bugün bilinenlere göre turuklar(türkler), hiung-nu'lar ve hunlar, bugün moğolistan'a dahil olan altay ve sayan dağları arasındaki bölgeden gelmişlerdir. bu üç halkın birbirleriyle en azından akraba olduğu, hatta aynı halk oldukları düşüncesi hakimdir; ancak farklı kaynaklarda farklı isimlerle anılmalarından ötürü günümüzün tarih bilimcileri tarafından bu isimler farklı tarihi dönemleri için kullanılır.
* çin kaynaklarının aktardığı isimle söylemek gerekirse; "hiung-nu" mao-tun'un (mete han/oğuz kağan) kurduğu devletin de ismidir. modern tarihçiler tarafındansa hunların doğudaki çekik gözlü, tipik türk kökleri için kullanılır.'
* hun terimi, hiung-nu'ların batıya giderek hint-avrupa halkları ile birleşerek avrupa hun devletini kuran kolu için kullanılır. "hunlar" isimi, çoğunlukla sırf atilla ve avrupa'ya getirdiği halklar topluluğu ile bağlantıya getirilsede, bazı tarihçiler hiung-nu ismini avrupa hunları için de kullanırlar.
hiung-nu halkı farklı kaynaklarda farklı isimlerle adlandırılmaktadırlar. en yaygın isimler şunlardır:
tarihleri
hiung-nu halkının, kendileri ile bağlantılı olan hunlar gibi altay ve sayan boylarının birleşmesinden oluşmuş olduğu kabul edilmektedir. ayrıca bu topluluğa yüzyıllar boyunca birçok hint-avrupa kavimleri, moğol kavimleri ve çin'den sürülmüş olan bazı çoban halklarının karışmış olması gerektiği düşünülür. mesela m.ö. 349 yılından kalma bazı çin yazılarında hiung-nu halk birikiminin 19 boyundan biri olduğu belirtilen, çiğ kavmi (asya türkleri için tipik olmayan) uzun burunları ve uzun sakalları ile çinlerin dikkatini çekmişlerdir.
hiung-nu halkı hakkındaki bilgiler, özellikle atların üzerinde savaşan bir halk olarak olduğu konusundadır, ancak m.ö. 8. yüzyıldan kalan bazı çin yazılarında altay bölgesinde yaşayan ve at koşturmayı bilmeyen halklardan da bahsedilir. çinliler bunlara farklı zamanlarda farklı adlar verirler; yung, ti, huy veya hiy-yun. çinliler mesela ti-halkı hakkında m.ö. 714 ve m.ö. 541 yıllarından kalma yazılarda, onları mağlup ettiklerini ve bu halkın yaya olarak savaştığını kayıt etmişlerdir. bu üstte sayılan halklarında hiung-nu'larla mutlaka bağlantıları olmuş olması gerektiği düşünülür.
m.ö. 1800 yılından kalan kanıtlarda hiung-nu'ların en büyük ataları olarak hükümdar çungvi'nin adı geçer. m.ö. 1766'da, çinlilerin şia-döneminde yazılmış olan yazılarda, çungvi'nin soyundan olan kiya adındaki 17. hükümdarın tahttan indirildiği yazmaktadır. ayrıca bu kaynakta, kiya'nın oğlu olan sunni'nin kendi boyundan 500 kişi ile birlikte huyi-boyunu kurduğu yazmaktadır. türk tarihçilerine göre bu huyi-halkı, hiung-nu halkının ve sonraki hunların başlangıcıdır. sunni tukyu-boyunu da kurmuş olabilir. ondan sonraki hiung-nu hükümdarları soylarının tukyu-boyundan kaynakgöçebeleri(türkler,moğollar, tonguzlar)vurgulamışlardır. tukyu-boyu, asena boyu ile çok yakın akrabadır ve onlardan sonra gelen göktürk hükümdarları soylarının asena-boyundan kaynaklandığını daima belirtmişlerdir.
