yapılması gereken ama yapılmayacak eylemdir. onu geçtim de bu haberin yalan olduğunu bas bas bağırdık ama yobaz olduk, en azından bazı yazarlardan özür beklemiyor değilim. araştırmadan, sadece bir kaynağa dayanarak burada ahkam kesenler şimdi nerede merak ediyorum.
bazı gerçekleri açığa çıkaran durumdur. hürriyetin niyeti zaten belli. başlıktan bile sadece türbanı ve onu takan kadınları yani kişi hak ve hürriyetini(tesadüfe bak gazetenin ismi bir de) yani kendi ismini hedef aldığı belli. "türban rezaleti(!)" şimdilerde oldu "basın rezaleti".
sıklıkla olduğu gibi yakın zamanda da yaptığı yalan haber sebebiyle hürriyet'in yapması gereken.
***
Uğur Dündar imzalı haberdeki iddiaların tamamı yalan çıktı. Konya Numune Hastanesinde başörtülü radyoloji uzmanı tarafından testis ultrasonu çekilmediği öne sürülen hasta Ali Faruk G., bizzat Hürriyet gazetesine, "Röntgen bürosuna gittiğimde başı açık bir sarışın doktor vardı. Ultrasonumu çekmedi" dedi. Öte yandan, haberde suçlanan iki kadın doktorun bugüne kadar yüzlerce testis ultrasonu çektikleri, hastane kayıtlarıyla ispatlandı.
Konya Numune Hastahanesi'nde başörtülü kadın radyoloji uzmanlarının bir erkek hastanın testisinin ultrasonunu çekmediği iddialarının yalanlanmasının ardından konuşan hasta A.F.G., "Doktorun başı açıktı" dedi.
Hürriyet gazetesinin Konya Numune Hastahanesi'nde başörtülü kadın radyoloji uzmanlarının bir erkek hastanın testisinin ultrasonunu çekmediği iddialarının Başhekim Opr. Dr. Rıza Sarıbabıçcı'nın yalanmasının ardından, hasta A.F.G., de iddia edildiği gibi doktorun başörtülü olmadığını söyledi. Mersin'in Mut ilçesine bağlı Topkaya köyünde oturan A.F.G., Hürriyet ve aynı grubun bir başka gazetesi Milliyet'te dün yaşadıklarını şöyle anlattı: "Hastanede muayene ettiler. 'Önemli bir şey yok' dediler ve geri gönderdiler. Biz de Celal Tütüncü diye doktorun yanına gittik. Muayene etti, 'Acilen yatman lazım' dedi. Hastahaneye telefon açtı ve 'Sabah röntgeni çekilecek' dedi. Röntgen bürosuna gittiğimde başı açık sarışın bir kadın doktor vardı, ultrasonumu çekmedi. Personele de 'O bayan doktor olduğu için çekemez' dediler. Sonra da ameliyat oldum."
DOKTORUN BAŞI AÇIKTI
Hürriyet "Tesettür faciası" başlığı ile verdiği haberine yalanlamalara cevap verirken kendisiyle çelişkiye düştü. Hasta A.F.G. açıkça ultrason çekmeyi reddeten doktorun başörtülü olmadığını söylemesi 'tesettür' nereden çıktı sorusunu gündeme getirdi. Araştırmacı gazeteciliğin önemli isimlerinden Uğur Dündar, haberini ameliyatı yapan doktorun raporuna dayandırmıştı. Ameliyatı yapan Op. Dr. Celal Tütüncü raporunda özetle "Aşağıda bayan doktor ultrasonu çekmediği için ameliyatın zamanında yapılamadığına" yer veriyordu. Raporda başörtülü doktor gibi bir ifadenin kullanılmamasına rağmen 'tesettür'ün nereden çıktığı sorusu cevapsız kaldı. Hürriyet manşetine sahip çıkarken bunu belgeleyecek ispatlara ise hiç yer vermiyor. Aksine 'Tesettür faciası' dünkü haberde 'Bayan doktor çekmedi'ye dönüştü. Haberdeki 'tesettür' yanlışını Yeni Şafak gazetesi de iki bayan dokotorun defalarca testis ultrasonu çektiğini belgelereyek ortaya koydu.
Habere konu edilen Konya Numune Hastahanesi doktorları Dr. Kezban Arbağ ve Dr. Ayşe Yüceaktaş'ın olayın gerçekleştiği 13 Kasım gecesi görevde olmadığı açıklandı ve "erkeklere testis ultrasonu çekmekten kaçınmalarının" mümkün olmadığı vurgulandı.
RAPORU YAZAN DOKTORUN iHMALi VAR
iddialarla ilgili olarak il Sağlık Müdürlüğü soruşturma başlattı. il Sağlık Müdürü Dr. Hasan Küçükkendirci yaptığı açıklamada, 10 radyolog doktordan 4'ünün kadın olduğunu, bunların da başörtülü olarak Hastahanede çalışmasının mümkün olmadığını ifade ederken, "Bu kadın doktorlarımızın ne bu olayda ne de daha önce herhangi bir ihmal ya da suistimali olmamıştır" dedi. ihmali görünen tek doktorun, iddiaların sahibi Dr. Celal Tütüncü olduğunu ifade eden Dr. Küçükkendirci, "Hasta Ali Faruk G'nin geldiği saat olan 18.17'de görevli olan Dr. Tütüncü'nün, kağıdın üzerine 'acil' yazdırması ve radyolog hekimi evinden çağırması gerekiyordu fakat yazdırmamış. Ayrıca hastasıyla ilgili bilgiyi kamuoyuna sızdırdığı için de hasta hakları konusunda etik dışı davranmıştır" diye konuştu.
