Hazan mevsiminin
hüzünlü çocuğu.
buram buram gözyaşı var geçmişinde.
ve saklı bir yara yaşadıkların,
süslü gülüşlerinin arkasında.
hangi leyleğin sırtından bırakıldın,
sıcakkanlı hayallerinden,
kutup yalnızlığına.
yaprakları dökülüyor gönlünün.
asi bir rüzgar esiyor,
isyan bayrağını çeken saçlarında.
ellerinde oltan var şimdi.
çaresizlik denizine savurduğun.
belki bir umut takılır diye ucuna,
geceler boyu başında,
uykusuz nöbet tuttuğun.
gençlik baharının fırtınasında,
bir girdapmıydı seni sürükleyen.
aniden çıkıp hoyratca,
karanlıklara alıp götüren.
kaç kez yenik düştün,
ve kaç kez düşürüldün,
bütün dimdik duruşlarında hayata.
bırak ağlasın göz pınarların,
atma içine boşver,
boğma yüreğini.
kurumasınada ramak kaldı,
bütün harflerini Rab'ba döktüğün dilinin.
tarifi yok senin yaşamının,
zaten yaşamın diye bir şeyin,
olmadı hiç senin.
yarıda kalmış bir hayatın,
tamamlanmamış mücadelesinde,
kaybeden tarafın ta kendisinin sen.
kazandıkların yalnızca,
kimseler bilmesin diye,
bir bir içine attığın acıların.
seksen ikide,
hazan mevsiminin,
yirmi yedinci gününde gözlerini açmışsın.
aradan yirmi dört yıl geçmiş.
hala hazanın gözlerinde bıraktığı,
hüzünde yaşamaktasın.