Meşru müdafa hükümlerinin uygulanabilmesi için gerekli şartların oluşmuş olması gerekir. Size veya yakınınıza karşı, o an içerisinde, sizin veya yakınınızın vücut bütünlüğüne dair mevcut bir tehdit olması gerekiyor. Ölçülülük ilkesi de mantıklı ve yerindedir. Kuyumcunuzu soymaya gelen soyguncunun elinde bıçak var diye adamın kafasına sıkarsanız, öldürme iradesiyle davranmıs olursunuz ancak omzuna sıkarsanız mevcut tehlikeyi bertaraf etmek adına bir fiilde bulunmuş olursunuz.
Uygulamada evet sıkıntılar olsa da işin normatif kısmı tutarlı ve mantıklıdır.
orantılı olma konusu yanlış anlaşılıyor bana göre. hukuk sebep sonuç ilişkilerine bakar. eğer bir kişi size saldırmıyorsa elinde bıçak olması eyleme dönük bir hareket değildir zira arada mesafe varsa siz size yönelen tehdidi savuşturacak imkanlara sahipsiniz ancak ateşli silah öyle değil. silahı çekerek ateşlemek duruma göre ardışık hareketlerdir.
elini beline götürdü silahı var sandım diyerek birini vurmak ne kadar saçma ise elinde bıçağı olan birini hedef gözeterek kafasından vurmak da o kadar saçmadır. hukuk sizin en son çare olarak yaptığınız hamleyi değerlendirir. size doğru koşarak gelen elinde bıçaklı birine doğrudan ateş edemezsiniz. havaya ateş ettiniz olmadı yere doğru ateş ettiniz buna rağmen size yönelik eylem devam ediyorsa o zaman şahsı size yönelik haksız fiili bertaraf etmek üzere yani durdurmak üzere ayağından vurabilirsiniz der kanun. zira amaç saldırıyı durdurmak ya da kesintiye uğratmak. yoksa ulan sen kimsin de bana bıçak çekiyorsun al ulan deyip adama bir şarjör mermi boşaltmak değil.
işte bireysel silahlanma konusu biraz da böyle bir şey.
meşru müdafaa konusunda ihtiva eden "orantılılık" saçmalığını barındırmasına anlam veremiyorum.
yani bir suçlu sizi bıçak ile tehdit ederken siz ruhsatlı silahınız ile onu öldüremiyorsunuz. böyle saçmalık olamaz.
her zaman mevcut sistemde godomanları kollayan ve halkı da bu istekler üzerine şekillendiren bir meşru organdır.
üniformalı birinin zulmünü güvenliği sağlıyor diye normal görenler hukukun kararlarını da meşru olduğu için normal görür.
ayrıca devlette her zaman yönetici- yönetilen ayrımı olur. işte bu sistemde kimse yönetilen olmak istemez ve mevcut otoriteyi ele geçirmeye çalışır.
hukuk da bir nevi bunu önler ve hiçbir devrim hukuksal bir kararla gelmez çünkü devrimler bir sınıf geçişidir ve mevcut otorite hiçbir zaman bu gücü sana vermez.
mesela feodalizme karşı burjuva sınıfı galip gelmiş proletarya sınıfı ise rusya da bir ara fırtına estirmiştir.
o zamanların hukuk sistemini incelersek hepsinin yasaları mevcut otoritenin varlığını meşru kılmaya ve haklı çıkarmaya uygundur. tıpkı bugün olduğu gibi.
ben bu yüzden pek adaleti takan biri değilim, hukukun üstünlüğünü savununca hakkını alacağını sananlar var, olsun onlarda öyle mutlu oluyor.
ülkemizde kişiye göre kuruma göre değişir. eskiden bir yanlışlık yapacak olsam lan hukuk var ülkede eşşek değiller ya anlarlar diyordum. misal biri yolda ağır yaralı hastaneye yetişmesi gerekiyor ya almam lan arabaya yolda ölse faili ben olarak hapse girerim bu ülkede. hukuk değildir o guguktur hukuk olsa duramazsın.
türkiye'de iktidarların kendine göre yonttuğu kurallar bütünü.
"hukuku dolanmak" diye bir kavram var bilenler bilir. ülkemizde istisnasız bütün iktidarlar hukuku yük olarak görmekte ve hukuktan doğan sorumlulukları yerine getirmemek için "hukuku dolanarak" kendi kafalarına göre takılmaktadırlar.
ben okulda öğrendiğim teorik bilgiyi gerçek hayatta uygulamalı olarak sağlamak isterim. ama malesef bu mümkün olmuyor ülkemizde. daha bugün bir yargı kararını uygulamıyorum diyen bir cumhurbaşkanımız var. hadi kapatalım fakülteleri, zira boşa okuyoruz. birinin tetikçisi olmazsan, doğruyu söylersen kararını tanımazlar ya da sürerler veyahut da içeri atarlar.
düzgün bir devlet için kusursuz işlemesi gerekendir.
yozlaşan devletlerde her işte olduğu gibi para kazandırsın yeter mantığıyla bakılır.(doktorluk vs.) bu da hukukun çöküşünü hızlandırır.her işte olduğu gibi aslında gönül işidir.
kollukkuvvetleri ile birlikte adalet için çalışan devlet her zaman ayakta kalır. kalmasa bile hukuksuzluk yüzünden çöküntüye uğramaz.
şimdi ea'dan alıyor ama eskiden sözelden alıyormuş öğrencileri. sonra bakmışlar olmuyor matematik bilen hukukçu adayları almaya başlamışlar okullara. iyi de yapmışlar.
makul, orta zekalı bir insanın herhangi bir olayda nasıl davranması gerekiyor ise ona göre hareket edilmesinden yola çıkarılarak oluşturulan kurallar bütününün genel adı şeklinde farklı bir tanımlama yapabiliriz. Yazılı veya yazısız hukuk kuralları olabilir.