evrak vagonlara yüklenir. vagonlar sirkeci'den haydarpaşa'ya geçmeyi bekler. allah'tan işler o zaman fazla hızlı yürümüyor. bu arada durumdan haberdar olan bulgar elçisi kağıt hamuruna dönüşecek bu eserleri kurtarmanın peşine düşer. hükümetini ikna eder ve evrakı hükümeti adına satın alır. böylece evrak sirkeci'den sofya'ya gider. belgeler nispeten kurtarılır. nispeten dememin sebebini yeni şafak'taki açıklamada gördüm. meğer evrakın bir kısmı, sirkeci istasyonu'na doğru hareket eden kamyonlardan sultanahmet parkı'nda ortalığa saçılmış. çöpçüler evrakları toplayarak kumkapı'da denize dökmüş. olayın duyulması üzerine meraklı vatandaşlar kumkapı sahillerinde evrak toplamaya başlamış.
bulgarlar tarafından özenle saklanan ve tasnif edilen belgelerin, 1980'lerde ancak mikrofilm olarak türkiye'ye verildiği ve başbakanlık devlet arşivleri osmanlı arşivi daire başkanlığı'nın bu belgeleri, "bulgaristan'da osmanlı evrakı" adıyla yayınladığı belirtiliyor
mayıs 1931 tarihi içinde istanbul defterdarlığı,evrakı metrukeyi tasfiye etme düşüncesi kapsamında osmanlı döneminden kalan 1.5 milyon tarih belgesini okkası 3 kuruş 10 paraya kuru ot ve saman fiatına bulgaristana sattı. -türk tarihi arşiv belgelerini satma işini m.tekfuryan adındaki bir ermeni şirket sonuçlandırdı. -türkiyenin her yerinde (il, ilçe. köy) osmanlıdan kalan arşiv belgeleri yakıldı veya yok edildi, elden çıkarıldı. yakılanlar arasında arap harfleri ile yazılmış el yazması kuran`ı kerimler bile vardı. -arşiv belgelerini satma işinin sorumlusu 1920li yılların başlarından 1946 yılına gelinceye kadar devlet yönetiminin tepesinde bulunan mustafa abdülhalik renda ve arkadaşlarının onayı ile gerçekleştirilmişti. -ve abdülhalik renda, ünlü bir masondu. tarihin gündeminde gerçekleştirilenler türk milletinin tarihine ihanet idi ama bu suçlamayı yakıştırmayı hiç kimse üzerine almadı.-resmi tarih çelişkilerle dolu acı gerçekleri görmek istemedi.
-türkiyede resmi tarihin savunucusu fırıldak tarihciler" gerçekleri açıklayabilir mi!
abdülhalik renda, osmanlı arşivini bulgaristan`a satışına onay veren ünlü mason
mayıs ayı 1931 tarihi gelende istanbulun hali bir başkaydı. kış aylarından yeni çıkılmış, parklarda lale çiçeklerinin kımızıdan sarıya her türlü rengi boy atıp serpilmişti. karaköydan vapura binenlerin adalara doğru gidişi esnasında martıların süzülerek uçması, boğazın beyaz köpüklü dalgaları arasından yunusların birbiri ardı sıra fırlayarak atlamaları görenleri derin derin düşündürüyordu. sirkeci sahillerinde ise insanlar bir koşturmaca ve telaş içindeydi. köprü üzerinde oltalarını haliçin sularına atarak kısmetlerine avlayacakları balıkların sayısı ile kendilerini avutanların durumu görülmeye değerdi.
sirkeci tren istasyonunda ise bir başka telaş vardı o günlerde cağaloğlu yokuşundan aşağı doğru inerek tren istasyonuz önünde duran kamyonların üzerindeki yüklerdi boşaltmaya çalışan hamalların alınlarındaki terlerden anlaşılıyordu ki çok zahmetli ve ve yorucu bir yük taşıdıkları o sırada babıali yokuşunda yürümekte olan genç gazeteci ibrahim konyanın gözleri faltaşı gibi açıldı. az önce sirkeciye doğru giden kamyonların üzerindeki balyalardan kopan kağıt parcaları etrafa saçılmıştı. altın sarısı kağıtların bir kısmı yerlerde sürünüyordu. parçalanan ve ezilenler de vrdı. onca telaş ve koşturmaca arasında sadeve ibranhim hakkı efendinin dikkatini çekmişti kağıtlar . 4 haziran günü sabahleyin son posta gazetesinin ilk sayfasında yer alan şu haber okuyucuların kaşlarını çatmasına neden oldu: mayısın on ikinci salı günü sultanahmetteki maliye evrak hazinesinin önünde (2030) kadar araba sıralanmış kapının önüne büyük bir baskül konmuş, bir takım çemberlenmiş kâğıtlar tartılıyor ve hamallarla bu arabalara konuluyor ve sirkeci istasyonuna taşınıyordu. bu ameliye esnasında bunlardan birçokları da sokaklara dökülüp saçılıyordu..."aslında gazetenin yazdıkları bir konuya parmak basmaktı.
