huzur evleri deyince zaten içi burkuluyor insanın. torun torbadan uzak, çocukların ilgisine muhtaç, vurulmaya hasret kapılar... velhasıl hiçbirisi huzur u besleyemiyor. huzurda göç ediyor sevginin muhabbetin, hoşgörünün yanına. yaşlı anneler, tonton dedeler belki de onun için buğulu gözleriyle huzuru ufukta aramakta.
bunlar yetmezmiş gibi hemşirelerin bağırtılarını duyuyorsunuz gecenin bir yarısı. ben sana işeme demedim mi...
nasıl bir tabela hayatı yaşadığımızı acı bir şekilde hissettiren vakıa. huzur, yetiştirme, sağlık, eğitim, yardımlaşma v.s. gibi olumlu sıfatlarla kurduğumuz onca yapı aslında tamamen zıt faaliyetler icra etmekte. ah şu modern zincirleri bir kırabilsek!