baktım ki, alışveriş listesi yazması bile imkansız olan bir herif ''bir de yazabilse'' ile başlayan bir cümle kurmuş kendisi için..
valla güldüm de artı oy verdim lan.. haftanın en beğenilen entrysi olması lazım bence..
kendi nick altıma girdiğim entry, " sadece yazarı ilgilendirecek derecede subjektif entryler silinir " ve hakaret gerekçesiyle silinmiş.
yahu bu benim nick altım, kamuoyunu ilgilendirecek bi entry nasıl girebilirim? elbette beni ilgilendirecek derecede subektif bi entry olacak. ( kamuya mal olmuş bi adam olursam sorun kalmayacak sanırım ) başklarının nick altında memeleket meseleleri tartışılıyor sanki anasını satayım.
hakerete gelince; aha entryi biraz rütüşlayıp tekrar yazıyorum ( bu yol çaylaklık yolu gibi gözüküyor ya neyse )
--spoiler--
ulan şu balo beyefendisi gibi sessiz, sakin takılan adamı da çıldırtıp, hırçınlaştırdınız ya helal olsun valla.
ayar verme girişimleri, laf sokmaya çalışmalar, tehditler, küfürler... tavuğunu becerini suçlayacağana, kümsesin kapısını iyice kapatsana lavukk! karanlıkta karşıma kıçını istiridye gibi açmış japon balığın bile çıksa beceririm de, seni mi becermekten imtina edeceğim!!??
dediğimdir, gördüğümdür, eylemidir, ettiğimdir, sandığımdır, yazarımsıdır... s.ktr git başka kilise bahçesine işe. istanbul beyefendisi!
--spoiler--
hakkımda çıkarılan asılsız dedikodulara cevabımdır;
lock a: tanışıklığımız yıllar yıllar öncesine dayanır. seviyeli bir arkadaşlığımız vardı desem yalan olur. ben adama her ne kadar devrimci ahlak kuralları çerçevesinde yaklaşmaya çalıştıysam da adamın ağzından her zaman iki kelime döküldü; göt meme, göt meme. hayat bakış açası tam da bu. basın açıklaması okurken kıçhıma barmak atmışlığı bile vardır. şimdi kalkmış kıçımın kıllarına laf atıyor. yok ağarmışmış, yok dökülmüşmüş. pehhhhhhhhh, gel olum çevremdeki herkese sor bakalım, bi tane beyaz kıl varmıymış kıçımda. hepsi simsiyah allaha şükür. rapper ninja en canlı örneğidir bunun. bir-ikitane kahverengi var ama onu boşver. para para para diyormuşum. derim tabi, bmw x5, audi q8, boing uçak, samatya da yalı, muhtelif yerlerde 14 tane garsoniyer... bunların parası nasıl çıkıyor sandın koçum?
brcyzdm a: çocuğu için canını hiçe sayabilen bir anne, polimiğe girmeden düşüncelerini muhteşem yazıyor, dile hakimiyeti çok iyi. amaaaaaa çayınızı beğenmedim be ablacım. sizin ordan çıkınca doğruca köşedeki çay ocağına gidip 8 bardak çay içtim yeminle.
rapper ninja ya: yalancı! en son ben verdim. sıra sende diye hep kandırıyor beni. erotik dergi meselesi de ap ayrı. kendisi utanıyormuş beni yolladı bakkala.
karakuzusu ya: teşekkür ederim.
tavushavasi ye: cümle biraz düşük olmuş sanki.
konuskandusungen e: evvelim sen oldun, ezelim sensin...
son birkac gundur irrite edici birkac yonuyle dikkatimi ceken yazar. bu aksam daha bir cekti.
sebep: kendine itici gelen, elestirdigi seyi kendisinin de bizzat yapmasidir.