KAYITLAR DEĞiŞMEZ
"Başhekim doktorun raporunu işleme koymadı" iddiasını Hürriyet yine kendisi yalanladı. Gazetenin görüştüğü Konya Numune Hastahanesi Başhekimi Op. Dr. Rıza Sarıbabıçcı ilgili rapor için sözlü araştırma talimatı verdiğini, olayın yanlış anlaşılmadan kaynaklandığını tesbit ettiklerini söyledi. Sarıbabıçcı, Doktor Celal Tütüncü'nün rapordaki notunun doğru olmadığının tesbiti üzerine neden düzeltilmediği sorusuna şu karşılığı verdi:
"Onu doktora sorun. Ameliyat raporu bilgi işleme kayıt olduğu için onun değiştirilmesi mümkün değildir. Olayın yanlış anlaşılmadan kaynaklandığı kanaatine vardığımız için doktor Tütüncü'nün raporuna bir ek yapmaya ya da iddiasının yanlış olduğunu belirten yeni bir rapor düzenlemeye gerek duymadık. Bunun bir yanlış anlaşılma olduğunu düşündüğümüz için ileride de bir sorun teşkil edeceğini düşünmedik."
Konya Valisi Atilla Osmançelebioğlu da hastanın ultrasonunu çekmediği iddia edilen uzman doktorların hastahanede başörtülü olarak görev yapmadıklarını açıkladı.
hasta bir insanin hayatinin tehlikeye atilmasina degil de turbana kafayi takan her iki tarafin da insanligindan suphe duymama neden olan komedi. hastane devlet hastanesi olduguna gore doktorun zaten turbansiz olmasi gerekmiyor mu? turbanli turbansiz tartismasi niye? "bakin doktorun basi acikmis biz aklandik, onlar dusunsun". olay bu kadar basit ha. hani, oteki diye damgalanmaktan sikayet ediyordunuz. artik su at gozluklerini cikaralim da hep beraber insanca yasamak icin mucadele verelim. rontgeni cekmeyen turbanliymis, turbansizmis ne onemi var. once insan olsun, sonra doktor ve gorevini yapsin.
bildiriyi, haberi yayinlayan gazete(!)nin yeni asya oldugunu dikkate alirsak, bu haberin rotuslanmis bir sekilde piyasaya sunuldugu aciktir. (#1027782)
işlerine gelince herkese yobaz yaftasını yapiştırmayı bilen şahsiyetler neden hürriyetin özür dilemesine bu kadar tepkılıler bunu anlamış değilim. hürriyet bir haksızlık yaptı ve özür dilemesi gerekiyor.hürriyet ismine uygun davranmalıdır.ve insanların özgürlüklerine saygı duymalıdır.
neden sonuç ilişkisi içerisinde incelendiğinde olmayancak istektir. amin diyemiyoruz bu nedenle. hürriyet gazetesi ve türevi gazeteler bunları bilerek yapmaktadır, özür dilemesi için haberin yalan olduğunu sonradan(!) öğrenmiş olmaları gerekmektedir, dolayısıyla olayın nedeni zaten sonucunda özür dilemeyeceklerini ortaya koyacak kadar nettir. cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştıkça daha ne yalan haberler çıkacaktır ama tutup da vakit gazetesinin yaptığı yanlışı göstererek hürriyetin de aynı yanlışı yapma hakkı olduğunu iddia etmek samimiyetsizliktir. danıştay'ı hedef göstermiştir vakit, hürriyet ise türbanlıları yalan haberle karalamaya çalışmıştır, ikisi de yanlıştır, ama ile başlayan tüm cümleler samimiyetsiz olduğu kadar da kendi içinde çelişkiler barındırır. hürriyet'ten kendisini tanımayan insanlara tanıtma fırsatı verdiği ve bizi her seferinde kendileri hakkındaki düşüncelerimizden ötürü haklı çıkaran haberlerinden ötürü teşekkürler. üstü kalsın.
olayın sunuluş biçimini kasıtlı bulmayan iyi niyetli sözlük yazarlarına da selam ederiz. yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış, bu kez öyle olmayacak, emin olun.
gereksiz bir istektir. kendini bilmez cahil papa nın müslümanlara attığı iftiradan sonra özür dilemesi gibi bir şeydir. halbuki böyle olayların özrü olmaz. çünkü bu özürler kalplerde açılan yaraları kapatmaz. bu yüzden tek yapılması gereken allah a havale etmektir. nasılsa hepimiz attığımız her adımın hesabını ödeyeceğiz.
dün akşam kanal d haberde, hastanın amliyatını yapan doktoroun ,hasta dosyasındaki "hastayı iki kere radyoloji servisinde gönderdik. fakat radyologlar bayan olduğu için ultrason çekilemedi." beyanıyla çelişen bir iddia vardır ortada. haberi yapan muhabirin elinde belge vardı. TBMM Sağlık işleri Komisyon Başkanı AKP'li Prof. Dr. Cevdet Erdöl ie görevli doktorun erkek olduğunu belirtmiştir.
(bkz: bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu)
