"ne münasebet" denilecek önermedir. daha çocuk yaşta "okulla geçinilmez, çalışacaksın" düşüncesini aşılarsan birine, okutmazsan öyle de kalır o insan. tesadüf değildir belki ama zorunluluktur.
ne derdiniz var arkadaş hurdacılarla diye düşündürten düşünce. olum hurdacılar olmasa biz yolsuz kaldığımızda evden tenekedir antendir kime satıp bira parası ,harçlık çıkartcaz.
hayat kavgası veren, bunun için alnının teriyle çalışan insanlardır. bir filmde duymuştum diyordu ki " dünyanın en huzurlu insanları akşam evine ağır bir ter kokusuyla dönen insanlardır" o alın terinin emeğin kokusudur. bedava peynir sadece fare kapanında oluyor efendi bunu sakın unutma. üzerlerinde servet değerinde elbiseler, pahalı kokular, süper arabalar ve futbol sahası büyüklüğünde evleri olan ama içleri bok gibi kokan, işcinin emekçinin kanını eme eme semirmiş godoşlardan olmaktansa o ölsün dediğin hurdacılardan olmak daha iyidir.
hurdacıların önemini bilmeyen birinin söylediği sözdür. ikincil demir çelik fabrikaları bu hurdalarla üretim yapmaktadır ki hurdacılar olmasa bunca metal ihtiyacını nereden karşılandığını düşünülmesi gerekmektedir.