- varsa şayet ölmediyse, bu akşam annenizin yanına gidin karşılıklı çay içip o'nu dinleyin. 50 defa daha dinlemiş olsanız dahi ilk kez duyuyormuşcasına ilgiyle dinleyin. huzur o'dur.
- varsa şayet, sevgilinizin eşinizin yanağına alakasız bi zamanda öpücük kondurun... huzur o'dur.
- varsa şayet, kardeşinizle sohbet edin. hatta güreş falan edin. gülün eğlenin. küçüklük fotoğraflarınıza bakın. pipili fotolarını feyse falan koymakla tehdit edin.
- en sevdiğiniz arkadaşlarınızla buluşup birer kahve için.
güneş doğarken kuşların cıvıltısını duymak, yerinden kalkıp bir de pencereden seyretmek. karşıdaki aydınlanmaya yüz tutmuş dağın incecik çizgisini seçmek miyop gözlerle. ve sonra arkadan gelen tanıdık bir ses;
''kaybedecek daha neyimiz var ?'' *
bazen sadece sessiz olan bir yerde olmak yeterlidir bu duyguya varmak icin, kimsenin konusmadigi ve endiselerin uzakta oldugu bir ortam yeterli huzur yakalamak icin. insana yasamin güzelligini hatirlatan duygu.
hani işler hiç istediğin gibi gitmez de veya hep aynı sıkıcı şeylerle meşgulsündür. böyle durumlarda bile, eller cepte havaya sırıtarak bakmak istersin ya. işte huzur budur.
herkesin içinde saklı olan bir kavram, sahip olmak için fazla uzaklarda aramaya gerek olmayan, sadece yerinden doğru ve dikkatli bir şekilde çıkarılması gereken hassas duygu...
huzura ulaşmak için bir ömür boyu uğraşırız, bir türlü yakalayamayız. bazen bi gün batımında hayal ederiz, bazen dere kenarında. bazen bir sahil kasabasında, bazen de yapayalnız bir adada.. okul bittiğinde, üniversite bittiğinde, mesai bittiğinde, iş bittiğinde, emeklilikte.. ama ben nedense hep ölen birisinin ardından duydum "şimdi huzura kavuştu" diye. çok ilginç.