huzur

entry657 galeri77 video6
    31.
  1. 30.
  2. sevgilinin güzelim göğüslerine baş dayayıp, onun o güzelim kalbinin atışlarını dinleyerek mümkün olabilen, kavuşması zor, mahrum kalınması kolay his. arada öpülür o göğüsler de tadı alınır.
    4 ...
  3. 29.
  4. belki sessizlik, belki sıcaklık, belki de ılık bi bakışta gizli, ama kaç zamandır hiçbir yerde bulamadığım iklim.
    0 ...
  5. 28.
  6. yeni bir sözlük temasıdır.. hayır olsun.
    1 ...
  7. 27.
  8. her insanın ihtiyaç duydugu,ne yaparsa yapsın erişemedigi, sürekli
    aradıgı rahatlatıcı durum.
    0 ...
  9. 26.
  10. huzursuzluğun zuhur etmemesi durumudur.

    (bkz: zuhur)
    1 ...
  11. 25.
  12. bir insanın, sağlığından sonra sahip olabileceği en değerli 2.hazinesidir
    2 ...
  13. 24.
  14. Huzur

    1949 tarihinde basılan "Huzur", Ahmet Hamdi Tanpınar'ın en tanınmış romanıdır. Dört bölümden oluşan kitabın her bölümü, öykünün dört kahramanının, ihsan, Nuran, Suat ve Mümtaz'ın adlarıyla verilir. Ancak, romanın ana karakteri Mümtaz'dır. Yazar, diğer üç karakteri de Mümtaz'la olan ilişkileri çerçevesinde tanıtır bize. Roman, bir olayı anlatmak için değil, karakterlerin ruh ve düşünce dünyalarını anlatmaya yöneliktir. Yine de kısa bir özet yapılması gerekirse, Mümtaz ve Suat'ın Nuran'a olan aşklarıdır öykünün merkezi. Mümtaz ve Nuran birbirini sevmekte ve evlenmeyi tasarlamaktadırlar. Ümitsizliğe düşen Suat ise kendini asarak intihar eder. Bu trajedi nedeni ile Nuran'dan ayrılan Mümtaz'ın iç dünyası yıkılmıştır. Radyoda II.Dünya savaşının başladığı haberi verildiği sırada, Suat'ın hayalini gören Mümtaz merdiven başına yıkılır (bazı edebiyat incelemecileri, sonda Mümtaz'ın öldüğü biçiminde yorumlar yapmış olsalar da, Tanpınar'ın metninde ölüm telaffuz edilmiyor).

    "Huzur", Osmanlı-Türk romanının ana sorunsalı üzerine kurulu. Doğu-Batı karşıtlığı olarak özetlenebilecek bu sorunsal, Osmanlı aydınının kimliğini aramasının bir metaforudur. Geleneksel değerler ve ahlakı Doğu, Aydınlanma düşüncesini ve modernleşmeyi Batı temsil eder. Tanpınar, bu kez Cumhuriyet projesinin dönüp dolaşıp aynı karşıtlığa geldiğini savunuyor. Cumhuriyet devrimleri ile başlayan modern yaşam tarzları, geçmişi ihmale ve insanları kendisine yabancılaştırmaktadır. Yazar'a göre, "hayat ve halk, yani asıl kütle devlete yetişmek mecburiyetinde" kalmıştır.

    Birinci dönem Türk romanında mekan Doğu-Batı değerlerini temsil etmek bakımından bir anlam taşıyor ve kent ikiye ayrılıyordu. istanbul tarafının mahalleleri Osmanlı-islam geleneklerinin, göreneklerinin değerlerinin yaşadığı semtlerdi. Beyoğlu tarafı ise kentin Batılılaşmış öteki yarısıydı. Oturulan mekan olarak konak ve apartman Doğu-Batı karşıtlığının simgesiydi. ilk dönem yazarları arasında, Doğu-Batı karşıtlığı ve kimlik sorununu, istanbul'un farklı semtlerini karşı karşı getirerek işleyen Ahmet Hamdi Tanpınar, kuşkusuz en rafine örnektir. "Beş Şehir"(1946) adlı denemesinde, "Beyoğlu, küçük ve orjinalite damgası çoktan kaybolmuş, hatta bu damgayı üstünde bir defa bile duymamış en ucuz cinsinden bir 19.yüzyıl Avrupa'sıdır" biçiminde vurguladığı Batılı semt farklılaşmasını, "Huzur" romanında, öykünün merkezine koymuştur. Tanpınar, "Huzur"un ilk bölümünde kentin yoksul mahallelerini ve insanlarını anlatır. "Bir nevi cüzzama yakalanmış, onun tarafından iki yana sıralanmış evlerin duvarına kadar yer yer soyulan yol..." cümleleriyle aktarılan hazin manzara, "Sefiller" romanında, Victor Hugo'nun "duvarlar sanki cüzzam illetine tutulmuşlardı" tasviriyle aynı imgede buluşur.

