yine yarı cahiller "tarihçi" edasında milleti aşağılamaya ve saçma bilgilerle kendi fikirlerini övmeye gelmiş. hunlar bir türk kavmi değildir hunlar bir etnik köken de değildir, doğrusu hunlar türklerin kurduğu bir konfederasyon devletidir step imparatorluğu'dur. ayrıca huncanın türk dil ailesinin bir parçası olduğunu söyleyen ve ogurların(türkçe de ki z ve ş nin r ve l ile değişmesi yani oğuzlar) hunların atası olduğunu söyleyen ve Türkçe nin ogur kolundan Çuvaşça nın hunca'nın devamı olduğunu belirten pek çok yerli ve yabancı adam akıllı kaynak varken Macaristan ve Moğolistan'ın siyasi amaç altında siyaset yapanların söylediklerini kaynak olarak göstermek kusura bakmayın ama komiktir.
wikipedia da okuduklarıyla kendini tarihçi sananların bok attığı tez.
wikipedia da huns başlığına girince ilk maddelerden biri modern ethnogenesis teorisi. bunu okuyan çok yeni bir şey öğrenmiş gibi sözlükte ethnogenesis tezi diye tutturuyor.
wikipedia da yazan salaklar kaç bin yıllık çin kaynaklarına da bok atıyor. ciddiye mi alalım? çinliler alanları yıkanların hiung-nu lar ile aynı olduğunu sonradan uydurmuş diyorlar. ben de çinlilere çok güvenmem, ama adamların kaynaklarına da laf etmeye kalkmam. be adam senin deden ukrayna da ormanda ayılardan kaçarken bu adamlar tarih yazıyordu.
wikipedia elbetteki kaynak değildir. isteyen herkes kaydolup istediğini yazabilir. sözlükten bile kolaydır wikipedia da yazmak.
ama, madem birileri kaynak alıyor bakalım wikipedia başka ne diyor.
1) aynı wikipedia hun-bulgar ilişkisinden de bahsediyor.
bulgar hükümdarlar listesinden de bahsediyor, yani bulgar hakanlarının kendilerini attila ya bağladıklarından.
dahası pek çok kültürel ögenin iki toplum arasında nasıl benzeştiğinden.
2) zahmet edip asağıda hunnic language linkini tıklasalar, aynı wikipedia onlara hun dilinin hakim görüşle altay dili olduğu, çoğunluğun turki bir dil kabul ettiği, bazılarının turki mogol arası ama turki ye yakın bir dil olduğunu iddia ettiklerini görecekler. macarlar ın ural dili olduğunu ispatlama çabalarının bile kabul görmediğini de okuyacaklardır. hunlardan kalma 3 tane içki adından hareketle almancaya bağlama girişimlerinden de bahis var, ama açıkçası 3 kelimeyle bir toplumu ari ırk ilan etmek avrupalilar için bile abartılı bir komedi. hun isimlerinin turki orjinli oldugu da açıkça yazılmış.
gelelim bazı arkadaşları mal bulmuş mağribi gibi mutlu eden ethnogenesis meselesine.
attila nın bütün hun ordusu asya hunlarından gelen insanlar diyen mi var? (türk desem o zaman türk mü vardı diyecekler)
hükümdar ailesi ve onlarla birlikte devleti kuranlar asya hunları ile aynı diyoruz.
kendini islam in savaşçısı gören bayazid hristiyanlık adına savaşan haçlı ordusunun karşısına dikildiğinde ordusunda vasalı olan hristiyan sırp prensi lazarevic ve askerleri var. sivas a yürüdüğünde yine vasallari olan sirp prensi ve bizans imparatoru var.
dini bir amaç için savaşanlarda bile bu durum varken hunlar doğal olarak kendilerine katılan herkesi yanlarına toplamışlardır.
