bilim; evrenin ya da olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneysel yöntemlere ve gerçeklere dayanarak ve objektiflik çerçevesinde yasalar çıkarmaya çalışan sistemli bilgiler topluluğu ise hukuk bir bilim değildir. neden? çünkü; hukukun çıkış noktalarından birisi gelenek, görenek ve adetlerdir. bunlarda toplumlardan toplumlara değişir. o zaman bilim değişken midir? ya da hukuk bilim değilse neden üniversitelerde hukuk anabilim dalları mevcuttur? ayrıca hukukta objektiflik yoktur, subjektiflik vardır.
"Hukuk bir disiplindir, sistemdir; bilim değildir, zira deney, gözlem, ya da en azından teori yoktur işin içinde." diye çözülebilecek soruncuk. insan ihtiyacıdır hukuk; tıpkı tıp gibi, ancak bu benzetme biraz sorunlu olabilir, zira tıbbın uygulaması ve bu uygulamalardan elde ettiği dataları dönüştürüp sistematikleştirmesi işi karıştırabilir.
hala toplum biliminin varlığını kabul edemeyenin sorunsalıdır. Hukuk yasa uygulamak değildir. hukuk değişen toplum düzenine uygun yasalar koymaktır aynı zamanda. hukuk bir bilimdir ve birçok bilim dalı ile içli dışlıdır.
konu ile yapılan araştırmalar ve yazılan makaleler sosyal bilimler kategorisine girmekte olduğundan akademik açıdan bilim dalı kabul edilir.
bana sorarsanız değildir, yapılan bir araştırma, gözlemler falan da bulguları hukukçuların kullanması için de olsa sosyolojiye falan girmesi lazım diye düşünmekteyim.
hukuk beşeri bir bilimdir. fizik pozitif bir bilimdir. ikisi de bir bilimdir. birbirinden ayrıldıkları nokta subjektif/objektif bilgi içeriğidir. günümüz pozitif bilimi de şöyle der ki; subjektif bilgi de bir bilgidir, objektif bilgi de bir bilgidir.
Burada değildir, avukat kiralanmış vicdandır, öyle bilim mi olur diye atıp tutanlara aldanmayın siz. Bu gözler işleri düştü mü hukukçu hocaların avukatların kapısında en ufak bir görüş için emir eri gibi bekleyenleri de gördü.
Hukuk bir bilimdir. Sadece pozitif bilim değildir. Toplumsal değişkenliği gerekçe gösterilerek bilim değil denirse bu mantıkla sosyoloji de bilim olmamalı. Hukuk alanındaki dinamikler ve gereksinimler doğrultusunda kendisini geliştirir ve güne uygun hale getirir. içtihatlarla gelişip kendini tekrar etmemesi de bunun göstergesidir.