ancak yalan adamdır, huzuru kim kaybetmiş ki o bulsundur... hadi buldu diyelim, yakında huzuru kaybolacak adamdır. zira hatun milleti garip yaratılışlıdır; dengeli, huzur veren, güvenilir adamdan çok tabiri caizse piç adamlardan hoşlanırlar. bu dengesiz herif, hatunu yaralar, kırar döker. akabinde güvenli bir liman arayan bu abla, başlığın kahramanı olan elemanda dinlenir bir müddet. kendini toparlayınca da 'bir şeyler eksik' falan gibilerinden havada kalan cümlelerle yol alır. haklıdır da belki... hep aynı çizgide bir ilişki yerine, tehlikeli amaheyecanlı bir ilişki daha cazip olabilir.
adına şarkı bilem yapılmıştır; romeo! okşadığınız zaman kedi gibi mırıldar, günde iki kez süt vermek yeterdir. futbol seyretmez, dudak tiryakisidir romeo.
öyle bir huzur aşılar ki kendinizi arı mayalı silgi kokluyormuş gibi hissedersiniz. öküz olmayı ya da racon kesmeyi erkeklik sanan bazıları tarafından hor görülse de daha bir insandır işte.
yüreği denizler kadar engin, beyni evren kadar sonsuz ve sevgisi kuştüyü gibi yumuşacık olan erkektir. uğruna çok şey verilir ama ne kadar elde kalır bilinmeyendir..
yanında hiçbir şey düşünmediğin, gözleri gözlerine deydiğinde bile kalbini okşayabilen erkektir. kokusunu duyunca ne kadar gergin olursan ol, bir anda kendini her şeyin üstesinden gelebilecekmişsin gibi hissettirir sana, huzuru güç verir. ona her bakışında içinden bir şeyler akar gider... *
paraya onem vermeyen erkek,kıt kanaat yasayan erkek. bunlar genellikle kırda, koyde deniz kıyısında velhasıl sakin bir yerde yasarlar veya yasamak isterler.
ama kadınlar sevmezler boyle tipleri. kadın huzur aramaz ki. dogasına aykırı. huzuru adam arar..
yıpratıcı bir aşk sonrası yoğunluğunuzu biraz dinginleştirecek ve o an için sevgi, aşk namına bir şeylerin hissedebilme ihtimalinin olmadığı erkek. huzuru bulmak için acıdan çıkmak gerekir.*
ister erkek olsun ister kadın, bir insanın karşısındakine huzur verebilmesi için, önce o huzura kendisinin sahip olması ve yaşantısının her anında bunu güçlü bir şekilde hissediyor olması lazım. hayatta ne istediğini bilmesi ve onu elde etmek için bilnçli bir şekilde emek harcıyor olması lazım. çok güçlü olması lazım. bu güç; kaslardan ya da paradan gelen zahiri bir güç olmaktan öte, hayatın gerçek sorunlarına karşı edinilmiş bir yaşam gücüne benzer.
huzurun tarifini kimse yapamaz. karanlık mağarada file dokunan insanlar gibi, herkes kendi dünyasındaki huzurun resmini ortaya koyar. kimisi yatlar ve katlar sayesinde huzura kavuşacakken, kimisi kendisi için mahalleye bıçak çeken delikanlıya, kimisi güzel şiir okuyan bir romantiğe verecektir huzur defterini. artık o ne doldurursa kabulüdür. onun huzuru da odur.
ama en çok da huzursuz kadınlar, huzur veren erkeklere meyilldir. diğer ilişkilerinde hayli yıpranılmış, nihayetinde aşktan ve sadakattan başka bir şey olmadığı anlaşılmış bir "dönüş yolculuğunda" sadece otobüsün camına yaslama isteğidir o deli başı. huzur aramak, eve dönmektir. ait olunan yere, çocukluğun geçtiği avlulara, yıkanmış çamaşır kokan beyaz bahçelere..
huzur veren erkek; aynı zamanda huzur da almak isteyen erkektir.
şefkatli, anlayışlı, sadık, güvenilir ve kendinizi kötü hissettiğinizde bile yüzünüzde gülümselere neden olan erkektir. böyle biri varsa bile dünyada yaşamadığı kesin.