Hukuk fakültesinde öğrenci olmak : Kaldığın ders var mı sorusuna "Ben başbakanı dinliyorum en az 3 demektir" diyebilmektir.
Üstten ders alabilmenin hayallerini kurarken hep alttan dersinin kalmaması için savaş vermektir. Başlarken kurulan sosyalleşme hayallerinin havada kalması ve hayatın masa başında uyuklayarak ders çalışma evrelerinden ibaret kalmasıdır. Allah seni inandırsın çarşafın dört yüzünü de minnacık yazımla doldurmama rağmen kaldım diye hayıflanmaktır.Kısacası hukuk fakültesinde öğrenci olmak Üniversite hayatınızın gündeme dalga konusu olmasıdır:
--spoiler--
(Hukuk fakültesinde öğrenciler, kütüphaneye dizilmiş ders çalışıyorlar, gece gündüz ellerinde koca koca kitaplarla dolaşıyorlar. Karşılarında eczacılık fakültesinde, sağlıkta okuyan öğrenciler.. Üzerlerinde beyaz önlükler, yanlarında güzel güzel kızlar.. O hukukçu aklından geçiriyor "benim de bir cübbem olsa, benim de bir sevgilim olsa, ben de dolaşsam ne olur, niye hep ders çalışıyorum, niye bana bakmıyorlar. diyor.)
--spoiler--
şehirlerarası bir yolculukta yanınızdaki yolcunun hukukla ilgili sorularına cevap vermek zorunluluğudur. aile, komşu, akraba, mahalle vb. gibi ortamlarda kafalara takılan hukuki sorulara ve özellikle "adam öldürsem kaç yıl yerim" sorusuna illa ki muhatap olmaktır. dört olmadı beş senede mezun olabilmek için uğraşmak ve fakat mezun olunca sudan çıkmış balığa dönmektir. falan filan.
lisedeyken sözel dersleri öğrenmek için ezberlemek gerektiğini zannederken, fakültede taşımakta zorlandığı kitapları görünce esasen aptallık olan ezberciliği bırakmak durumunda kalmak, sonuç olarak okuyup aklında uzun süre kalan bilgilerle anlayarak öğrenmenin keyfine varmaktır.