bilgilendirmek ve öğüt vermek için gerçekleştirilen cuma hutbesinde hutbe okuyan imama "masalı kes" diye bağırarak cahillik, edepsizlik, saygısızlık ve hayvanlık örneği sergilemektir.
hutbe hocanın hakkıdır istediği kadar konuşsun. cenazelerde,bebek mevlüdü ve diğer durumlarda bayıltmasın
dua faslını uzatmasınlar karıncanın ruhuna kadar gitmenin hiç alemi yok .
cebinizdeki paraya göre, dayak mı yersiniz, millet sizi alkışlar mı orası tartışılır. fakat iki türlü de sonu kötü biter. çok zengin olursanız insanlar size darılır. çok fakir olursanız insanlar sizi döver. falan filan.
cenazede malazgirt savasina giren masalci cenebaz hocalarin hakettigidir. icinden bu hocalara kufredenler, bunu disindan soyleme cesareti bulmus alisene giydirmistir. alisenin bu cesaretini parasi kadar yanmis yuregine de baglamak gerekir.
bir çeşit fantezi. ali şen'in durumuyla karşılaştırılmaması gerekir. zengin-fakir gibi sığ muhabbetler bir tarafa; adam acılı, cenazeye gelenlerin hemen hepsi yakını-tanıdığı-bir şekilde irtibatı olan insanlar. dolayısıyla söylediği söz ters karşılanmamış.
ama sen tutarda onlarca mümin'in içinde imama "masalı kes!" diye haykırırsan en iyi ihtimalle "bu adam meczup mu la?" diye düşünüp seni yaka paça dışarı atarlar. iyi ihtimal budur evet, kötüyü var sen düşün.
düşünsenize carl sagan'ı, ısaac asimov'u, richard dawkins'i, Stephen Hawking'i okuyarak büyümüşsünüz. evrenin ve yaşamın ne harika bir şey olduğunu bilerek her bir bilgiyle her gün dünyayabakış açınız değişmiş.
insanoğlunun 3 milyon yılı geçmeyen bir tarihi olduğunu ve bunun son 5000 yıla yakının bildiğimizin farkında olarak, 65 milyon yıl öncesinde dünyada neredeyse 300 milyon yıl varlığını sürdüren bir sürü başka canlılar olduğunu ve dünya üzerinde toplam 5 kere kitlesel yok oluşlar olduğunun öğrenmişsiniz.
en yakın yıldızın uzaklığını, güneşimizin ortalama bir yıldız olduğunu ve dünyamızın metal çekirdekli bir gezegen olduğunu bu yüzden hayatın oluşmasının gerçekleşebildiğinin farkındasınız. dünyamızın daha büyük olsaydı gaz devi daha küçük olsaydı atmosfersiz bir ay olacağının ve mantodaki kütlesel akışın dünyanın elektromanyetiğini oluşturarak bizi kozmik radyasyondan koruduğunu öğrenmişsiniz.
dünyanın yaşının 4,5 milyar yaşında güneşin ömrünün tam yarısı olduğunun bilincindesiniz. bing bang diye bir patlamayla kütlesel sınırın aşıldığını ve büyük bir ihtimalle kara deliklerin neden kara olduğunu bile bilmektesiniz. hiç görmeseniz de kütlenin davranışının aslında fiziksel olarka ne kadar da evrenin davranışını etkilediğinin farkında olarak.
maddenin ve elementlerin fiziksel yapısının ve bozonların bağlılığının sınırını aklınız yeteceği kadar anlamışsınız ve anlamaya çalışıyorsunuz. cansız madde ile canlı maddenin arasındaki o çok ince çizginin ne kadar da kırılgan ve yakın olduğunu öğrenmiş. ve hayatın belki de maddenin kendisini geliştirerek kopyaladığını düşünen bir felsefeyi kabul görmüşsünüz.
tüm memelilerin aslında neredeyse %90 birbirine benzediğini, teknoloji olarak kan beyin organların aslında hep evrilmiş olduğunu görüp kabuledecek nesnelliğe sahipsiniz. ya da sahip olmaya çalışıyorsunuz.
sadece gerçek olanın peşindesiniz. sizi duygusal olarak tatmin edecek bir şeyin değil. ister anlamsız ister anlamlı olsun gerçek gerçektir diyerek düşünüyorsunuz. ve bu şekilde hayata evrene bakarken.
hep dediğim gibi, madagaskar'ın nerde olduğunu bile bilmeyen bir adam kalkıyor ve bana etkileri ahenaton döneminden kalma değişe değşe kopyalana kopyalana zamanımıza gelmiş hurafeler ile evreni benden daha iyi anladığını düşünüyor.