m.ö. 350 ile m.ö. 290 yılları arasında çin topraklarının kuzeyinde, çin seddi'nin ilk başlangıcı olarak çin'in kuzey sınırını sağlamlaştırmak ve korumak amacıyla ilk savunma yapıları inşa edilmiştir. hiung-nu halkının saldırılarına karşı daha etkili olabilmek için, çin'in zhou hanedanlığı'nin m.ö. 325 - m.ö. 298 yılları arasında hükümdarı olan wu-ling ordularına ata binmeyi ve ok atmayı öğretmiştir. ve hatta onları hiung-nu'lar gibi giyindirmiştir. bu tedbirler sayesinde hükümdarlığının 26. yılında orman-hiung-nu'larını yenilgiye uğratmıştır.
m.ö. 318 yılında hiung-nu'ların ve çinlerin arasında sınırların kabul edilmesi ile ilgili antlaşması imzalanmıştir.
hiung-nu'lar
ülkelerinin kuruluşu
m.ö. 300 yıllarında hiung-nu topluluğunu oluşturan bozkır göçebeleri "hun" ismini benimsemeye başlamışlardır ve bu isimden daha eski olan isimleri "turuk" artık sadece hükümdarın soyunun ismi olarak kullanılmaya devam etmiştir. dönemin çinliler hiung-nu'lara dört boyun adını vermişlerdir: hiung-nu'larının hükümdarı olan tanhu'nun, xu-la, lan, hiu-bu ve siu-lin boylarının üzerinde hüküm sürdüğü aktarılmıştır.
hiung-nu'lar, qin hanedanı'nın shi huangdi (秦始皇; pinyin: qín shǐ huáng, taht m.ö. 247 - m.ö. 210) döneminde çin seddi güçlendirilmişti ve m.ö. 215'te general meng tian (蒙恬 měng tián) komutasındaki 300.000 kişilik ordu tarafından yenilerek kuzeye püskürtülmüştü.
m.ö. 3. yüzyılda toman, (teoman, 頭曼單于 tóumàn dānyú; taht ? - m.ö. 209) ve oğlu motun (mete, 冒頓單于 mào dùn dān yú; taht m.ö. 209 - m.ö. 174), çinlilerin han döneminde bulunan ülkelerini çok kez korku icinde bırakan bir ülke kurmuştur. bu "büyük hun imparatorluğu" ve diğer isimlerle tanımlanan ülkenin yüz ölçümü 18 milyon km²'yi bulmuştur. ülkenin yönetimi bugünkü moğolistan'ın batısında, yani altay bölgesinin moğolistan'da kalan gool mod adlı bölümünde ve moğolistan'ın merkezinde kalan ötüken bölgesinin noyol-uul (bugün noin ula) adlı kısımında bulunmuştur.
bu zamanlarda hiung-nu'ların baş rakibi, kendileri gibi göçebe bir yaşam sürdüren ve bugünkü kansu bölgesinde yaşamış olan yü-çi (月氏) halkıdır. bu halk çok kez çinliler için para karşılığında savaşmışlardır. m.ö. 176 yılında hiung-nu'lar motun (mete) emiri altındaki yü-çi'leri ve onların etrafında yaşayan diğer halkları mağlub etmiştir ve motun bunu çinlilerin han-hükümdarına saygılı bir şekilde bildirmiştir:
tengri'nin (göktanrının) taht'a oturtduğu hiung-nu'ların büyük şan-yü'sü, çin hükümdarının herhangi bir sıkıntısı var mı, bilmek ister.. [] sonra lö-lan, u-sun ve ho-k'ut halklarını ve bunların etraflarında bulunan diğer 25 ülkeyi mağlub edip hepsini hiung-nu yapmıştır. böylece bütün yay gerip ok atan halklar birleşip büyük bir aile olmuştur.
mete döneminde hiung-nu'ların, kırmızı ya da altın renkli ve ortasında bir ejderha kafası resmi bulunan bayraklarını çinlilerden aldıkları düşünülür. henüz devlet kurmadan önce hiung-nu kavimlerinin, beyaz renkli ve ortasında altın renkli bir kurt kafası bulunan ortak bir bayrak kullandıkları bilinmektedir.
