Zordur. Tamam belki derslere devam zorunluluğu yok ama sınav dönemlerinde 700 sayfadan fazla kitap bilgi okuduğumu bilirim. Artık her yerde böyle kanun maddeleri filan uçuşuyor.
Bu ülkede hukuk okuyorsanız adaletin olmadığı bir ülkede hukuk okumanın trajikomik hallerini çok göreceksiniz. Kitaplarınızda, kanunlarda, derslerde hep adaletten bahsedilecek ama gerçekte hiç de adil olmayan uygulamaları, yargı kararlarını dahi göreceksiniz. O yüzden okumayın, boşverin.
Ben okuyorum işte hacı pek birşey yok yani. Millet kafayı yemiş lan vallahi. Eğer amacın 3.70 ortalama yakalamak falansa her bölümde hayan gibi çalışman lazım zaten. Benim hedefim öyle ortalamalar değil bizim okulda 2.00'la mezun olunuyor benim ortalama 2.10 şuan 2.00-2.20 arasıda birşeyde mezun olurum okulu falanda uzatmam. Yüksek lisans hevesim yok. Kendime çok güveniyorum avukat mesleği icra edicem mezun olup staj yaptıktan sonrada. Bu iş piyasa işidir zaten kime nasıl muamele çekeceğini bilirsen iyi bir kazanç elde edersin.
Ha birde çevre meselesi var. Bu önemlidir. Biraz çevre edinin iletişiminizi geliştirin derim o kadar ders çalışacağınıza. Az ders çalışın ordan kalan vakitlerde gidin garsonluk yapın. Hukuk bürosunda çay falan demleyon hiç olmadı gidip adliyede dava izleyin.
Hukuk okuyan insanların değişik değişik triplerini anlamıyorum lan ben valla bak. 3.senem bitiyor artık sürekli bütlere kaldım sürekli alttanda ders aldım hiç şikayet etmedim. Millet 1 ay önceden çalışmaya başlar sanki ertesi gün sınav varmış gibi 1 ay öncesinden okula uykusuz saç baş dağınık gelirler falan. Rezillik. Ben vize ve finallerden 1 hafta önce ve sınav dönemi çalışıyorum yalan yok gecemi gündüzüme katıyorum az uyuyorum ama şikayet etmiyorum. Çünkü ben 22 yaşında bir adamım ve hayatımı yaşamakla meşgulum şimdi çalışıyor olabilirim ama bu sınavlar bitince çatır çutur sevişmeme devam edicem takılıp gezip tozucam.
Tavsiyem size fazla takmayın valla bak bu okul nasılsa biter biraz üniversite hayatı yaşayın kendinizi geliştirin aşık olun için sarhoş falan olun tatile gidin vs...
Haa bu arada yarın ceza hukuku sınavım var ben burada entry giriyorum öylede abartmamaktan kastım budur yani. Yarında 60 alır bakarım dalgama bana ne ya.
Not: hukuk eğitimi üzerine eleştirel yaklaşımımı başka bir zamana saklıyorum ama mutlaka yazıcam işte o zaman ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Yinede merak eden olursa dm'den yanlarsınız. Hadi iyi geceler.
durduk yere arama başlığına yazılandır. ne bileyim yahu, ciddi anlamda abartıldığı kadar yok işte bunu yapmak. nasıl ki yabancı bir dil öğrenirken 1-2 sene cümleleri toparlamada, o dilin temel mantığını anlamada sıkıntı yaşıyorsan hukukta da aynen bu oluyor. 1. ve 2. sınıfta her şey gözümde büyürdü, şu an 3.sınıfım ve her şeyin o kadar zor olmadığını çok açık ve net söyleyebilirim. bir kural var mesela ; ''erkekler cinsel yönelimlere sahiptir.'' bunu sokaktan geçen her vatandaşa sorsan yanlışlamaz. bu bir kaidedir. hukuku hukuk yapan şey de bu kaidenin istisnalarıdır.
'' erkek birine tutulduğu zaman cinsel yönelimlere sahip olmaz.''
'' erkek bir yakını vefat ettiğinde cinsel yönelimlere sahip olmaz. ''
'' ... sarhoşken ... ''
'' iyi bir ahlak eğitiminden geçirilmişse.. ''
işte bu istisnaları çekip çıkarabildiğin zaman bu işin mantığını az biraz kavrayabiliyorsun. tamamen bakış açısıyla ilgili bir durum hukuk eğitimini kaldırabilmek. bir duruma, bir kaideye saplanıp kalmaya müsait yetiştiğimizden dolayı uzun cümleler ağır geliyor. halbuki o uzun cümlelerde aslında o işin öyle olmadığının izahı veriliyor. bir beyin, o iş öyledir, öyle de kalmalıdır kafasıyla bir kitabı eline aldığı zaman zorlaşmaya başlıyor işte. bence ilk iki sene bunun sıkıntısını yaşadım sadece.