yani kalkıp da ethnogenesis ethnogenesis diye bağırmak salaklıktır, zaten hunlar turktu diyenler bile hun devletinin bir konfederasyon olduğunu bu yüzden de attila öldüğü anda egemenlik altına alınan kavimlerin dengizig i (enteresandır babaannem de deniz yerine dengiz der hala) takmayarak isyan ettikleri için dağıldığını kabul eder.
bulgar örneği bu bakımdan güzel bir örnektir. bulgarlar çok net bilinen bir türk grubudur(hatta Vikipedi de "history of turkic people" yazdığınızda 500-1300 arası gösteriliyor ve bu türk devletleri arasında yer alanlardan biri de "old great Bulgaria"). bir kolu tuna tarafına gelip egemenlikleri altındaki slav nüfusu kullanıp bizans a denk bir güce ulaşmıştır. yazılı kaynaklarda açıkça görüldüğü üzere soyları attila ya kadar uzanan turkce konuşan, turkce isimleri olan bir hükümdar ailesi kurmuştur devleti, volga bulgarlariyla da akrabadırlar.
ama slavlasmistir. halkın çoğunluğu slav diye bulgar devleti bir slav devleti olmaz.
eğer bulgar tarihi açık şekilde bilinmese, mesela sadece tuna bulgarlarından ibaret olsalardı, bulgarlar da türk değil der çıkarlardı. allah tan volga bulgarlari var.
hunlar, diğer pek çok göçebe devleti gibi "tek millete mâl edilebilecek" bir devlet yapılanması içinde değillerdi. yüzyıllar boyunca bu topraklarda kurulan devletler bir "ulus devleti"nden ziyade "göçebe konfederasyonu" şeklindeydi. yani ortalamanın üzerinde başarılı olan bir topluluğun etrafına cebren ya da gönüllü olarak daha fazlası toplanıyor ve bunlar din-millet farkı gözetmeden aynı toplum içinde barınıyorlardı. tabii zamanı gelince de (hakim unsur zayıflayınca yahut diğer unsur kendinin yeterince güçlü olduğuna kanaat getirdiğinde) bir ayrılış/isyan/dağılma sözkonusu oluyordu. göçebe "devlet"lerinin bir anda yok olup, aynı topraklarda aniden tekrar dirilmesinin sebebi de budur. bu durum cengiz han'ın kurduğu devlette moğol'dan çok türk olmasını ve moğol devletinin parçalarının ilhanlılar(ilhanlı moğolları da memlüklere ayn-calut da yenildikten sonra hepsi anadolu da türkleşmiştir azerilere katılanlar zaten azınlık olduğu gibi geri kalan da orta asya ya geri dönmüştür) ve yuan devleti hariç cağataylar ve altın orda devletinin türkleşmesini açıklar.
hun kelimesi ulus,birlik,topluluk,koyun(bunun ne alakası var bilmiyorum) gibi anlamlara gelir, bu da hun devletinin bir göçebe konfederasyonu olduğuna delâlet eder niteliktedir.
fakat tüm bunlar dışında, hun devletinin hakim unsurunun ve çoğunluğunun türk halkları(sabirler,ogurlar,oğuzlar,yenisey kırgızları vb.)olduğu su götürmez bir gerçektir. çin yıllıklarında t'ukiular'dan (göktürkler) "hiung-nular'ın ardılları" diye bahsedilmesi ve hun dilinin hazarca,ön Bulgarca ve Çuvaşça'nın (tek yaşayan Çuvaşça'dır) türkçe nin ogur dil grubuna girmesi bu konuda yeterince kanıt teşkil eder. ha t'ukiular'ın türklüğü konusunda şüpheleriniz varsa, yine aynı yıllıklarda qarluqlar'dan "t'ukiular'ın bir kolu" diye bahsedilmesi yeterli bir kanıttır, hâlâ anlamamakta diretiyorsanız müsait bir yerinize kutadgu bilig,orhun abideleri,yenisey yazıtları'nın bir nüshasını enlemesine sokmak zaruri hâle gelmiş demektir