(#4255171) entrysinin 3. paragrafinda elestirdigi seyi surekli yaptigina sahit olmak beni gercekten rahatsiz etti ve belki cok sevebilecegim halde kendisine karsi bir antipatimin olusmasina neden oldu.
bu aksam da her daim cocugunun yasantisina mudahale eden anne basligina gecenin su saatinde biraz daha okunsun, oy alsin diye "canlandirma entrysi" girip, o yetmezmis gibi, bu canlandirma entrysini silip 5-6 dakika sonra tekrar, tekrar girmesi komik ve uzucudur.
kendisinin de yukarida nosunu verdigim entrysinde soyledigi gibi:
--alinti--
bunu yapmasının sebebi ilk entrysinin yeterince okunmadığını düşünmesi mi, yoksa oy kaygısı mı? merek ediyorum.
şayet bu iki şıktan biriyse, bu tür tribün olaylarına girmesine hiç gerek yok. zaten kendisinin ne yazdığına sözlüğe girince bakıyoruz. haa zaman zaman bir çoğumuz yapıyoruz başlık canlandırma işlemini. ama süreklileşince hoş olmuyor. ister istemez bi soğuma oluyor kendisine karşı.
--alinti--
ulan, şu moderasyonu anlamadım anlayamayacağım da. anladık; entry-başlık silmek en büyük hobiniz, kendinizi tatmin etmenizin en önemli aracı. sebebini yazın kardeşim bari. " başlık silindiği için entryiniz siliniyor " lan iyide başlığı zaten ben açtım, ne sikime sildiğinizi söyleme zahmetine girin bari.
açılan başlığın altına taşakları topuklarına kadar uzanan eski kaşar bi yazar gelip aklınca bakınızla ayar veriyor, sonra başlık uçuyor.
adalet anlayışınıza bir, size iki.
yarattığınız bu küçücük monarşik dünyanızda dilediğiniz gibi at koşturun bundan sonra.
peşin edit: bu entryi gündüz yazmıştım ancak şimdi bi kaç imla hatasını düzelteyim derken yanlışlıkla sildim ve baştan kopyalıyorum. yine " entrysini canlandırıyor bık bık " diye eleştriler gelirse olay çıkartırım.
"yazarların nick altlarında çok fazla hata aramayın. subjektif entryler girilebilir, bazen geyik de yapılabilir. gözü rahatsız etmediği sürece ayrıntıları düşünmeyin."
rs ne la
gammazlar için yapılan bu duyuruya dayanarak ve biraz da suistimal ederek, aslında kendimi bile ilgilendirmeyecek derecede subjektif bi entry giricem...
aga, bugün sözlükte "belirli bir muzik tarzi olmayan pisirik ve hoduk" diye bi başlık gördüm ve çok içerledim. bahsi edilen kişi bendim, yani en azından belirli bir müzik tarzı olmayan kişi kısmı şahsıma uyuyor. bi kaç arkadaş zamanında hödük de demişti...
orta okul yıllarımdan bu yana sürekli müzik zevkim değişti. ama bu hiç bir zaman daha önce dinlediğim müzik türüne ihanet şeklinde olmadı. üstüne koymak diyecem, saçmalama diyeceksiniz. o yüzden yıllara göre değişen müzik alışkanlığımı anlatayım.
14-15 yaşlarımda rap, rock, metal, özgün müzik, halk müziği tarzı müzikleri asla dinlemezdim. aslında sevdiğim bi müzik tarzıda yoktu. dinlediğim tek kişi ibrahim tatlıses di. o yaşa göre garip bi tarz ama sistemin dayatmalarına karşı duracak kişiliğimiz henüz oluşmadığından pop ve ibrahim tatlıses tercihlerinden birini seçmek gerekiyordu...
"Çaresiz kalmışım gözlerim şaşkın
Çile rüzgarında savrulmuşum ben
dertler derya olsa bende bir sandal
Devrilip batmışım boğulmuşum ben"
sonra siyah giyen ablalara, abilere özendik. marjinallik, farklı olma hevesi v.s. gibi nedenlerden metal müziğe merak saldık. metal müziğin felsefesini falan bildiğimizden değil ha, dedim ya sırf özenti.
