insanın ömründen ömür alan,insanı zaman zaman çıldırtma noktasına getiren,dışarıdaki vatandaşa ''ulan eşyanın da hukuku olur mu?''dedirten;ama her şeye rağmen Türkiye'de okunacak birkaç bölümden biri.
binlerce yıllık insanlık tarihi boyunca, zaman tarafından biçimlendirilen insan ilişkilerinin yazıya dökülmüş halidir. hukuğun temel kayanağı kültürdür. kültür sürekli değişen dinamik bir olgu olduğundan dolayı, hukuk kuralları da sürekli değişmek zorundadır.
Evrensel ilkeler matematiği. Bu ilkelerin uygulanması ile insanlık onuruna yaraşan bir yaşamın herkes için sağlanabileceği ütopyasına dayalı bir tarif. Yine de onsuz olmaz. Yada bir gün mutlaka herkese lazım olacaktır.
ne anlattığını anlayabilmek için beş senelik fakülte bitirmek gerektiren kurallar bütünü. (bkz: türkçe please)
doktorların yazdığını okuyabilmek için eczacılık bitirmek gerektiren durumla paralellik gösterir. (bkz: recete)
hukuk sozcuk anlami olarak hak kelimesinin coguludur.
hukuk; okumasi en fiyakali bolumlerdendir.
hatta oyle ki; kpss sinavlarina kaymakamlik vb. alanlarda muracaat etmis toplulukta, hukuk okuyan
insanlarin daha basarili oldugu gozlemlenmistir.
hukuk okuyanlar avukat olur genellemesi yanlistir.cunku hukuk; siyasal bilimlerin ve ekonominin cogu alanini tek basina
ele gecirebilecek bir bolum yapisina sahiptir.
gunumuzde ege adalari sorunu oldugundan dolayidir ki; masterini deniz hukuku alaninda yapmak epey yararlidir.
Vatandaş olarak en temel haklarımızın bile farkında değiliz*.
Kimin neye hakkı var, neye yok bilmeyince de ortalık en çok bağırana,
en çok adam tanıyana ve en yırtık olana kalıyor. Oysa hayvanlar âlemiyle
insanlar âlemini ayıran en önemli şey, hukuk. Hayvanlar âleminde
güçlü bir hayvan acıkınca gücünün yettiği bir diğerini avlar, yer.
insanlar âlemindeyse hukuk vardır. Zayıfı korur, güçlüyü dizginler
(Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar daha eşittir)*.
Böylece birkaç bin polis binlerce kişiyi, birkaç yüz bin asker
milyonluk ülkeleri dizginleyebilir. Kimi açıdan hayvanlar âlemini
daha dürüst; hatta doğal bulsam da her an bir bıçkın benzerim tarafından
alaşağı edilme endişesiyle yaşamak çok da hoş olmazdı herhalde.
Hakkım olan için her seferinde kedi-köpek gibi hırlaşmak zorunda kalmıyor
oluşum da fena sayılmaz.**