Sayısalın nasıl tıbbı varsa, eşit ağırlığın da hukuğu vardır. Her zaman eşit olmayabilir ama genellikle ağır bir bölümdür hukuk. Öğrencisi olmak ise zor değildir sadece düzenli çalışmayı gerektirir.
ilk 1000 bilemedin 2000 kişi içerisine girip, genelliklede aile-çevre baskısı ile nadiren de ideal edinip hukuk fakültesini yazan sonra yazdığına asgari 4 yıl çarpı 4 bin kere bin pişman olan öğrencidir. hayalleri yıkılmaya mahkumdur.
entelektüel birikimi olmaması halinde, mezun olduktan sonra, sadece avukat adı altında "iş takipçisi" veya "hakim veya savcı" adı altında "emir alan" düz bürokrat olabilecek öğrencidir. gerçek hukukçu, hukuk bilgisi yanında, kelime haznesi zengin, dile hakim, genel kültür, toplum ve dünya hakkında bilgi, farkındalık, bağımsızlık ve özgürlük bilinci sahibi kişidir.
birinci sınıfta hani lan zor diyolardı amk hukukmuş peeeh diyen 2. sınıfa geçince o lafıni itinayla yemeye başlayan öğrenci çeşididir. en çok da ana bacı kaydırdıktan sonra "yaz sınıf öğretmenliği git amk. ne işim var benim burda aklımı sikiyim aklımıı. eşşeğim ben zaten eşşeeek." diye höyküren insandır kendimden biliyorum.
universite hayatı uyku, sosyalhayat ve ders paradigmasından oluşur ve 3u aynı anda olmaz 2sı olursa 1i olmaz işte hukuk öğrencisi bunu cok ıyı bilen öğrencidir. genelde hukuk öğrencisi uyku ve dersi tercih eder ve sosyal hayat ve dersi secen okul bittiğinde cok sey kazanmış olur.
Hukuk fakültesine devam zorunluluğu olmadığı için sadece vize ve finallerde uğradığı düşünülen ama gerçekte girmediği her dersin cezasını vizede giden puanlarla ödediğini bildiği için fakülte yollarını eskiten öğrenci profili.
bir yılın toplamda üç dört ayı hayattan kopan(vize,final,büt) insanımsıdır.
bir kere her öğrenciden daha zekidir,ben şu bölümde okuyorum şöyle zor böyle zor serzenişlerine he he öyle der geçer çünkü kimse onun girdiği sınavlara girmemiştir. (işte buraya bitiyorum)
her öğrenciden kendini daha özgür hisseder çünkü kürsüdeki hocasıyla istediği konuyu tartışabilir.hatta bu tartışması sözle kalmaz sınav kağıdında da istediği gibi hükümeti, yönetimi vs eleştirebilir hatta bu sınavdan alnının akıyla geçebilir.
her öğrenciden daha sabırlıdır.geceler boyu ders çalışıp, tek rakamlı notlar almayı sindirebilmiştir.herkesin sevgilisini koluna takıp gezdiği, havuzda denizde çekildiği fotograflarını facebooka koyduğu günlerde ders çalışabilmiştir.
her öğrenciden daha çok kendine güvenir çünkü o geleceğin avukatı, savcısı, hakimidir.
her öğrenciden daha hayalperesttir, en çok parayı kendisinin kazanacağını düşünür.
ama başa dönersek yılın üç dört ayı sadece yaşayan ölü dür.ders çalışan bir robottur..
Okurken hukuk ogrencisi olmanin havali oldugunu dusunur sikimsonik triplere girerler, okul bitince yine o sikimsonik avukatlik stajinda cay tasirken hangi sikimi yiyecegini kestiremeyen ogrencidir.
Bir üniversitenin kütüphanesinde oğlan kızın masasına yaklaşarak yavaşça sorar: "Yanınıza oturabilir miyim?"
Kız, yüksek sesle yanıt verir:
"GECEMi SiZiNLE BERBAT ETMEK iSTEMEM!.."
Kızın sözlerini herkes duymuş, başlarını kaldırmış,
dik dik ayaktaki oğlana bakmaktadırlar... Oğlan çok utanır ve hiçbir şey
diyemeden,şaşkın şaşkın kendi masasına geri döner...
Birkaç dakika sonra kız yerinden sessizce kalkar, oğlanın masasına yaklaşır ve ona yavaşça şöyle der:
"Ben psikoloji öğrencisiyim; demin,şaşıran bir erkeğin nasıl
tepki vereceğini öğrenmek istemiştim; bu arada sizi de herkesin önünde biraz
utandırdım sanırım, özür dilerim!"
Bu kez oğlan onu yüksek sesle yanıtlar:
"BiR GECELiĞiNE 200 DOLAR MI?.. ÇOK PARA!.."
Oğlanın dediklerini de yine herkes duymuştur ve bu kez ayaktaki kıza dik dik bakmaktadırlar ki, oğlan şoka girmek üzere olan kızın kulağına yaklaşıp şöyle fısıldar:
"Ben de hukuk öğrencisiyim: çevreye birini suçluymuş gibi nasıl gösterebilirim öğrenmek istemiştim, özür dilerim!"
Geneli maldır. Bu başlıktan göreceğiniz üzere "hukukçuyuz biz yeaa" diye takılırlar. Bir grup vardır "dersler çok zor, yazmayın hukuk mukuk" diye dolanır. Kulak asmayın onlara. Çalışın üniversite sınavına gelin. Gelme hukuka yea diyen biri denk gelirse "Madem öyle sen okulu bırak, amın evladı" diyin. Tecrübe edindim ki öyle yapınca suratları düşüyor *
Ortalama bir hukuk öğrencisinin hayatını anlatayım. okula haftada 1 ya da 2 defa gider. bzen hiç gitmez. derslere olan ilgisine bağlı. dersler üst üste binip yaşam isteğinizi sömürüyor.
kaybedenlerdensiniz. korkma titre. evet beni tanıyamadınız. ben fuat avni.
kıymetli zamanını iyi kullanması gereken öğrencidir. aksi takdirde önünde sadece bir ay ve okunması gereken 15bin sayfayı bulur. Bulur da sabahlama, kahve yeme moduna girer.
Hayır, en başından düzenli olsan, derslere girsen, sık sık tekrar etsen bunlar başına gelemz. Ama bu dediğimi de kimse yapmaz.
Netice itibariyle işi zor öğrencidir, mal falan da değildir; saygıyı hakeder her türlü!
saygıyı hak eder demek kimseyi imtiyazlı konuma sokmak değildir.
bunu dahi anlayamayanları göstermiştir.
her üniversite öğrencisi saygıyı hak eder, hakkında mal vs. denmez diyerek biraz daha meseleyi açacağım husustur.
diğer bölümlerde okuyan arkadaşları yılbaşında barlarda discolarda kopup eğlenirken yeni yılı lanet olası kitaplarda gözü kan çanağına dönmüş şekilde karşılayan, cemre daha düşmeden bahar geldi diye dışarı fırlayan diğer öğrencileri camdan balkondan imrene imrene seyrederken ulan yaz gelsin acısını çıkarırım diye aklından geçiren, yaz gelince de diğerleri gibi denize değil büte giren, kız değil not hesabı yapan, o kadar çalışıp nasıl büte kaldığını küfürler içinde sorgulayan kısacası durmadan ve istemeden çalışan, kafayı yeme derecesine gelmiş öğrencidir.