yoksa bu zıkkıma bir allah kulu zor diyemez. alenen tartışılıyor her şey. kavramlar, tanımlar, oturdukları felsefe büsbütün ortada. bir metni 3-4 kere okuduktan sonra hayatta unutmazsın, çünkü adam seni gerizekalı yerine koyup görüşünü dupduru açıklıyor.
ezberden çok kesinlikle kafaya oturtmak meselesi. bir nosyon meselesi. hiç alakan olmayan bir hukuk dalına bile, o nosyondan güç alıp '' aslında böyle olması gerekir. '' diyebildiğin ölçüde bu iş oturuyor. hele ki yüksek mahkeme kararları zaten hukukun ne kadar değişik yorumlamalara açık olduğunu gösteriyor. avukatlık da bu değil mi ? işin temel harcını çok sağlam kafanda oturt. sonra kelimeleri bükebildiğin kadar bük. milyon tane teori çıkart. bir şekilde o işi kap.
bir de panik atak kesinlikle kaldırmıyor. o cümleler uzun uzun akıp giderken, şöyle bir durup, '' sakin ol, bunların hepsinin bağlandığı temel bir nokta var, bir puzzle oynar gibisin, kenar başlıklarına sürekli dönüp bak, konunun özünden uzaklaşma. '' diyemedikçe, odaklanmak ile dalıp gitmek arası o ince çizgide doğru tarafı belirleyemedikçe eziyetten başka bir şey değil. tüm konsantrasyon o metinde, o kenar başlıklarında olduktan sonra, ana hatlarıyla kanunun ne demek istediği fark edildikten sonra ezberlemez isen ne olacak ? açar bakarsın yarın bir gün.
ama dediğim gibi. o temel çatı çok önemli. borçlar hukuku ise mesele, bir sözleşme kavramı her şeyden öndedir ve her yerde karşına çıkar. bir idarede kamu yararı nedir kafa hep orada olmalı. çünkü en olmadık yerden ters köşe yaptırır.
aslında hayattaki her şey gibi. kolay, ama insanın elinde zorlaşıyor işte.
tercih döneminde çoğu kez psikoloji ve pdr ile kıyaslanan -acaba ne yazsam sorusunu akillara getiren- tercih edildikten sonrada derslerle tanisincaya kadar kus tüyü hafifliği veren donem başladıktan sonra basinizdan asagi kaynar sular döktüren ancak mezun olduğunuz günün hayaliyle sizi daima ayakta ve güçlü tutan gözde bir bölümdür. bu arada avukatlık sinavini da göze alarak geniş düşünmek gereklidir bu bolumu yazarken.
son zamanlarda çoğu üniversite de kontenjanlarının artması, her yere bölümün açılması ve salak salak insanların dgs adı altında sınava girip , o bölümde hademe olamayacak insanlara da kapı açtığı için kalitesini kaybeden bölümdür. Gözden düşmüştür.
okuduğun hukuk nolursa olsun kalın kitaplar klişesinin gerçekliğini kanıtlayacak eylem. okuduğun okul ne olursa olsun zevk alınan dersten insafsız hoca sayesinde büte kalmak da hukuğun bitmez tükenmez çilesi. alışkın olmak lazım.
amacım mesleğe, hayat mücadelesine bok atmak değil ancak türkiye de abartıldığını düşündüğüm, okuyanların da kendini lord zannetmesini anlamadığım olay. hayır birader girdiğin sınav sikindirik bir ezber sınavı. 1. sınıftan beri fıstıkçı şahabın ünsüzleri, rasyonel sayılar, şair evlenmesi, taaşşuku talat feşmekan... e üniversitede da ezberletiyorlar, senden ondan iş yapıyorsun işte. şeytanın avukatı filmindeki gibi tiyatral bir hava da yok yani türk mahkemelerinde. yani bir yaratıcılık göremiyorum ben. ki mantar gibi türeyen özel üniversitelerden bahsetmiyorum bile.
gayet iyi bir fikirdir. çıkınca iyi sayılabilecek iş imkanları söz konusudur.
zordur ama iyi bir hukuk fakültesinden de boş adam çıkmaz (denirdi bizim gençliğimizde).
Bir diş hekimliği okumak değildir. Bir Dünya Latince öğren üstüne bir de amelelik yap. Keşke eşit ağırlıktan da sınava girseydim şimdi 9 Eylül'deydim kesin.
Zordur, herkesin bitirebileceği bir fakülte değildir. Zira bitse bile, o meslek alanında yükselmek için bir mucizeye ihtiyaç var, neticede her yer avukat kaynıyor. Mesele bir dava almak ve o davayı kazanmak.