erken zamanlarında iyi gelişmiş devlet yapıları ile dikkat çeken hiung-nu'ların çoğu konuda genel yasaları ve cezaları vardır. mete'nin devamlı olarak kısa süre içinde harekete geçmeye hazır büyük bir ordusu, devletin ve ordunun sorumluluğunu farklı rütbelere sahip farklı kişiler arasında paylaştırılmış bir düzeni olmuştur. bu düzen özellike mete'nin oğlu ki-ok döneminde (laoşang tanhu, m.ö. 174 - m.ö. 161) geliştirilmiştir. ayrıca ki-ok halkından vergi toplamaya başlamıştır.
hiung-nu hükümdarları tükyu kavmine bağlı "süylyanti" kavminden gelmektedirler ve kendilerinden sonra gelecek olan tüm bozkır imparatorluklarının da devam ettirecek ve geliştirecekleri eski türk devlet yapısı geleneğinin temelini atmışlardır. bu şekilde yapılanmış bozkır imparatorluğu geleneği 13. yüzyıla kadar var olmuş, ama sonra cengiz han tarafından sona erdirilmişdir.
hiung-nu'nun tükyu ve aşina hükümdarları, mağlup ettikleri kavimlerin üzerinde sadece simgesel olarak hüküm sürmüşlerdir ve bu kavimlerin başındaki aileyi sadece başka bir aileyle değiştirmekle yetinmişlerdir. çin yazılarına göre hiung-nu topluluğu 4 milletten ve toplam 24 kavimden oluşuyordu. bunlardan en önemlileri süylyanti kuyan, lan, suybü, tsülin, tayçi, uytı ve tsetszuy kavmileridir
Bu konu ile ilgili çok iddia vardır yanı öyle böyle değil duysanız böhhhhh! Der kusarsınız neyse hepsini sırası ile yazayım
irani oldukları:hunlar bir birlik olduğu için içlerinde birçok değişik halkı barındırır buna iran kökenli halklar da dahildir ama direk kendilerine irani diyemiyoruz
Hunların Dilleri irani halklar gibi hint-avrupa dil ailesine girmediği ve fiziksel özelliklerinin iranilerden farklı olmasından dolayı bu iddia çürümüştür.
Slav oldukları: bu iddia rus tarihçiler tarafından ortaya atılmıştır ruslar 9.yy da millet olmuştur bu çok geç bir süredir rusların kendine ata araması sonucudur
Bahsedilen yazıtlarda hunların slav halklarına benzememesi(savaşçı,çekik gözlü, kısa boylu) ve dilleri avrupa dillerine girmediği için kabul görmemiştir
Germen oldukları: bu da aynı slav oldukları iddiası gibidir avrupa hunlarının içinde Germenler olsa da asya da hun devletinin kurulması bu iddia yı çürütür
Ural oldukları:bu da macarlar tarafından ortaya atılmış bir iddia dır lakin fiziksel olarak urallara benzememesi ve kültür olarak urallardam çok farklı olması yüzünden kabul görmemiştir
Macar tarihçiler de artık türk olduğunu söyler
Moğol oldukları: bu da japon tarihçiler tarafından ortaya atılmıştır kubilay han'ın Japonya çıkartmasının etkisinde kalmışlar demek ki
Bu iddia da dilleri moğolca ile benzemediği için kabul görmemiştir
Çinli oldukları: bu iddia çok eskidir han hanedanlığı döneminde yaşayan sima qian hunların atasının çin in ilk devleti olan xia devletinin yönetici kesiminden chunwei adında bir soylu olduğunu iddia etmiştir
Fakat bu iddia modern tarihçiler tarafından kabul görmemiş düşman ile akrabalık kurma ilişkisi olarak yorumlanmıştır ve batılı tarihçiler xia devletinin varlığına şüphe ile bakmaktadır
Yenisey oldukları: Yenisey Kırgızları değil yani Yenisey kökenli oldukları bu iddia da hunların Yenisey dilleri konuştuğunu iddia eder
Bu iddia da kabul görmemiştir fakat günümüzde hala bunun üzerinde duran tarihçiler az olmasına rağmen vardır
Türk oldukları: doğru olan iddia budur gerek dillerinin türkçenin onogur kolundan Çuvaşça ya çok benzemesi, gerek kültür gereği hiçbir fark olmaması, gerek diğer milletler tuttuğu kaynaklarda hunlara türk diye hitap etmesi, gerek rusların ve almanların bulduğu arkeolojik kalıntılar(kemer tokası, kılıç, çanak,çömlek vb.) hiçbir şüpheye yer vermemiştir
Günümüzde batılı tarihçiler hunların proto-türk(türk değil ama türklerin atası) olduğunu iddia eder ne acıdır ki bizim türkçü,ülkücü kesim de bunu kabul eder
Batılıların bunu yapmasında ki amaç türk tarihini kısaltmak içindir
Ayrıca Persler türk,hintliler turukha,Çinliler tue-kue veya tue-ki,romalılar turcae/tyrace gibi kavramlar ile hunlara türk demiştir bu da hunların proto-türk olmadığı türk'ün kendisi olduğu anlamına gelir.
