not: ayetin tamamı başlığa sığmadığı için haklı bir uyarı üzerine buraya yazıyorum.
"Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse o onlardandır. Allah zalimler topluluğunu doğru yola eriştirmez." (maide 51)
yahudiler ve hrisityanları dost edinmeyin diye kuranda geçer. ancak müslümanlar çok hoşgörülü bir dine sahiptirler. ayrıca yahudi ve hrisityanların kızlarını alıp haremde az hoplatmamıştırlar.
bu yüzden aşırı kin var bunlara karşı.
ha bana göre hava hoş, yesinler birbirini ama gerçekten kuranda dost olmayın geçer.
maide suresi:
51. ey iman edenler! yahudileri ve hristiyanları gönül dostları edinmeyin. onlar birbirlerinin gönül dostlarıdır. sizden kim onları gönül dostu edinirse o, onlardandır. allah, zalimler toplumunu dogruya ve güzele kılavuzlamaz.
Said Nursi den bir açıklama
Saadet çağı olan Peygamber Efendimizin (s.a.v.) yaşadığı dönemde bir "büyük dinî inkılâp" meydana geldi. Bütün akıl ve düşünceleri dinî noktaya çevirdi. Bütün sevgi ve düşmanlık din merkezliydi. insanlar başkalarına dinleri açısından sevgi gösterir, dinleri açısından düşmanlık ederlerdi. Onun için gayr-i Müslim denilen Yahudi ve Hıristiyanlara gösterilen sevgiden ve onlarla kurulan dostluktan nifak kokusu geliyordu.
içinde yaşadığımız şu zamanda meydana gelen inkılâp ise, "medenî"dir, "dünyaya ait"tir. Bütün akıl ve düşünceleri meşgul eden şey; medeniyet, kalkınma ve dünyadır. Düşünceler, en iyi uygarlık seviyesine nasıl ulaşılır, gelişip kalkınma nasıl temin edilebilir, dünya hayatında huzurun temelini teşkil eden güvenlik nasıl elde edilebilir gibi noktalar üzerinde dolaşıyor. Bu sebepten dolayı, onlarla olan dostluk ilişkilerimiz, onların güzel bulduğumuz medeniyet ve kalkınma projelerini, uygulamalarını iktibas etmektir, alıntı yapmaktan ibarettir. işte şu dostluk, kesinlikle Kur'ân'ın yasak kapsamına dâhil değildir.