsa, o olabilecek en iyi şeyleri alıp götüren illet.
    7 ...
  12. 81.
  13. Tarihten ve günümüzden bilgiler içeren okurken akıp giden Zülfü Livaneli'nin kendine has sade ve akıcı üslubuyla kaleme aldığı enfes romanı.
    6 ...
  14. 88.
  15. Livaneli’nin tek solukta okunabilecek akıcı romanı. Olayın içindeymişim gibi hissettim.

    Okurken yezidiler hakkında çok şey anlatıyor. Özellikle onlar hakkındaki doğru bilinen yanlışları.

    (Maruldan korkma mevzusunu araştırdım gerçekten kutsal sayıyorlarmış)
    6 ...
  16. 67.
  17. Okula gelirken gerilmeme sebep olan duygu. Huzursuzum çünkü zamanında çokça kullanıldığım halde bir proje toplantısına geç kalmam yüzünden insanların çirkefliğine maruz kaldım. Tüm grup neler yaşadığımı bilmeden, keyfiyetten yaptığımı düşünerek üstüme çullandı tabiri caizse. Gruptan ayrılmayı düşündüm ve söyledim bunu. defolup gidecektim de. Eşyalarımı toplayıp çıkacağım sırada alevlendi kavga. ne bok olursa olsun en kötü ihtimalle kalırım bu dersten dedim. son sınıfa bırakmayı bile göze aldım. Ama paşa paşa kalmak durumunda kaldım. içimden zerre bir şey yapmak gelmiyor bu insanlarla. Daha geçtiğimiz hafta yüzüme gülen insanlar bugün yüzüme bile bakmıyor. insanlar o kadar çıkarcı ki senden fayda göremediklerini anladıkları an sana gerçek yüzlerini gösteriyor. Şu lanet projede bulunmak gerçekten içimden gelmiyor. insanların suratlarını çekmekten gerçekten çok sıkıldım. Bu gruptaki insanlar birbirlerini çekemeyip birinin diğerine yardımcı olmadığı ve söylediği yalan ortaya çıkınca arabulucu olan ben oldum birbirlerine darılmasınlar diye. Şimdi bu insanlar bir olup bana cephe aldılar. Ben daha ne diyeyim ki. Böyle bir şeye maruz kalıp mecbur olmaktan gerçekten nefret ediyorum. Projelerini başlarına çalıp siktirip gitseler de rahat bir nefes alsam.
    6 ...
  18. 68.
  19. zülfü livaneli' nin son kitabı. çocukluğu mardin' de geçen bir gazetecinin , çocukluk arkadaşının ölümü üzerine mardin’ e gidişini, çocukluk anılarını, eski ve yeni mardin' i anlatan duygusal bir hikaye. tüm zülfü livaneli kitapları gibi çok güzel.

    okumaya yeni başladım. bitsin editlicem.
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük