Hukuk denklem gibidir. Eşitliğin iki tarafında insanlar ya da kurumlar vardır. Bu denklemi eşitlemek ve bilinmeyeni(doğru olan) bulmak için denklemi eşitlemeye çalışırsınız. Bunun için bazı götürmeler yapmanız gerekir; bu da ceza demektir. Hukuk tanımının özünde maddi yaptırım yatmaktadır. ilk hukuk kuralları da kısastan çıkmıştır ve günümüze kadar şekillenmiştir. Toplumun ihtiyaçlarını karşılamak üzere yapılması gerekir. Bu yüzden her toplum da hukuk kuralları farklılık gösterebilir. Bu kurallar toplumun vicdanını yansıtır.
Hak kelimesinin çoğulu. Toplum hayatında kişilerin birbirleriyle ve toplumla olan ilişkilerini düzenleyen ve kamu gücüyle desteklenen kurallar bütünü. Toplum hayatında insanların huzur ve refah içinde yaşayabilmeleri için olmazsa olmaz kurallar. Kişilerin özgürlüklerinin sınırlarını çizen, yasaklar koyan, haklar tanıyan, emirler veren kurallar. Evet hukuk sadece medyaya yansıdığı kadar değildir. Bizler medyadaki siyasi davalara bakarak hukuku yargılıyoruz. Hayır hukuk bu değil. Hukuk tüm hayatımızda karşımıza çıkan, büyük oranda davranışlarımızı düzenleyen kurallar bütünüdür. Mesela trafiğe çıkıyoruz, kuralları var; işe gidiyoruz, kurallar çerçevesinde çalışıyoruz; alışveriş yapıyoruz, al gülüm ver gülüm kuralı. Evet hepsini hukuk düzenler. Ve bu konularda kimse hukuku eleştirmez. Ama medyada yer alan siyasal hukuki haberler herkesin kıyısından köşesinden eleştirdiği, hukukun olmadığını iddia ettiği haberlerdir. Çünkü o siyasidir. Kimse kendi siyasi görüşüne aykırı düşünceleri kabullenmek istemez. Aslında orada bok atması gereken şey siyaset olmalıdır ama bunu yapamaz. Çünkü bizim insanımız ekmek kadar su kadar siyasete ihtiyaç duyar ve onu eleştirmek istemez. Sadece karşıt görüşlüleri eleştirmekle yetinir. Ama basına yansıyan hukuki meseleleri de hiç araştırmaz, iddianameleri bir kere olsun okumaz, sadece at gözlüğünden bakarak eleştirir. Hukuk sadece bu gördüklerin ve duydukların kadar değildir ve o kadar basit değildir. Evet, hukuk siyasal iktidarın fahişesidir denilmiş. Belki doğru bir önerme ama eleştirilmesi gereken hukuk değil, siyasettir. hukuku fahişe olmaya iten durmaksızın sikip bokunu çıkaran siyasal iktidarlardır ve bu sadece tek bir ideoloji değildir. Ayrıca adalet yok deyip hukuku eleştirenlerde hem adaleti hem hukuku anlamayan insanlardır. Adalet kısaca herkese hak ettiğini vermektir. Sadece haklıya hakkını vermek değil, haksıza cezasını vermektir. Hukuk bunu büyüjk oranda sağlar. Ama insanların ne kadar hilekar siyasetin ne kadar alçakça bir şey olduğu burada görülür. Hukukun yıllardır kapatılamayan açıkları, ispat yükü denilen ilkenin hem iyi hem kötü sonuçlar doğurması hukukun adaletsiz olmasına neden oluyor. ayrıca toplumda oluşan paran kadar insansın algısı hem hukuku hem adaleti hem insanlığı ...... ve daha pek çok şeyi ortadan kaldırıp düzensizliğe yol açıyor. Bunun tek sorumlusu hukuk değil bilakis en büyük sorumlusu insanlar ve iktidarlar yani siyasettir.
prof. yasemin ışıktaç'ın kendi tanımlarımızı yapacak düzeye gelene kadar adalete yönelmiş toplumsal yaşama düzeni olarak tanımlamamızı istediği kavram. ülkemizde yanlış uygulayanların olması kendisine olan güveni günbegün azaltmaktadır.
Hayalim olmayan ama Türkiye'de iş garantisi için ender bulunabilecek derecede kıymetdar,
özellikle bazı derslerini Fransızca alınca bir acayip olduğum, Almanların arabadan başka dünyada
otorite olduğu alan olan ve hak-eşitlik-özgürlük gibi kavramlara ilgi duyuyorum diyerek hukuk fakültesi öğrencisi oldum diyenlere
güldüğüm nadide bilim dalıdır.
insana eleştirel bakış açısı verir, matematik-geometride iyi olanların nispeten daha başarılı olduğu bir daldır.
hak hukuk gag gug guguk. en basit tanımı: toplum hayatında, kişilerin birbiri ile olan ilişkilerini düzenleyen ve yaptırım
gücünü devletten alan, uyulması zorunlu olan düzenleyici kuralların tümüne hukuk denir.
hukuk seküler kurallardır öncelikle. cumhuri rejimler öncesi, yani monarşik yönetimlerde mesruiyet din, gelenekler ve soyluluk vasfıyla sağlanırdı. hukuk demek, devletin tüm vatandaşlarının aynı kurallarla, aynı objektifle ve ideolojik veya dinsel düşüncelere bağlı kalmadan aynı haklardan yararlanabilmesidir.
toplum hayatında kişilerin
birbirleriyle ve toplumla olan ilişkilerini
düzenleyen ve uyulması kamu gücüyle
desteklenmiş bulunan sosyal kurallar
bütünüdür. adalet amaçlı merkezcil
toplum yaşam düzeneğidir. hukuk dönemden döneme
değiştiği için hala yeterli
tanımlamalardan yoksundur.