"Life it seems will fade away
Drifting further everyday
Getting lost within myself
Nothing matters no one else
I have lost the will to live Simply nothing more to give
There is nothing more for me
Need the end to set me free
No one but me can save myself, but its too late
Now i cant think, think why i should even try
Yesterday seems as though it never existed
Death greets me warm, now i will just say goodbye
Goodbye"
lisenin son yıllarına doğru siyasi görüşümün netleşmeye başlamasıyla birlikte müzik tarzımda değişmeye başladı haliyle. ahmet kaya, ilkay akkaya derken en sertine, grup yorum a geçiş yaptık. marşlarımız, boran fırtınası, geliyoruz... grup yorum'la birlikte siyasi duruşumuzda sertleşti tabii. basın açıklamarı, mitingler, korsanlar, gözaltılar, mahkemeler, linç girişmlerine maruz kalma... yorum sevdamız hala sürüyor. bitmezde...
ve aşk... aşk da geldi çattı tabi. aşk olurda müzik olmaz mı? kavgamızın içindendi sevdiceğimiz de.grup yorum tercüman oldu yine duygularımıza...
"insanların içindeyim
seviyorum insanları
hareketi seviyorum
düşünceyi seviyorum
kavgamı seviyorum
sen kavgamın içinde
bir insansın sevgilim
seni seviyorum"
rap girdi daha sonra dünyama. rap demek doğru değil aslında. erman ender/norm. küfür etmeyi severim ben. can yücel'i, ömer hayyam'ı... en içinden çıkılmaz durumlarda okkalı bi küfür sallayıp rahatlatırım öncelikle kendimi. bu duygularıma tercüman oldu sanırım erman ender.
"çok küfür ediyor böyle yazmasın"
azdırma sen de zikim kalkmasın
aynaya bak lan, budur derdim
dökük evdeki fakir o piç de bendim.
sen bana söyle ceze mı ustan
sagopa ya da fuat kaçar bu kurstan...
sanat müziği hep varoldu zaten bi şekilde. rakımın, biramın, şarabımın yegane mezesiydi.
ulan umarım bu saatten sonra operaya merak sarmam. vasiyet ettim arkadaşlara, öyle bir şey olursa götüme piyano sokacaklar.
(bkz: zikkim yiyin ibneler/#4600159) tespitiyle beni güldürmüş/bizi anlatmış yazardır.
bunu yazarken yukarı baktım da hep benimkine benzer şeyler yazılmış. böyle devam etmesini diliyoruz.
aptal, kuş beyinli, yazmaktan aciz, megaloman, yeteneksiz... bunlar yaklaşık 1,5 senelik sözlük hayatımda hakkımda söylenenler. hiç bir ithama gocunmadım açıkcası, çünkü hepsinde gerçeklik payı vardı. en azından annemden defalarca duymuştum bu sözleri.
şimdi de #4756416 nolu entry'den dolayı pkk'lı olduk. bu da daha önce söylenmişti şahsıma, hemde bir savcı iddanamesinde. şöyleydi iddaname; " yasa dışı dhkp-c örgütüne üye olup, pkk propagandası yaptığı iddiasıyla..." garip değil mi? diyelim akp ve chp yasa dışı iki oluşum ve sana akp üyesi olup, chp propagandası yapmaktan dava açıyorlar. iddianamenin okunmasından sonra hakimle birlikte 5 dakika boyunca karşılıklı kahkaha atmıştık. savcıya " ben eta'ya göre savunma hazırlamıştım, şimdi yan bastık " deyince cenderme salmıştı üzerime.
neyse cankuşlarım, söyledikleriniz beni rahatsız etmiyor, aksine güldürüyor. ne bok olduğumu çok merak ediyorsanız kimlik numaramı vereyim gidip emniyetten gbt me bakın isterseniz.