dünya üzerinde nefes alıp veren başka hiçbir insanın sahip olamayacağı kadar yüksek oranlarda bulunan ama yine de sahibine zarar vermeyen özgüvendir. mesela bir tıp fakültesi öğrencisiyle, ki ben onlardaki özgüvenden de pek hoşnut olmasam da hak veririm, kıyaslanamayacak derecede yüksek bir özgüvene sahiptir bu hukukçu arkadaşlar.
efem bu arkadaşlardaki özgüven, şu 16 yıllık ergen ömrümde sebebini anlayamadığım yegane meseledir. yani bir fotoelektrik olayıdır, ne bileyim higgs bozonudur, bunların sebebini daha cerndeki adamlar araştırmaya başlamadan önce çözmüştüm, biliyordum ama bunların özgüveninin nereden geldiğini, nereye dayandığını bilemiyorum. neler yapmadım ki bu uğurda. allah seni inandırsın sevgili kardeşim, taa asur tabletlerine baktım, yok. o zaman bile bu arkadaşların özgüveninin nereden geldiğine dair bir kelime dahi yok. bakıyorsun, adam şu geçtiğimiz 100 yıl içinde yaşamış birkaç siyasetçi ve general arkadaş tarafından oluşturulmuş yasaları biliyor diye yanına yaklaşamıyorsun. sanırsın meslektaşı planck gibi kuantum mekaniğini filan keşfetti. yok amk. altı üstü yukarıda saydığım yasaları ezberledi. gel gelelim her konuda bilirkişi olarak ahkam kesmekten de alıkoyamıyorsun adamı. ağzını kapatıyorsun karnından konuşuyor, karnına yumruk indiriyorsun darp raporu alıp dava açıyor. böyle de ahlaksız.
Okulu bitirip avukat olunca, kendisini kiralayan kişi lehinde her türlü yalanı dolanı atıp, üste bir de para kazanacağı için olabilir.
Daha adını söylemeden mesleğini söylemeyi pek severler. Bir canı kalmış kişinin üstündeki paltoyu alabilmek için de o ezberledikleri maddeleri tehdit aracı olarak kullanmayı da..
Hepsinin cebi tomarla para doludur. Sorsan gülerek "müvekkili parası" derler.
Vergi levhalarina bak, asgari ucretliden az kazandiklarini görürsün.
saçları ağarana kadar çalıştıkları rivayet olunuyor. vay amk. bi biz çalışmıyoruz demek ki. kime dil uzatsan saçları ağarana kadar çalışmış çıkıyor. fotokopiden aldıkları üç tane ders notuyla 4 yılda yatarak bölüm bitirdiklerine bizzat şahit olmasam da inansam amk.
asla bitmemesi gereken özgüvendir o. hukuk öğrencisi megaloman olmak zorundadır. en iyisini ben bilirim havasında olmazsa bitirdiğinde de o havaya giremez. gireceği davada kendine güvenemez. ya karşımdaki avukat benden iyiyse diye düşünür, başarı gösteremez. oysaki karşındaki ne kadar iyi olursa olsun en iyinin sen olduğuna inanırsan gerçekten her şey daha kolay oluyor.
ama tabi çok kıskanılmaktadır, o da ayrı. hukuk candır, sen de okusaydın napalım? en mükemmel benim.
tuhaflık hukuk öğrencilerinde değildir arkadaş tuhaflık özgüveni olmayan diğer öğrencilerdedir. sen gidip çöpçülükte yapsan emeğinle para kazanıyorsun, en gururlu meslek seninkisidir. özgüvenin en çok senin olmalı. tartışılması gereken diğer öğrencilerin neden özgüvensiz olduğu. şimdi defol git kendine özgüven aşıla. hadi bağiyim.
örneğini sözlükte de görmekteyiz. hiçbir derde derman olmadığın ve bomboş bir adam olduğun halde dışarıdan çok komik görünen bir özgüvene sahipsin diyorsun, adam diyor ki sen de okusaydın. niye lan? kendimi komik duruma düşürmeye çok mu meraklıyım niye okuyayım? hayır tıp okuyor olsan da söylesen bunu neyse. rahatlıkla kazanılabilecek ve okunabilecek bir bölümden bahsediyoruz burada.
çoğu zaman hz. musa gibi denizi yarabileceklerini sanırlar. girdikleri cafede garsonla yedikleri tostun kaşarının inceliği ile ilgili bile tartışabilirler ve bunu da haklarıymış gibi lanse edebilirler. ha bir de olayı mutlaka anayasanın bilmem kaçıncı maddesine bağlarlar.
size bize giren çıkan bir şey yok sonuçta. özgüven sahibi olmak güzeldir. severim özgüven sahibi insanları. ancak;
neyin özgüveni amk, sikindirik bir ezber sınavıyla giriyorsun: rasyonel sayılar, taaşşuku talat ve fitnat bla bla, okulda da ezberletiyorlar ondan iş yapıyorsun. nasa değil cern değil.