yok abi ne alakasi var diyenin de, kesin bizim amca oglu diyenin de bilimsellikten uzak atistigi konu.
oncelikle sunu suraya bir birakayim: (bkz: jean paul roux), (bkz: histoire des turcs)
burada referans verilen amca omrunu asya ve erken donem turk kulturune adamis biri.
tanimsal olarak ilk irdelenecek sey irk olmali. butun carpismalar, savaslar, asimilasyonlar, evlilikler vs. sonunda kokene donuk arastirma yaparken alinabilecek parametreler orf/adetler ve dil olmali.
dunya'da turklerin kokeni uzerine yazilmis en ciddi ve en saygi duyulan "turklerin tarihi" kitabinda turkler ve hunlarin aynı millet oldugu goruluyor.
hatta bir adim daha ileri gidiyorum, hunlarin ve turklerin ayni koken benzerlikleri, bugun turk dedigimiz bizlerin bu kavramlarda gecen turklerle (en buyuk handikap islamin kabulu ve osmanli) olan bagindan daha fazla.
turkler tarih boyunca cok fazla din degistirmis, cok fazla dini kendilerine adapte etmislerdir. bunlardan en yaygin olanlari ise sirasiyla Tengricilik, budizm ve islamiyet olmustur (hristiyan turkler de vardir ama o baska bir basligin konusu). yine tarihciler tarafindan orta asya'da turk diye tanimlanan kisilerin analizince kullanilan ortak tanimlama sudur: turkler serttir, savascidir, misafirperverdir, yapilan hatayi ve yanlisi affetmez, dinlere hosgoruludur (bugunku anadolu insanini turklerden ayiran en buyuk ozellik de bu bence), kadinin, geyigin, atin, kurdun ve kardesligin kulturlerinde cok buyuk yeri vardir. kadina esit birey olarak bakilir. kisa boylu, atina cok deger veren, adeta at ustunde dogmus gibi at suren barbarlardir.
ustteki paragrafi biraz acmak gerekirse (en sondan baslayalim): barbar kelimesinden kimse gocunmasin, bu tanimsal bir durumdur ve tanimlamaya o gun de bugun de uygun davrandigimiz asikardir. turkler bir kac ufak ayrinti doneminde sanata hic bir zaman yon vermemis, sanati destekleyip kopyalamis (kullanmis) ama pek de gelistirmemis toplumlardir. ayni zamanda gocebe ve bozkir hayatindan kopamamak, savassiz duramamak da bu tanimlamanin icindedir. kadin ve dine saygi konusuna gelirsek sanirim hepimiz olayin az cok nerede patlamaya basladigini tahmin ediyoruz (bkz: islam). dogru olmakla beraber eksiktir cunku islam ilk yayilis doneminde bir anda ulastigi zengiligi daha korumaci ve yumusakca gelistirici bir tutum sergilemistir. aslinda bu durumu cok guzel ozetleyen durum sudur; "islam turklere bu yeni dinin maddi ve manevi zenginligini sunarken turkler de islamin yayilmasina onculuk edecek savasciligini sunmustur". yani bir yandan turklerle islamin birlesimi tarihsel olarak her kisinin buyumesine etki ettiyse de ayni zamanda ikisinden de yapisal seyler goturmustur.