    Romanın en başarılı yerleri, Mümtaz'ın içlerinde düşlerini yaşadığı istanbul manzaralarının "resmedildiği" yerlerdir. Tanpınar, okuyucusunu Mümtaz ile birlikte, Beyazıt Sahaflar Çarşısında, salaş dükkanlarda, bit pazarında, Çekmece'de balıkçı muhitinde ve kır kahvelerinde dolaştırırken, istanbul'un bir kronikçisi, istanbul'da eski zamanın donup kaldığı ve biriktiği köşelerin bir tasvircisi oluyor. Huzur'un sonraki bölümlerinde Boğaz'a, zengin bir eve, sanki başka bir dünyaya geçeriz. Pırıl pırıl görünen modern semtte önceleri çok mutlu olan Mümtaz, giderek bu çevrede yaşayan insanlardan kaynaklanan olayların sonucunda yıkılır. Geçilmemesi gereken bir sınırı çiğnemiştir o!

    A. Ömer Türke

    http://www.pandora.com.tr/Sahaf/eski.asp?pid=20
    4 ...
  15. 23.
  16. türk edebiyatının en iyi işlenmiş on romanından biridir. ahmet hamdi tanpınar arka plana, dış mekana ve iç mekana öylesine hakimdir ki... türk edebiyatında eşine az rastlanılacak başarıda doğa ve insan tasvirleri, mükemmel benzetmeler, ince ve duyarlı bir adamın zihninde olağandışı bir kültürle yoğrulmuş felsefe anlayışı. sanırım bu kitap bir kerede okunup kütüphanenin tozlu raflarına terkedilecek bir eser değil, sürekli baş ucunda bulunması gereken bir kitaptır. yaşamın içindeki her durum, kararsızlık, neşe, üzüntü ve insanoğlunun karşılasabileceği tüm kasvetli ve saadet dolu ruh halleri bu kitap da mevcuttur. ahmet hamdi tanpınar'ın 47 yaşında kaleme aldığı bu eser, dünü ve bugünü başarıyla resmeder. fotoğraf albümünün tozlu raflarında bir fotoğrafa mahkum kalmış eski dostlar canlanır; yüzyıllardır başıboş dolanan hayaletler anılmanın sevinciyle ruhunuza saldırırlar.
    0 ...
  17. 22.
  18. 21.
  19. zaman nakkaşı tanpınar'ın siyah-beyaz film tadındaki romanı. marx'ı müşahhas kılan balzac ise cemil meriç'i ete kemiğe büründüren de aha bu romandır zannımca. (bkz: gayrikabili kıyas)
    0 ...
  20. 20.
  21. en çok yokluğunda anlaşılan şey.
    4 ...
  22. 19.
  23. kactigi an inekleri sütten kesen bi$ey
    0 ...
  24. 18.
  25. orta gelirli bir kadının gittiğinde, kocasının huzurunu kaçırdığı mağazalar zinciri. (bkz: 12 taksit kol gibi fiyat)
    1 ...
  26. 17.
  27. "huzur ruhun şerefsizliğidir" demiştir dostoyevski.
    4 ...
  28. 16.
  29. bir kitap ismi olduğu kadar bir sokak ismidir aynı zamanda huzur. bugünlerde de bir şarkı ismidir belki de. fakat, en nihayetinde tüm insanların yakalamak için verdikleri eşsiz mücadelelere fazlasıyla değecek kavramdır.
    1 ...
  30. 15.
  31. bulması zor , kaybetmesi kolay şey. *
    2 ...
  32. 14.
  33. 13.
  34. sevgilin yanında olduğunda hissettiğin şey.
    1 ...
  35. 12.
  36. yıllar yıllar önce (1999) şehir tiyatroları tarafından sahnelenmiştir. romanı oyunlaştıran kenan ışık isimli zat aynı zamanda rejiyi de üstlenmişti (zate kendisi o vakitler şehir tiyatroları'nın genel sanat yönetmeni ve henüz meşhur değil). hatırladığım kadarıyla murat daltaban ve bennu yıldırımlar oyunda öne çıkan oyunculardı.
    2 ...
  37. 11.
  38. sıcaklıktır.üşüdügü yerlerini ısıtabiliyorsa tabii..
    sıcak bir ev, sıcak bir çorba, sıcak bir kuçak mesela.
    3 ...
  39. 10.
  40. cama oturmuş annemi bekliyorum , çalıştığı ve doktor olduğu için onunla çok vakit geçirme lüksüm yok bu yüzden onu gördüğüm her an benim için çok değerli , köprünün üzerinden ince silüetinin belirdiğini görüyorum , birazdan eli kolu dolu olarak gelecek , telaşla torbaları masaya bırakıp anneannemin demlediği çaya eşlik etmesi için getirdiği tahinli çörekleri çıkartacak , annem , anneannem ve ben pencereden dışarıyı seyrederek oturacağız , annemin dizine başımı kyup saçlarımı okşatacağım

    şimdi yad ettiğim , tekrar yaşamak için neler vermezdim dediğim çocukluğuma ait bir anı buram buram huzur kokan
    6 ...
  41. 1.
  42. 9.
  43. kalamıştan almaya gidilen duygu
    2 ...
  44. 8.
  45. islamda olduğu söylenen kavram.

    (bkz: huzur islamdadır)
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük