diğer bölümler için de aynısı geçerlidir. bu ülkede sağlık sektöründe o kadar açık varken; üniversitelerde diğer bölümlerin açılması veya kapasitesinin artırılması ayrı bir ironidir. oysa sağlık bölümlerinde hiç artış olmuyor doğru dürüst. bu da vasıflı insanların vasıfsız hale gelmesine sebep oluyor. maalesef yıllardır böyle geldi böyle gidiyor. umarım birileri buna engel olur.
ülkede itibarsızlaştırılmayan hiç bir kavram kalmamasından kaynaklanmaktadır.
doğruluk ve dürüstlük eğer bir toplulukta enayilik olarak değerlendiriliyorsa, işini bilen, açıkgöz, yalancı ve talancı şahsiyetler servetlerine servet katıp üstüne üstlük devvlet kademelerinin en üst noktalarını işgal ediyorlarsa orada hak, hukuk ve adaletten söz edilemez. bu durum aslında çürümüş ve kokuşmuş bir adalet sisteminin üniversitelere bölüm olarak yansımasıdır belki de.
tabela üniversiteler, devlet hastanesinden bozma sadece üzerindeki tabela değiştirilmiş tıp fakülteleri (bkz: ordu üniversitesi tıp fakültesi) gibi örnekler aslında birer sıradanlaşma ve yozlaşmanın kurumsal faaliyetleridir. dogmatik kalıplarla mankurtlaştırdığın nesillere vaadettiğin bu yapay gelecek global dünyada aslında hiç bir kıymeti olmayan kağıttan kaleleler gibidir. sonu hüsran ve farkında olanlar içinse itibarsızlık ve hiçliktir bazen.
cahillerin ve cehaletin iktidarında hiç bir kurumun itibar kazanmasına izin verilmez. itibar sadece ve sadece mutlak olan iktidarındır. maalesef hukuk da iktidarın fahişesidir.