tekrar konunun temel sorusuna gelirsek; evet, hunlar turktur. yukarida anlatilan kavramlar dahilinde dunyadaki saygin bilim adamlari tarafindan kabul edilen bir tezdir bu. ama ayni yapisal tezler turklerin orta asya'da gecirdigi bilinen yuzyillar boyunca cok fazla cinlilestigini, cinlilerin de cok fazla turklestigini soylerler ki bu da dogrudur.
Hiung-nu da zaten göktürklerin atasıdır göktürk(türk) kültürü de hiung-nu kültürünün bir uzantısıdır yani hiung-nu lar kendilerine türk demese de türkçe konuşan ve sonradan türk olarak anılacak boyları bünyesinde barındıran devlettir
He derseniz göktürkler türk değil çin kaynaklarında karluklar için göktürk boyu olarak bahsedilir yok karluklar da türk değil derseniz sektirin gidin.
Türk bir sülale adıdır. toplayıcı ad olmasını arap akınlarına borçluyuz. arapların ilk fetih hareketleri göktürkler dönemine değil de oğuz yabgu devleti dönemine yahut da türgiş dönemine denk geldeydi oğuz yahut türgiş diye anılacaktık.
bu konu uzun da umarım anlaşılabilmişimdir.
Tabi ki de anlaşılabilmemişim çünkü mal dolu bu amına kodumun sözlüğü.
türk diye bir sülale var bu sülale bizim bildiğimiz k
Göktürk kağanlığının bağlı olduğu hanedan/sülale. bu adamlar güçlü olduğu için araplar bu adamları tanıyor bizim oğuzların da dili bunlara benzer olduğundan araplar topuna birden türk diyor. hatta farslar da türk-manend diyor yani türke benzer diyor bunların adı türkmen diye kalıyor adları. kıpçak kökenli aybeg'e bile türkmen diyorlar oğuzla da ilgisi yok.
Kendilerine türk demiyorlar da türk değillermiş o zaman persler de fars değil kendilerine günümüzde olduğu gibi farsi değil pers diyorlar baksana
Edit:macaristan a hungary denmesinin nedeni de onogur dan gelir hunlu anlamına gelmez.
17-18.yy dan beri zibilyon tane iddia olan konudur biraz da hun'a göre değişir
Hiung-nu:türk,moğol,tohar,yenisey kavmi oldukları düşünülmüş çoğu yabancı sitede,makalede de türk olduklarını okudum lakin bünyesinde bu saydığım diğer topluluklar da vardır lakin yıkıldıktan sonra (sien-bi ve cücen istilası) bu hiung-nu soyundan gelen boylar göktürkler(türkler) olarak anılmıştır
Hun:bildiğimiz hunlar ya da avrupa hiung-nu ları (bkz: attila) bunlar için de türk,moğol,kafkas,irani,cermen,slav oldukları iddia edilmiştir lakin gerek hiung-nu lara göre daha yakın bir tarihte yaşamaları gerekse arkeolojik imkanın bolluğu sayesinde türk oldukları daha net bir şekilde kabul edilmiştir ki rusyada hunlar ogur türküdür temalı kitaplar türkiye ye göre daha çoktur birçok rus,çuvaş,tatar türkolog da hunlar için kesinlikle türk ifadesini kullanır
Akhun:bunlar da eflatit hanedanı/ailesidir bunların kökeni biraz karışık tohar diyen var türk diyen var irani diyen var
Burada kağanların adlarına bakılarak türk oldukları var sayılır(aksuvar,toraman,mihirakula zaten üç kağan var geri kalan da kabile yönetimi dönemi) lakin kurucu kabileler için hun-avar denir akhun imparatorluğu için bu yüzden türk oldukları çok nettir
Ama akhun vasalı huna kabileleri vardır bunlar da göçebedir ama iranidir sonradan türklesmiştir.