sirkeciye doğru giden kamyonlardan savrularak yere düşen kağıt parçaları osmanlı arşiv belgeleri idi. haberin yayınlanması üzerine hükümetin haberi olmuş sevkiyat durdurulmuştu. muallim cevdetin zamanın başbakanı ismet paşaya yazdığı duygusal mektup ve konunun tbmmde gündeme getirilmesi üzerine arşiv belgelerinin taşınması ve satılması konusu tartışmalara neden oldu. insanları dehşete düşüren çelişkili gelişme ise arşiv belgeleri m. halim ve m. tekfuryan adındaki bir ermeninin sahibi olduğu şirket tarafından satıl alınmış ve bulgaristana satılmıştı. bu durumda şu soru akla geliyor:-neden bir ermeni şirket arşiv belgelerini alıyor, ve neden bulgaristana satılıyor! aslında arşiv belgelerinin satılması olayının aylar önce başlayan gelişmesi yaşanmıştı. ismet inönü hükümetinin maliye bakanı abdülhalik rendanın emirleri çerçevesinde evrakı metrukenin tasfiyesi (işe yaramaz evrakların/belgelerin elden çıkarılması) düşüncesi kapsamında istanbul valiliğine bağlı defterdarlık bünyesinde çalışma gösteren bir komisyon kurularak depolarda ve dolaplarda yer bulunamıyan ve artık işe yaramaz olan kağıt parçası evrakları ortadan kaldırmak gerekiyordu. satış işi için 13 mayıs (1931) tarihinde gazeteleri ilan verilmiş, kısa bir zaman sonra 21 mayıs (1931) tarihinde de sonuçlandırılmıştı. satılan evrakların tutarının 120 balya ve 400 sandık civarında olduğu anlaşıldı. satış işi mayıs 1931 de gerçekleşmişti ama bu olaydan 9 ay önce ankaradan gelen bir yazı üzerine komisyon kurularak ve işe yaramaz belgeler ayıklanarak satılması istenmişti. istenmişti ama kurulan komisyon bir türlü hangi evrakların elden çıkarılacağına karar verememişti. gelişmeler sonrası tbmmde arşiv belgelerinin satılması konusundaki tartışmaya cevap veren maliye bakanının şu sözleri sözleri tutanaklara yansımıştı: yeni harflerin kabulü münasebetiyle bu evrakın kıymeti tarihiyeye haiz olmayanlarını yakmak mevzubahis oldu. vekalette düşünüldü ki bunlar imha edileceğine , memleket dahilinde şuraya buraya atılacağına kağıt fabrikalarına satalım dendi.
güya burada maliye bakanı kendini savunuyor. istenirse bulgaristan evrakların hepsini olduğu gibi gönderebilirmiş. ve satış işlemi sonrası anlaşıldı ki evraklar/belgeler defterdarlık önünde kurulan baskül/kantar ile tartılmış ve okkasına 3 kuruş 10 para değer biçilmişti. ve de satılan evrakların miktarı ise 120 balya ve 400 sandık civarında idi. ağırlığı kantar ölçümleri sonucu 40 ton civarında idi. özetli osmanlı döneminden kalan tarih evrakları kuru ot ve saman fiatına elden çıkarılmıştı. bahanesi de hazırdı yeni harflerin kabulü münasebetiyle. tbmmdeki tartışmalar sonrasında kendisini savunan maliye bakanı mevcut evrak tetkik edilmiş işe yarayanlar ayrılarak yukarı kata konulmuş ve mütebaki (geride kalan) işe yaramayanlar da satımlık için ayrılmıştır.
--ALINTIDIR`--